Asu Maro

Asu Maro

amaro@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

FUAYE NOTLARI

George Orwell’in ilk kez 1945’te yayımlanan ve sağlam bir düzen eleştrisi yapan ‘Hayvan Çiftliği’ isimli romanı, Yiğit Sertdemir’in rejisiyle sahneye konuyor.

Bir varmış bir yokmuş, zamanlardan bir zaman, ülkelerin birinde her bir ferdi insanoğlu tarafından iliğine kemiğine kadar sömürülen bir çiftlik varmış. Tavuklar onun için yumurtlar, inekler onun için doğurur, at onun için çatlayana kadar koşar ve hepsi yaşlanmaya fırsat bulamadan kasabın elinde can verirmiş. Ama başka bir dünyanın mümkün olduğu gelmezmiş akıllarına. Derken, bilge bir domuz çıkmış, onlara kendileri çalışıp kendileri yiyecekleri, hepsinin eşit olacağı bir dünya vaat etmiş. Tek gereken el ele vermeleriymiş. Nitekim başarmışlar, zincirlerinden kurtulup yeni bir düzen kurmuş, bir de hayvan anayasası yazamışlar. “Dört bacak iyi, iki bacak kötü”ymüş, insanların yaptığı ne varsa o çiftlikte yeri yokmuş.

Haberin Devamı

Devir değişir çiftlik değişmez

Domuzların zulmü

Yalnız hesaba katmadıkları bir şey varmış; dört bacaklılardan da gücü ele geçirecek olan çıkarsa, mazlumun zulmü iki bacaklılardan aşağı kalmazmış. Napolyon adlı bir domuz, “Ben sizin için çalışıyorum, birisi düzeni sağlamazsa kaos olur, bakın her sorunu hallediyorum, siz hiç yorulmayın” diye diye iktidarı ele geçirip domuz kardeşleriyle birlikte çiftlikte terör estirmeye başlamış. Baş destekçisi koyunlar, ses çıkarmaya kalkanın yeri kasap dükkanıymış. Eşitlik, özgürlük, hepsi masalmış. George Orwell’in bir Stalinizm eleştirisi olarak yazıp 1945 yılında yayımladığı romanı ‘Hayvan Çiftliği’, çok sağlam bir düzen eleştirisi ve devir değişse, coğrafya değişse de insan doğası aynı kaldığı için ürkütücü şekilde hep güncel. Bu yüzden Peter Hall’un uyarladığı oyunu da sık sık sahnelerde boy gösteriyor.

Napolyon Berkay Ateş

Yiğit Sertdemir’in Mimar Sinan Devlet Konservatuvarı’nda kendi öğrencileriyle sahnelediği ‘Hayvan Çiftliği’nin ünü okul dışına taşmış, çok olumlu eleştiriler almıştı. Bu sezon yine Sertdemir rejisiyle bir Altıdan Sonra Tiyatro D22 ortak yapımı olarak izliyoruz, Orwell’in meşhur çifliğini. Bir kez daha sözünün ve onu söyleme biçiminin büyüsüne kapılarak tamamlıyoruz iki buçuk saati. Cem Yılmazer’in dekor tasarımı, sahneye dikey olarak uzanan, çok katlı bir demir konstrüksiyondan oluşuyor. Oyuncular borular üzerinde inip çıkarak, çeşitli katları kullanarak oynuyorlar, bu açıdan işlevli. Fakat bunun sonucunda oyun seyirciden hayli uzakta ve kendi içine kapalı şekilde oynanıyor. Seyirci olarak hem hikâyenin dışında kalıyor hem de Candan Seda Balaban’ın son derece estetik görünen maskelerinin de sayesinde kimin kim olduğunu seçmekte epey zorlanıyorsunuz. Berkay Ateş’in oynadığı Napolyon’u sık sık diğer domuzlarla karıştırdım, öyle söyleyeyim.

Haberin Devamı

Başarılı koreografi

Oyuncular oynadıkları hayvanın vücut diline son derece hakimler, Senem Oluz’un koreografisi çok başarılı. Tavukları ayrıca anmak isterim; Zehra Bilgin ve Pelinsu Karayel baştan sona birer tavuk bedeninin içinde gibiler. Yonca’yı oynayan Buse Kara da öyle. Yalnız oyuncuların bazıları hepsi yapmıyor bunu - hayvanları taklit ederek konuşmaya kalınca ne dediklerini anlamak çok zor oluyor. Burçak Çöllü’nün müzikleri önemli bir tamamlayıcı.

Haberin Devamı

Devir değişir çiftlik değişmez

Bütün bunlar bir yana, ‘Hayvan Çiftliği’, tekrar tekrar okunası, izlenesi bir eser. Zorlu’da izlediğim oyunda da seyircide nasıl bir coşku uyandırdığını gördüm. 1945’ten bu yana dünyada değişen bir şey olmamış belli ki. İzleyin, özellikle gençlere izlettirin, belki bir gün o çok alkış alan meşhur “Bütün hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar daha eşittir” pankartına nostaljik bir atasözü gibi bakarlar.

‘Hayvan Çiftliği’

Altıdan Sonra Tiyatro - D2 2

- Yazan: George Orwell n Sahneye uyarlayan: Peter Hall n-Çeviren: Özge Kayakutlu -Yöneten: Yiğit Sertdemir n Dekor ve ışık tasarımı: Cem Yılmazer - Kostüm tasarımı: Candan Seda Balaban - Müzik: Burçak Çöllü -Koreografi: Senem Oluz - Oynayanlar: Berkay Ateş, Buse Kara, Can Kulan, Doğaç Yıldız, Ece Yaşar, Erkan Baylav, Gamze Güzel, İsmail Sağır, İpek Büyükakın, Merve Yiğit, Murat Kapu, Pelinsu Karayel, Tanıl Yöntem, Zehra Bilgin