Nefret enerjisi
Türkiye ile Çek Cumhuriyeti aynı ligin takımları... Son 20 yıldır seviyeleri aşağı yukarı aynı. Bir gün Türkler, Çekler’i Prag’da yenebilir; başka bir gün (dün olduğu gibi) Çekler Türkler’i İstanbul’da alt edebilir. Dün Çekler iyiydi, sağ bekleri Kaderabek bizim solumuzu açığa düşürdü; duran toplardaki uzmanlıklarını da bir kez daha yansıttılar sahaya... Ve Çekler kazandı dün...Bizim bugünkü asıl derdimiz Çekler’e yenilmek değil zaten. Bizim meselemiz başka, daha ciddi bir mesele...
Bundan tam 23 sene önce, 1991’in 13 Kasım’ında İnönü’nün kapısında küçük bir çocuk yüzüydüm ben. O gün Türk Milli Takımı, Serbest İrlanda ile oynayacaktı; stadın önü tıklım tıklımdı, göz gözü görmüyordu Dolmabahçe’de. Abim, o gün beni maça sokabilmek için bir bilet fiyatının 4 katını ödemişti karaborsacılara. Çünkü o gün bu ülkede bu milli takımı izlemenin değeri paha biçilemezdi.
Neden paha biçilemezdi biliyor musunuz? Başarılı olduğumuz için mi? Asla... O gün, Türkiye, Euro’92 elemelerinin altıncı maçına çıkıyordu. Ve ilk beş maçta tek bir puan daha alamamıştı. Büyük yıldızlarımız olduğu için mi? Hayır... O sıralarda Türk futbolunun büyük liglerde oynayan tek bir futbolcusu da, tek bir gurbetçisi de yoktu. Atacağımız golleri izlemek için mi? Keşke... Yine golleri onlar atmıştı zaten. Koca eleme grubunu tek bir golle tamamlamıştı milli takım...
O gün, o İrlanda maçının biletine paha biçilemezdi. Çünkü o milli takım, sempatik bir takımdı. Gücünü kinden değil sevgiden, kulüp ayrımcılığından değil ulus birlikteliğinden alıyordu o takım. Bugünkü gibi rakipleri yenmek için medya hedef gösterilmiyor, maçı kazanacak enerji için nefrete değil, oynanacak topa bel bağlanıyordu. Aynı forma için ter döken topçular kamplaştırılmıyor, birileri daha istekli diye kucaklanıp, birileri daha isteksiz diye medyaya şikayet edilmiyordu... Silahla tehdit edilmiş iki genç çocuğa bir taraftan kin tutmamaları öğütlenirken; diğer taraftan “bir daha milli takım göremeyecekler” tehdidiyle kinin kralı sergilenmiyordu o milli takımda...
Siz bu milli takımı nasıl özetlersiniz bilmiyorum... Ama benim özetim şu: Nefretten motivasyon sağlamaya çalışan bir takım bu. Nefret enerjisinden medet uman bir takım. Ve bu kötü enerji de hem bu boş tribünlerin, hem de kötü futbolun baş sebebi bence...