Cem Kılıç

Cem Kılıç

cem.kilic@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

İş Mahkemeleri Kanunu geçtiğimiz hafta Meclis’te görüşülerek kabul edildi. Kabul edilen yasa ile çalışma hayatında çok önemli değişiklikler oldu. Bugünkü yazımda yeni düzenleme ile çalışma hayatında nelerin değiştiğini açıklamaya çalışacağım. Ayrıca işçi ve işveren tarafının konuya yaklaşımını da özetleyeceğim.

HAYATIMIZDA ARTIK ARABULUCULUK VAR

Yeni düzenleme ile işçi alacaklarında ve işe iade davalarında arabulucuya başvurulması zorunlu hale geldi. Yani işçi eğer işverenden kıdem, ihbar, kötü niyet, ayrımcılık veya sendikal tazminat talep ediyorsa, ücret, fazla mesai, yıllık izin ücreti, hafta tatili veya ulusal bayram ve genel tatil günü ücreti istiyorsa mahkemeye gitmeden önce arabulucuya başvuracak. Arabulucuya başvurulmadan açılan davalar direkt reddedilecek.

Haberin Devamı

Ancak düzenleme yalnızca işçileri ilgilendirmiyor. İşveren de işçiden cezai şart, eğitim gideri, avansın iadesi taleplerinde bulunuyorsa önce arabulucuya gitmek zorunda.

İşçi işveren alacakları ile ilgili uyuşmazlıkların yanında, işe iade davası için de önce arabulucuya başvurulması gerekecek. Dolayısıyla işçi eğer işten haksız yere atıldığını düşünüyorsa kanun hayata geçmeden önce nasıl 30 gün içinde dava açmak durumundaysa, bugün de 30 gün içinde arabulucuya başvurmak zorunda. Arabulucuya başvurulduktan sonra eğer anlaşmaya varılamaz ise işe iade davası açılabilecek.

Dava yükü azalacak

Arabuluculuk sürecinde uzlaşma sağlanamamış ve mahkemeye başvurulmuşsa ve işçi işe iade davasını kazanırsa, işverenin işçiyi işe başlatması gereken tarih, işçiyi işe başlatmaması halinde ödeyeceği tazminat ve boşta geçen süre ücreti mahkeme tarafından belirlenecek. Dolayısıyla işçinin iki kez dava açmasına gerek kalmayacak ve işçi işe başlatılmaması halinde eline geçecek net rakamı ve işe iade tarihini bilebilecek.

Düzenleme öncesinde işçi işe iade davasını kazansa bile işe başlatılmadığında ödenecek rakamı net olarak bilemiyor ve işveren bu konuda yanlış veya bilerek düşük bir hesap yaparsa yeniden dava açmak ve hakkını aramak zorunda kalıyordu. Bu yönden yeni düzenlemenin dava yükünü önemli ölçüde azaltacağını belirtmek gerekir.

Haberin Devamı

İşveren nasıl bakıyor?

Düzenlemeye ilişkin işverenlerin tavrı genel olarak olumlu. Ancak işveren kesimi de ücret alacaklarındaki zaman aşımının korunmuş olmasından dolayı çok mutlu değiller. Tazminatlardaki zaman aşımının kısalmasının bir gereklilik olduğunun kabul edilmesine rağmen aynı tavrın ücret alacaklarında hayata geçirilmemiş olması işveren kesiminin düzenlemeye ilişkin tavrının beklenenden daha düşük seviyede olması sonucunu doğuruyor. Diğer yandan pek çok işveren arabuluculuk mekanizmasını etkin olarak kullanmanın ve işçilerle anlaşarak iş sözleşmelerini sonlandırmanın ve işletmenin dava yükünü azaltmanın formüllerini hayata geçirmek için çalışmalara başlamış durumda.

İşçiler ne diyor?

Yeni düzenlemeye işçilerin tepkisinin yoğunlaştığı nokta, tazminatlarda zaman aşımının kısalmış olması.

Yeni düzenleme ile tazminatlardaki zaman aşımının 10 yıldan 5 yıla inmiş olması işçi kesiminin tepkisini çekiyor. Bu durum bir hak kaybı olarak görülüyor. Diğer yandan arabulucuya gidilmesinin zorunlu tutulmuş olması da işçi kesimini endişeye sevk ediyor. Arabuluculuk uygulamalarının layıkıyla yapılmayacak olması halinde işçilerin mağdur edilmesinden korkuluyor. Buna ilave olarak işverenlerin arabuluculuk mekanizmasını art niyetli kullanmasından ve işçilerin hak ettiklerinden daha azına razı olmalarının sağlanmasından çekiniliyor.

Haberin Devamı

Zamanaşımı kısaldı mı?

İşçi ve işveren arabuluculuk sürecinde anlaşmaya varırsa, bu anlaşmaya ilişkin icra edilebilirlik şerhi talep edilecek. Bu şerhin alınması ile anlaşma ilam niteliğinde belge hükümde olacak. Dolayısıyla, arabuluculuk sürecinde varılan anlaşmaya uyulması şart hale gelmiş durumda. Yani arabulucuda varılan anlaşma direkt olarak uygulanabilecek. Ancak hazırlanan taslağa göre anlaşmazlık olması halinde dava açılması gerekecek. Yani arabulucuda anlaşılmasına rağmen daha sonra taraflardan birisi bu anlaşmayı ihlal ederse bu durumda dava açılabilecek.

En fazla 5 yıl

Kanun hayata geçmeden önce, kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatında zaman aşımı süresi 10 yıldı. Yeni düzenleme ile birlikte işçi tazminatı doğuran olay gerçekleştikten sonra en fazla 5 yıllık süre içinde kıdem, ihbar ve kötü niyet tazminatı talep edebilecek. Bu durum işçiler için tazminatlarda zamanaşımının kısalması anlamına geliyor. Bunun dışında kanun hayata geçmeden önce ücret ve ücret niteliğindeki alacaklar için 5 yıl olarak uygulanan zamanaşımı süresinde bir değişiklik olmadı. İşveren tarafı bu konuda zaman aşımının 2 yıla düşürülmesi için çaba sarf etti ancak 5 yıllık zaman aşımı süresinde kısalma olmadı. İşçiler eskiden olduğu gibi geriye dönük 5 yıllık ücretleri için hak talep edebilecekler.

SGK’ya başvuru zorunluluğu var

Kanun hayata geçince kamuoyunda SGK’dan talep edilecek alacaklar için önce SGK’ya başvurma zorunluluğu geldiği yönünde bir algı oluştu. Ancak bu yeni bir düzenleme değil. Kanun hayata geçmeden önce de hizmet tespiti hariç olmak üzere SGK’ya karşı dava açmak için öncelikle SGK’ya başvurmak gerekiyordu. Bu düzenleme kanunda aynen korundu. Yani bu konuda yeni düzenleme mevcut uygulamanın İş Mahkemeleri Kanunu’nda kendisine yer bulmasını sağlamış oldu.

Yeni düzenleme ile hayata geçen bir diğer düzenleme iş sözleşmesi sona ermiş ise iş müfettişlerinin teftiş ve denetiminin söz konusu olmaması. Yani işçi eğer işten ayrılmış ise işverenini şikâyet edip işyerinin teftişe girmesini sağlayamayacak. Düzenleme öncesi şikâyet kanalları kullanılarak veya dava açılarak bireysel uyuşmazlıklarda ÇSGB müfettişlerinin teftiş yapmasını sağlayabiliyordu. Ancak yeni düzenleme ile birlikte iş sözleşmesi sona eren işçilerin, yani işten ayrılan işçilerin bireysel alacaklarına ilişkin şikayetlerinde Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerinin teftiş ve inceleme yapması söz konusu olmayacak. Bu kişiler alacak dışındaki diğer konularda işvereni şikayet edebilecekler ancak bireysel alacakları hakkında bir teftiş ve inceleme yapılması söz konusu olmayacak.