Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’un eşi Pervin Ersoy, başkan yardımcısı olduğu Bizim Çocuklarımız Dayanışma Derneği’yle Bursa’ya gidiyor.
Bursa gezisinde dernek yönetimi ve üyelerine Eser Yenenler de eşlik ediyor.
Sosyal medya paylaşımlarında, aralarında Eser’in de olduğunu görenler gittikleri yerlere akın ediyor.
İşte Pervin Ersoy da bu geziden sonra ‘Her şehri ünlüsüyle geziyoruz’ diye bir proje başlatmaya karar veriyor.
Daha sonra Saffet Emre Tonguç’la bir araya gelip projeyi geliştiriyorlar, Sacred 7 Travel’ın da desteğiyle.
“Rota, hedef belirlemek demek. Biz de Rotahane’yle Türkiye’yi gezeceğiz, iç turizmi kalkındıracağız” diyor Pervin Ersoy.
İlk gezi Denizli’ye, Denizlili olan Tuba Ünsal ve Ebru Akel de geziye katılacak.
Daha sonra Kars’tan Göbeklitepe’ye birçok yere gidilecek. Sacred 7 Travel’ın düzenlediği 30-35 kişilik turlar da bu geziye eşlik edecek.
Rotahane’yi takibe almakta fayda var!
Sevdiğimiz rol modelleri
Tamamen farklı alanlarda büyük başarılara imza atan iki genç kadın var bu hafta gündemimizde.
Prof. Dr. Bilge Demirköz ve Pınar Toprak.
Prof. Dr. Bilge Demirköz, Dünya Ekonomik Forumu tarafından başlatılan Genç Küresel Liderler Forumu kapsamında genç dünya liderlerinden biri olarak seçildi.
Kendisini yeterince tanımıyor olabilirsiniz.
Onu sadece L’Oréal’den aldığı yılın bilim kadını ödülüyle biliyorsanız, çok şey kaybediyorsunuz.
Prof. Dr. Demirköz’ün CERN’deki çalışmaları ve üstün başarısı ortada.
Ayrıca, genç yaşına rağmen ODTÜ’de yeni nesillere bilgilerini aktarıyor ve yeni beyinler yetiştiriyor.
Uzay radyasyonu hakkındaki çalışmasıyla.
Projesiyle, Türkiye’de geliştirilmiş özgün malzemelerin ve elektronik bileşenlerin, uzay için toplam doz etkisi (TID) radyasyon testleri altındaki etkilerinin araştırılması ve dayanıklılığının artırılmasını hedefledi.
Şimdi Dünya Ekonomik Forumu’nun Genç Küresel Liderler Forumu kapsamında genç dünya liderlerinden biri olarak seçilmesi de gurur verici.
“Başarabileceğine inan”
Diğer etkileyici başarı hikâyesi ise Pınar Toprak’ın Captain Marvel’in müziklerini yapması.
“İstanbul’da Süpermen hayranı bir çocukken Hollywood filmlerinin müziklerini yapmayı hayale ederdim” diye anlatıyor Pınar Toprak.
Bir süper kahraman filminin müziklerini yapan ilk kadın olmasının ise üstünde pek durmuyor.
“Bir erkek yaptığı zaman nasıl ona cinsiyetin yüzünden mi sen seçildin diye sorulmuyorsa, bir kadına da sorulmamalı” diyor ve cinsiyetin, etnik kökenin, din ve dilin bir önemi olmadığını vurguluyor.
Pınar Toprak, 17 yaşında çok az İngilizce bilgisiyle ABD’ye gelmiş, Chicago’da caz eğitimi almış, daha sonra Boston’daki Berklee College of Music’de film müziği okumuş.
2000’de ise Los Angeles’a taşınmış ve Cal State Northridge’da müzik eğitimine devam etmiş ve Hans Zimmer’ın Santa Monica’daki stüdyosunda ilk işine başlamış.
Kısa filmler, belgeseller, video oyunları derken tam 2 yıl önce süper kahraman filmi ‘Justice League’ın müziklerine imza atmış.
Daha sonra ‘Fortnite’ oyununun ve ‘Krypton’ dizisinin müziklerini yapmış.
‘Captain Marvel’ işini alabilmek için 7 dakikalık bir beste yapıp 70 kişilik bir orkestra tutmuş, müziğini dinletebilmek için.
Ayrıca stüdyoda fikirlerini anlattığı bir kısa video da çekmiş.
Yönetmen Boden ve Fleck’ten bu büyük işi öyle almayı başarmış.
“B Planı yapmayın, o zaman B Planı’nı uygulamak zorunda kalırsınız, başarabileceğinize inanın, herkes aksini söylese bile” diyor.
Haksız mı?