Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları

Tabiata dayalı takvimler, hiç kimseyi kategorize etmediğinden, farklı inançtaki insanları bir araya kolaylıkla getirebilecek güçtedir; renkleri vardır. Dünya kültür mirasının renkleri barınır tabiatın yeşerdiği Nevruz’da

Dinî ve millî inanışlardan doğan bayramları tarih, inanç ve tabiat kaynaklı olarak üçe ayırabiliriz. Tabiata ilişkin bayramlar arasında gerek ülkemizde gerekse başta İran ve Azerbaycan olmak üzere yakın coğrafyada en fazla önemini, değerini muhafaza eden şüphesiz Nevruz’dur.

Sümerler, tarih sahnesine, tarıma ve hayvancılığa dayalı ekonomileriyle yarattıkları medeniyet sayesinde çıkar. Ekonomileri gereği tabiattaki değişiklikleri çözümlemek ve tabiata-gökyüzüne yönelik bilimsel sorularına, korku ve endişe içeren inanışlarından ötürü bilim dışı karşılıklar verdikleri için, bazı tarihlere anlamlar yüklerler. Şöyle ki; Tanrı Tammuz, her yıl tabiat ananın bereketini, cömertliğini bir süreliğine sonlandırdığı sonbaharda yer altına çekilir ve bütün bir kış, tabiat ana İnanna’nın çağrısını bekler. Sümerler, mart ayında tabiatın yeşermesini, tanrıça İnanna ile ilkbahar tanrısı Tammuz’un buluşması olarak anlamlandırır. Toprak ana İnanna ile ilkbahar tanrısının buluşması, bir anlamda her yıl yenilenen bir nikâh törenidir. Sümer kralları ve başrahibeleri, İnanna ile Tammuz’a öykünerek kutsal evlilik törenleri gerçekleştirirlerdi. M.Ö. 1650-1200 yıllarında Anadolu’da hüküm süren Hititlerin, Purilli adı verilen ilkbahar bayramı 9 gün sürerdi. Bayram boyunca kral, başkent Hattuşa’dan başlayarak dinsel merkez olan şehirleri dolaşırdı. Bir Hitit kralı, savaşta dahi olsa mutlaka dinî bayramlara katılmak zorundaydı. Purilli bayramı, Kır tanrısı Telipuni adına düzenlenirdi. Gerek Sümer gerekse de Hititlerde kutlanan bu bayramlar, günümüzde 21 Mart’a endekslediğimiz Nevruz’un tarihsel kökenleridir.

Haberin Devamı

Nevruz’un kökeni ve mirası

Dünya mirası listesinde

UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listesi’ne alınan Nevruz, İran ve Türk dünyasında millî ve dinî bayramlar kadar önem arz eder. İran’da resmî bayram olmasının yanı sıra Nevruz’a hazırlık süreci dahi bayram havasında ritüellerle süslüdür. Yılın son salı günü ateş yakılır. Eski İran dini Zerdüştlükte Ehrimen denilen şeytanın yarattığı hastalıklar, bu ateşle temizlenir. Yaradılışın kadim sembolü yumurtalar boyanır. Paskalyada diriliş sayılan yumurta, İran kültüründe Nevruz ile tabiattaki canlanmayı karşılar. Türk kültüründe ise Nevruz’a, Ergenekon bayramı denilir. Sözlü geleneğimizin kaynaklarına göre Türkler, Ergenekon’da 400 yıl esarette kalır. Akabinde demirden dağ eritilir ve Ergenekon’dan çıkış başlar. Bu çıkış günü 14 Mart olarak belirtilir. Türkler, bu tarihi yeni yılın başlangıcı olarak kabul eder. Bu çıkış süreci, bir haftada tamamlanır ki 14 Mart sonrası 7’nci gün 21 Mart’a denk gelir.

Haberin Devamı

Sofrada yedi yiyecek olur

Farsça “yeni gün” anlamına gelen Nevruz, Orta Asya’dan başlayarak Balkanlar’a kadar uzanan Türk kültür coğrafyasında türlü şekillerde kutlanır, kutsanır. Özellikle Doğu Anadolu bölgemizde ateş kültü devam ettirilir. Gerek İran gerekse de Kars yöresinde, Nevruz kutlamalarında yemek masasında “s” ile başlayan yiyeceklerin bulundurulması zorunluluğu, benzerlik göstermesi açısından önemlidir. Neden “S?” Çünkü “sebz”, Farsça yeşil anlamına gelir. Tabiat ata yeşillenmeye başlamış, canlanmıştır. Yıl, binbir türlü bereketli geçsin diye tabiat ananın renklerinden seçilen yedi yiyecek masaya konur. Nevruz yemeğine ailenin her ferdi katılmak zorundadır. Bu geleneği sürdürebilen toplumlarda zaten bir zorunluluktan öte, uzakta da olsa sevinç ve mutlulukla katılmak için çaba sarf ettiği bir yemek şölenidir.

Haberin Devamı

Edebiyatta Nevruz

Divan Edebiyatı şairlerimizin “Nevruziye” adı verilen şiirleri ünlüdür: “Cihana saldı avaze dem i pür halet Nevruz/Dönüp çarh ı felek geldi erişti sa’at i Nevruz.” (Hallerle dolu Nevruz’un nefesi cihana sesimi duyurdu/Feleğin çarkı döndü ve Nevruz vakti geldi.) -Nev’îzâde Atâyî-

Edebiyatımızda, Nevruz’a dair dualar da görülür. Bu Nevruz dualarından birini Fuzuli’den duyalım: “Her yerde Nevruz ola Gül bü Sitan efruz ola/ Nevruz tek firuz ola eyyamı şah-ı evliya.” (Her yerde Nevruz olsun. Gül, bahçe hepsi Nevruz’daki gibi olsun. Evliya şahısın devri Nevruz gibi parlak olsun.)

Farklı inançlar bir arada

Tarihi ve dinî takvimler, ne yazık ki insanları bütünüyle bir araya getiremiyor artık. Tabiata dayalı takvimler, hiç kimseyi kategorize etmediğinden, farklı inançtaki insanları bir araya kolaylıkla getirebilecek güçtedir. Anadolu adlı bu koskoca karada, yelken açmış yelkenlideki tüm Anadolululara yemyeşil bir ömür dilerim tabiata ana gibi. Masmavi bir kültürel derinlik dilerim, Ege’nin derinliği gibi. Kıpkırmızı bir yükseklik dilerim Yaradan’ın yüceliği gibi. Yeşil, mavi, kırmızı bu haftaki renklerimiz. Renklerinizi parlatın, renkleri renklendirin. Böylece hiçbir rengi soldurmayız.

Portakal coşkusu yeniden

Uluslararası Portakal Çiçeği Festivali, pandemi nedeniyle verilen iki yıl aranın ardından 23-27 Mart tarihlerinde yeniden düzenleniyor. Adana’da 10’uncu kez düzenlenecek karnavalda, Portakallı Lezzetler Yarışması, Halk Koşusu, Rengarenk Fest, Su Korteji, TJK Pony Club ve KindyRoo Çocuk etkinlikleri, Uluslararası tanıtım stantları, Gastronomi Fikir Kulübü’nün Hızlı Dürüm Yeme Yarışması ve Mutfak Workshop’u ile TJK Portakal Çiçeği Koşusu gibi etkinlikler yer alacak. Cumartesi günü gerçekleşecek resmi açılışta ise kostümlü kortejle Haluk Levent’in sahne alacağı karnaval konseri düzenlenecek.