Cadde“TRiBÜNLERE OYNAYACAK ADAM DEĞiLiM”

“TRiBÜNLERE OYNAYACAK ADAM DEĞiLiM”

13.12.2010 - 01:00 | Son Güncellenme:

Usta tiyatrocu, sinemacı, eğitimci Müjdat Gezen ile son filmi ‘Memlekette Demokrasi Var’ı bahane edip Türkiye’nin gidişatını, Haluk Bilginer ile başlayan ‘yavşak’ tartışmasını, yeni projelerini konuştuk. İktidarı eleştiren Gezen, Bilginer için, “Deseydi ki; “Ben dahil çoğumuz yavşağızdır”, “Aferin lan Haluk” derdim” ifadesini kullanıyor

“TRiBÜNLERE OYNAYACAK ADAM DEĞiLiM”

* “Memlekette Demokrasi Var’ çok mesaj veren bir film. Memlekette demokrasi var mı Müjdat Bey?
Filmde bir el işareti var. (gülüyor) O ne kadar demokrasi var gösteriyor işte. Hele üniversiteli öğrencilere yapılanları da gördükten sonra, ne kadar demokrasi olduğunu anladık!

* Politik-komedi türünde film yapma fikri nasıl oluştu?
Bana her sene 5-6 tane senaryo gelir, okurum; beğenirsem yaparım. Burada da senaryoyu çok beğendim. Bana deseler ki, beş milyon hasılat yapacak soytarılıkla ilgili komik bir film var onda mı oynarsın, yoksa böyle bir filmde mi? Bunu tercih ederim. Elbette çok seyirci toplasın isterim ama bu tür filmler çok seyirci çekmez.

* Neden?
Çünkü 1980’den beri gençleri özellikle apolitik yetiştirdiler. Sinemaya giden kesim gençlik. Gençlik tamamen depolizite edilmiş durumda. Hiç politikayla ilgilenmesin istiyorlar.

Haberin Devamı

“İktidarı ele geçirenler bir süre sonra kaşınıyorlar”

* Adnan Menderes dönemine ışık tutuyor film.
Evet, ben o dönemde 18 yaşında bir delikanlıydım. Babam çok severdi Menderes’i. Fakat bu Vatan Cephesi falan tam bir antidemokratik bir durumdu. Dediği gibi mesajında, iktidarı ele geçirenler bir süre sonra, kaşınıyorlar. Mesela gazetecilere her soruyu sordurtmuyor Başbakan. Cumhurbaşkanı da sordurtmuyor. Bülent Arınç da “Soru öyle sorulmaz, böyle sorulmalı” diyor. Bunların yetişme sistemleri kapalı faşizan görüşe bağlı oluyor. Ben öyle düşünmüyorum, demokratım.

* Demokrasi her halde yanlış anlaşılıyor...
Yanlış anlaşılmıyor da yanlış yorumlanıyor. Başbakan’ın demokrasi anlayışı “Benim gibi düşünüyosanız, sizinle aynı fikirdeyim.” Başbakan’ın ve hükümetin demokrasi anlayışı öyle. Türkiye’de oynanan demokrasi oyunu bir kere daha gözden geçirilmeli bence. Başbakan seçimlerden sonra ‘sahiller’ diye bir sözcük buldu. Yaptırdıkları ankette orada taban lise mezunundan başlıyor. Onun oy potansiyelinin yoğun olduğu iç kısımlara doğru ise eğitim düşüyor, cehalet artıyor. Cahil bir insanı mı kandırmak kolaydır, yoksa okumuş bir insanı mı? Hey Başbakan hadi gel beni kandır. Hadi gel beni kandır! Hadi sahilleri kandır. Diyeceksin ki “Peki sen cahil kesimi AKP’ye oy verdi diye aşağılıyor musun?” Evet...! Hiç tribünlere oynayacak adam değilimdir!

“Bu okulda 260 kişi okuyor”
* Bir sürü öğrenci yetiştiriyorsunuz, nasıl bir duygu bu?
55 tane öğrencim dizilerde başrol oynuyormuş. Onlar başrol oynarken ve yahut kendileri ödül aldıklarında çok mutlu oluyorum. Biz bir aile gibiyiz. Mezunlarımızdan 38 tanesi bizim burada hoca. İyi insandan iyi oyuncu çıkarmak daha kolaydır... Bu okulda 260 kişi ücretsiz okuyor.

* Yeni bir projeye başlıyormuşsunuz...
Uğur Dündar ve Müjdat Gezen Televizyon Okulu. Buradan mezun olan çocuklar, üç boyutlu eğitimi öğrenmiş olarak çıkacaklar. Günün birinde Türkiye’ye bu sistem gelirse, ilk iş bulacak olanlar bunlar. Tabi üç kameralı klasik sistem de var. Coşkun Aral’la kamerayı omuzlayıp üç boyutlu sistemle belgesel çekecekler. Uğur Dündar, ana haber nedir? Anchormenlik nedir? Tüm birikimini paylaşacak. Yılmaz Özdil, Oktay Ekşi yazarlık konusunda dersler verecek. Mehmet Ali Erbil yarışma nediri anlatacak.

* Gerçekleştirmek istediğiniz ne kaldı?
Bursa’da Müjdat Gezen Sanat Merkezi’nin temelini atıyoruz. Aynı okulu Antalya’da da yaptırmak istiyoruz.


“Cem Yılmaz beni eğlendiriyor”
* Yeni jenerasyondan kimleri beğeniyorsunuz?
Cem Yılmaz beni eğlendiriyor. Bu çocukları hemen es geçmemek lazım. Hiçbir politik hikaye yapmıyorlar ama eğlendiriyorlar beni. İnsanın ona da ihtiyacı var. Herkes politik komedi yaparsa tek tip üniforma gibi olur!

* Recep İvedik’i nasıl buldunuz?
Ben güldüm. Benim evimde sinema sistemi var, kendimi 11 yaşında farzettim ve bastım düğmeye.. Ama, bu gencecik çocuk niye böyle bir şey yapıyor diye mahkeme kurup onu suçlamaktan yana da değilim. Hepsi aynı anda hiçbirşey yapmıyorlarsa orada durup düşünmek lazım.

“O lafı ona yediririm”
* Haluk Bilginer’e ‘şişirilmiş balon’ dediniz...
O röportajın tamamını okudum, iki kere kendisini aradım. Tiyatro gişesine haber bıraktım, cep telefonundan da aradım kendisini. Söyleyecektim ki; “Küfür etme Haluk, sana yakışmıyor!” Bütün röportaj, ‘yavşak’, ‘kıçımı yesinler’ bilmem ne? Babası ölüyor, sahneye çıkıyor, ondan sonra üzüntüsüne devam ediyor, bunda ne tuhaflık var? Haluk’un bilmediği bir şey var; ya kitap okumuyor ya da hayata dair çok birikimi yok herhalde. Ama babamız öldü diye sahneye çıkmak başka bir şeydir. İki saat. Bir aktör iki saat bütün bir duygularına engel olamıyorsa eğer o oyuncu falan değildir. Kendisi çıkmayabilir, en tabii hakkıdır. Ama “Çıkanlar gelsin kulağımı yesin” dedirtmem! O lafı ona yediririm yani. Öyle şey yok! Bakın iyi analiz edelim: “Hırsızlardan nefret ederim ben” dediğim zaman, alt metinde siz şunu okur musunuz? “Ben hırsız değilim.” Doğru mu? “Tiyatrocuların çoğu yavşaktır” diyen adam, alt metinde “Ben yavşak değilim” demek istemiyor mu? Haluk Bilginer deseydi ki; “Ben dahil çoğumuz yavşağızdır”, “Aferin lan Haluk” derdim.