16.04.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Mert İnan-İstanbul
Musevi Türkler olarak bilinen Karaim cemaati, Türkiye’nin en küçük dini topluluğu. Dünya genelinde sayıları 20 bini geçmeyen bir grup olan Karaimler’in Türkiye’deki sayısı ise sadece 70 kişiden ibaret. Tamamı İstanbul’da ikamet eden cemaatin son temsilcileri ise yılda sadece 2-3 kez Hasköy’deki ‘Karay Kenesası’ adını verdikleri ibadethanede bir araya gelebiliyor. Toplumda “Karay Türkleri” olarak bilinen ‘Karaim Cemaati’nin başında ise 84 yaşındaki Mihail Örme bulunuyor. Milliyet’in sorularını yanıtlayan cemaat lideri Mihail Örme, “O kadar az kişi kaldık ki Kenesa’nın kapısını aylarca açamıyoruz. İbadethanemizi yılda sadece 3-4 kez açabiliyoruz. 84 yaşındayım benden sonra bir arkadaşımız bu bayrağı taşıyacak. Alsında görevi daha önceden devretmem gerekirdi. Ancak sayımız yetersiz olduğundan cemaat lideri bulamadık” diyor
Müslümanlıkla benzerlik
Örme, cemaatin dini ve sosyal yapısını ise şöyle anlattıyor: “İbadetlerimizde geleneksel Musevilik’ten farklı olarak kutsal kitaptan Türkçe dualar okuyoruz. Karayların bağlandığı inanç Yahudiler’den biraz farklıdır. Temel olarak On Emir’i esas alır ve Tevrat’a sonradan eklenen Talmud’u kabul etmeyiz. Yehova yerine Tengri diyoruz. Ayrıca Hz.İsa ve Hz.Muhammed’i de peygamber olarak kabul ediyoruz. Müslümanlar’ın ibadetlerine benzeyen dini ritüellerimiz de var. İbadethaneye girmeden önce el ve ayaklarımızı İslamiyet’teki gibi yıkayıp, ibadet ederken ellerimizi açarak dua eder ve yüzümüzü sıvazlarız. Karay Kenesası dediğimiz ibadethanemiz geçtiğimiz dönem restore edildi. İnancımıza göre her yıl 21 Ağustos’ta kurban kesilir. Gelirlerimizin 10’da birini fakirlere gizlice veririz. Doğan erkek çocuğu 8 gün içinde sünnet edilmelidir. Evlilik adetlerimiz de Müslüman Türkler’e benzerlik var. Karay Türklerinde de düğünden önce kız tarafı hamama götürülür. Düğün yemeklerinde ise dolma, etli yemekler, börek, pirinç pilavı ve komposto ikram edilir.”
Fatih döneminde geldiler
Karaim cemaati lideri Mihail Örme, Karayların kökeni ve Türkiye’deki dağılımına ilişkin de şunları söyledi: “Bizler, Hunlar’ın soyundan gelen Hazar Türkleri’nin torunları, İbrani olmayan, Türk Yahudileriz. Karaim inancını Yahudiliğin bir mezhebi olarak görebiliriz. Karaylar’ın bir kısmı, Fatih Sultan Mehmet döneminde Anadolu’nun çeşitli bölgelerinden getirilip İstanbul’un Karaköy semtine yerleştirildi. Karaköy adı da burada yoğun olarak yaşayan Karaylar’dan gelir. Karay kelimesi İbranice ‘Kara’ yani ‘okumak’ sözü anlamındadır. Karay sözünün çoğulu olan ‘Karaim’ de ‘Karaylar’ demektir.”
Karaylar, nasıl Musevi oldu?
Örme, Hazar Türkleri’nin Musevilik inancını kabul etmelerini şöyle anlattı:
“M.S 740’da dinini yaymaya çalışan Karay din adamı İshak Ben Sanghari, Hazar imparatorunun üç büyük dinin temsilcilerini dinleyip putperestlikten çıkmak istediğini duyunca, Hazar Gölü’nün batı kıyılarındaki imparatorluğun başkenti İtil’e gider. Bulan Han’ı Museviliği kabul etmesi konusunda ikna eder. Han ve efradı din olarak Museviliği seçer. Halkın büyük bölümü de bu inancı benimser.”