Tarımsal faaliyetler insan gücünün yoğun olarak kullanıldığı alanlardır. İnsan gücünün yoğun olması nedeniyle çalışma ilişkileri bakımından ayrıca incelenmeleri gerekmektedir. Tarımsal faaliyet yapan kişilerin başta sosyal güvenlikleri olmak üzere, çalışma ilişkilerinden doğan hakları yürüttükleri faaliyetlere ve faaliyetlerin kapsamına göre değişmektedir. Tarımsal faaliyet yürüten kişilerin çalışma ve sosyal güvenlik mevzuatı açısından tüm haklarının ve borçlarının belirtilmesi yazının sınırlarını aşacak olmakla birlikte, tarımsal faaliyete ilişkin genel çerçeveyi çizmeye çalışacağım.
Nasıl belirlenecek?
İş Kanunun 111. maddesi uyarınca tarım işlerinin belirlenmesi Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın çıkaracağı yönetmeliğe bırakılmıştır. Yönetmeliğe göre; “Her çeşit meyveli ve meyvesiz bitkiler; çay, pamuk, tütün, elyaflı bitkiler; turunçgiller; pirinç, baklagiller; ağaç, ağaççık, omca, tohum, fide, fidan; sebze ve tarla ürünleri; yem ve süs bitkilerinin yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı, araştırılması, bunlarla ilgili her türlü toprak işleri, ekim, dikim, aşı, budama, sulama, gübreleme, hasat, harman, devşirme, temizleme, hazırlama ve ayırma işleri, hastalık ve zararlılarla mücadele, sulama birliklerince ortaklaşa ödeme usulü ile tarımsal sulama sistemlerinin işletilmesi, toprak ıslahı, çayır, mera, toprak ve su korunması gibi işler, her türlü iş ve gelir hayvanlarının yetiştirilmesi, üretimi, ıslahı ve bunlarla ilgili bakım, güdüm, terbiye, kırkım, sağım ve ürünlerinin elde edilmesi, toplanması, saklanması ile bu hayvanların hastalık ve asalaklarıyla mücadele işleri, ormanların korunması, planlanması (amenajman), yetiştirilmesi, işletilmesi, sınırlandırılması çalışmaları, yangınla mücadele çalışmaları, bunlara ait alt yapı çalışmaları ile etüt proje, ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon, orman içi mera ıslahı, aşılama, tohum ve ağaç ıslahı, tohum toplama, fidan üretimi, tohumlukların tesisi, ormancılık araştırma çalışmaları ile av yaban hayatı çalışmaları, milli park, orman içi dinlenme yerleri ve kent ormanlarının kurulması, bakımı, geliştirilmesi ve korunması işleri, kara ve su ürünleri avcılığı, yetiştiriciliği ve üreticiliği ile bu yoldan elde edilen ürünlerin saklanması ve taşınması işleri tarım işi sayılmıştır.
Çalışma bağımlı mı?
Tarımda çalışma bağımlı ve bağımsız çalışma olarak ikiye ayrılmaktadır. Kendi mülkünde, ortaklık veya kiralamak suretiyle başkalarının mülkünde veya kamuya mahsus mahallerde; kendi adına tarımsal faaliyet yapan kişiler bağımsız çalışan olarak kabul edilmektedir. Aynı faaliyetleri bir işverene bağlı olarak yerine getirenlerse tarımda bağımlı çalışan yani tarım işçisi olarak kabul edilmektedir. Bağımsız çalışanlar 5510 sayılı Kanun kapsamında madde 4/1-(b) uyarınca sigortalı olurken, bağımlı çalışanlar madde 4/1-(a) uyarınca sigortalı olmaktadır. Fakat iki tür tarımsal faaliyet de kural olarak zorunlu sigorta kapsamındadır.
Tarımda bağımsız çalışıp, yıllık tarımsal faaliyet gelirlerinden, bu faaliyete ilişkin masraflar düşüldükten sonra kalan tutarın aylık ortalamasının, prime esas günlük kazanç alt sınırının otuz katından az olduğunu belgeleyenler sigortalı sayılmaz. Bağımlı olarak çalışmakla birlikte, nitelikleri bakımından en fazla otuz gün süren işlerde çalışan tarım işçileri de aynı şekilde sigortalı sayılmaz.
50 çalışan sayısına bakılmaz
Doğrudan tarımsal faaliyet olmamakla birlikte tarımla ilgili işlerde elli çalışan sayısına bakılmaksızın, bütün çalışanlar İş Kanunu kapsamında sayılmıştır. Buna göre; tarım sanatları ile tarım aletleri, makine ve parçalarının yapıldığı atölye ve fabrikalarda görülen işler, tarım işletmelerinde yapılan yapı işleri, halkın faydalanmasına açık veya işyerinin eklentisi durumunda olan park ve bahçe işleri, işyerindeki veya işletmedeki çalışan sayısı kaç olursa olsun İş Kanuna tabi kabul edilmiştir.
İşin niteliğine göre belirleme
Tarım ve orman işlerinde bağımlı olarak çalışanlar tarım işçisi kabul edilmektedir. Tarım işlerinin dağınık bir şekilde ülkeye yayılmış olması, çoğunun mevsimlik iş olması, işgücünün bölgeye göre sürekli değişkenlik göstermesi gibi nedenlerle tarım ve orman işleri İş Kanununun kapsamı dışına çıkarılmıştır.
İş Kanununun 4. maddesinin birinci fıkrasına göre, elli ve elliden az işçi çalıştırılan tarım işyerlerinde veya işletmelerde İş Kanunu hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumdaki İş Kanununa tabi olmayan tarım işçileri Borçlar Kanununa tabi olacaktır. Fakat bir işyerinde ya da işletmede elli bir veya daha yüksek işçi çalıştırılıyorsa tarımsal faaliyet yapan işçiye İş Kanunu uygulanacaktır.
Muhasebecinin durumu
İşyerinde veya işletmede tarımsal faaliyet yürütülse ve çalışan sayısı elliden az olsa bile kişinin ilgili işletmede yaptığı faaliyet tarımsal faaliyet niteliği taşımıyorsa o kişi İş Kanununa tabi olacaktır. Örneğin tarım işyerinde muhasebeci olarak çalışan kişi, o işyerinde 10 kişi çalışsa da İş Kanunu kapsamındadır.
Kanunun kapsamına girip girmemek konusunda tek işyeri bazında değerlendirme yapılmaz. Aynı işverene ait tarımsal faaliyet yürütülen birden fazla işyeri varsa, o işyerlerindeki çalışan sayısına bakılır ve tarım işçilerinin İş Kanunu kapsamında olup olmadığı belirlenir.