Ali Canip Olgunlu

Ali Canip Olgunlu

alicanipolgunlu@gmail.com

Tüm Yazıları

Anadolu’nun kültür turizminin lokomotifi Kapadokya’da, kültürden yoksun bir turizm faaliyetine tanık olunuyor. Oysa Kapadokya’nın birçok kültürel mirası var ve biz bunları herkese tüm değerleriyle sunmalıyız

Anadolu’nun kendisi gibi kutsal yerlerinden Kapadokya’dan “Merhaba!” Düşünce dünyamızı şekillendiren kültürel miras örnekleri ve düşün insanlarının iç içe olmasından ötürü Kapadokya hem mavi hem de kırmızı renklerle her daim yolumuzun, gönlümüzün düştüğü yerdir. Kapadokya isminin “Kutsal ırmağın kolu” anlamını taşıdığını söyleyebilmek için nedenlerimiz bulunsa da iddia edildiği gibi “Güzel atlar ülkesi’ anlamına gelmediğini kesinlikle biliyoruz. Kültürün turizme söz dinletemediğinin bariz örneklerinden biri de “Kapadokya”nın ne anlama geldiği konusudur. Ne yazık ki bu ve buna benzer pek çok durumda, kültürel bilincimiz, gerek yer-bölge isimlerinin kökeni gerekse de kavramların içeriklerinin ne anlatmak istediğini, kültürden beslenmeden akıllarına göre davranan kimi turizmcilere anlatmak ve onları aydınlatmakta zorluk çekmektedir.

Haberin Devamı

Kapadokya’da turizm girdabı

Anadolu’nun bize göre “lamelifi” (lam ve elif harfleri yan yana gelirse lamelif diye okunur ve sonuna hemze harfi eklenirse lale yazılmış olur ve lale Nevşehir’in sembolüdür), Anadolu’nun kültür turizminin lokomotifi Kapadokya, son birkaç gündür, gözlemlerime dayanarak söyleyebilirim ki hızla kültürden uzaklaşıp kültürden yoksun turizmin girdabına girmiş veya girmek üzere.

Tanıtmak ve sevdirmek

Artık sayılamayacak kadar çoğalan irili ufaklı oteller, aynı veya benzer hediyelik eşyayla dükkânları doldurmuş satıcılar; Göreme, Uçhisar, Ürgüp, Zelve, Çavuşin, Avanos arasına sıkıştırılmış günlük geziler, tamamen turizmin ekonomisine odaklanmış durumda. Özellikle paket tur alarak Türkiye’mizi tanımaya gelen yabancı misafirlerin, Kapadokya konaklamalarındaki vakitleri alışveriş yerlerine yönelik planlanmakta. Turizmin ekonomisini anlamakta birlikte belirtmek isterim ki tur organizatörlerinin amacı Türkiye’mizi tanıtmak ve sevdirmek olmalıdır. Önce her yönüyle ülkemiz tanıtılsın ve sevdirilsin, daha sonra turistlerin alışveriş etmeleri için doğallıkla vakitleri olacaktır. Kapadokya gibi hem coğrafi hem kültürel hem de folklorik bakımdan zengin olan bu bölgemiz, âdeta bir turizm fuar alanı gibidir. Binbir türlü zahmet ve tanıtımlarla ülkemize getirdiğimiz milyonlarca insana kültürümüz aktarılmalı, misafirperverliğimiz samimiyetle hissettirilmelidir. Bu anlayış birkaç yıl devam ettirildiğinde, emin olunuz ki, turizm fuarlarına katılmaya dahi gerek kalmayacaktır. Çünkü başta Kapadokya olmak üzere ülkemizin her bölgesi, hatta hemen hemen her şehri, başlı başına gidilmesi, görülmesi gereken özelliklere sahiptir.

Haberin Devamı

Kongre merkezi yok

Kapadokya’da halen bir kongre merkezimiz yok, Arkeoloji Müzesi son derece zayıf ve hemen hemen hiçbir turist grubunun götürüldüğü bir yer değil. Hacı Bektaş Veli gibi bir Hakk âşığının düşünceleri Hacı Bektaş Veli Dergâhı’na gidilerek anlatılmıyor, Hatta “Sema ayini şerifi”, “Derviş dansı” adı altında sunuluyor. Yerli ve yabancı misafirlere, başta Kapadokya olmak üzere her bölgemiz, sadece gezdirilmemelidir; çünkü sadece gezen kısa bir zaman sonra unutur, tanıyan ise sever ve her zaman hatırlar.

Haberin Devamı

Kapadokya’daki kaya oyma kilise ve manastırlardan ayrı konseptlerde birçok müze tasarlanmalı ve inşa edilmelidir. Ulusal ve uluslararası sanat, müzik festivallerinin düzenlenmesi düşünülmeli ve kesinlikle temel anlayışımız ülkemizi tanıtmak, sevdirmek olmalıdır. Kültür bunları organize eder ve etmelidir, turizm ise bu değerleri servis eder ve etmelidir.

Kapadokya, turizmin kendi dinamiklerinin sarmalı içine büyük ölçüde girmiş durumda. Kapadokyalı Aziz Basil, “Neyim varsa yeri geldiğinde senindir” dediği Kapadokya’nın birçok kültürel mirası var ve biz bunları herkese tüm değerleriyle sunmalıyız. Kültürün görgüsü dinlenirse turizm bundan çok daha fazla yarar elde edebilir.