Geçen yıl krize moral olsun diye televizyonlarda sık sık yayınlanan bir reklam vardı.
Türkiye’nin önde gelen işadamlarının söylediği “Tıkır tıkır” sloganlı reklamı sanırım hatırlayacaksınız.
İşte bu “tıkır tıkır” diye anlatılan makina sektörü maalesef bugünlerde “takur tukur”...
Daralan yurtdışı pazarlar ve Türkiye’nin düşük kur politikası sektörün belini büktü.
Oysa daha birkaç yıl öncesine kadar bu sektör adından büyük başarılar, önemli ihracatlarla söz ettiriyordu.
Sıkıntıyı yaşayan firmalardan biri de yalnızca Ege’nin değil Türkiye’nin en eski, en büyük makina üreticilerinden Dirinler oldu.
* * *
Dirinler Makina’nın kuruluşu 1952 yılına uzanıyor. Baba Cemal Dirin’in Kalearkası bölgesinde ufak bir atölyede ağır vasıtaların tamiriyle başladığı mücadele, yıllar geçince dört oğlu; Mustafa, Nihat, Ali ve Melih Dirin’in de gayretiyle büyüyor.
Kriz kalbinden vurdu
Makina fabrikası amiral gemi olarak devam ederken, 1974’de Dirin Döküm’ü kuruyorlar, 2000 yılında da kompresör imalatı yapan Maksaş’ı satın alıyorlar. Şimdi üç fabrikada grup olarak 52 bin metrekarelik alanda üretim yapıyorlar. Bugün Dirinler, egzantrik press ve hidrolik press üretiminde Türkiye’nin en büyük üreticilerinden.
Makina grubun ilk gözağrısı ama artık amiral gemisi değil. Amiral gemisi ağır torpido yedi. Global kriz sektörü bırakın teğet geçmeyi tam kalbinden vurmuş durumda.
Üretim kapasitesi yüzde 20’lere kadar düşerken, şimdi toparlanmayla birlikte kapasitede yüzde 40’lara ulaşabilmişler.
Grup döküm ve kompresör üretimleriyle zararını kompanse etmeye ediyor ancak gelecek yatırımlarını bambaşka bir sektöre yönlendirdiler. Levent Marina’yı Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfı’ndan yedi yıllığına ayda 61 bin 750 liraya kiralayarak marinacılık sektörüne adım attılar.
Onları bugünlerde şöyle tanımlamak mümkün; üzgün, mutlu ve heyecanlılar.
“Biz makinacılıkla büyüdük. Bir ülkenin asıl gücü makina üretiminden gelir” diyerek sıkıntılarını, yeni girdikleri marinacılıkta ise mutluluk ve heyecanlarını anlatıyorlar.
Levent Marina’ya girmek küçük kardeş Melih Dirin’in fikri.
Tekne sevdası yöneltti
Makinadaki sıkıntılar, Melih Dirin’in tekne sevdası ve üçüncü kuşaklara yeni iş alanları yaratabilmenin arayışı, yarım asırlık makinacıları şimdi denizci olmaya yöneltti.
Şirketlerde işe başlayan 3.kuşak da yeni yatırımdan keyif duyuyorlar.
Ancak babaları Cemal Dirin’den alınteriyle, uykusuz günler ve gecelerle bugünlere geldiklerini çok iyi bilen ağabey Mustafa Dirin’in sözlerinin özellikle altı çizilmesi gerekiyor.
“Yeni girişimler her zaman olur, bu kez ihaleyi biz alırız, ileride başkaları alır ama biz yarım asırdır makinacıyız. Makina öyle diğer sektörlere benzemez, bu alanda üretim gücünü kaybeden ülke, bağımsızlığını derinden kaybeder” diyerek Mustafa Dirin isyanını ortaya koyuyor.
Gerçekten büyük düşüş yaşamışsınız...
Aslında talep var ancak sektör fiyattan dolayı kaybediyor. Aşırı değerli TL politikası makina sektörünü kemiriyor. Uzakdoğu’dan yapılan ithalata direnemiyorsunuz ki.
Peki grup olarak nasıl direniyor ve hatta büyüyor sunuz ?
Son yıllarda dökümün payı büyüdü. Dökümde özellikle rüzgar enerjisi şanzımanları üretimi, sürekli artan bir taleple kurtarıcı oldu. Kompresor fabrikası da iyi gidiyor. Ayrıca teknoloji makinaları üreterek fiyatta rekabet etmeye çalışıyoruz.
25 ton dökümle, rekor kırdı
Marinayla popüler olduk
Nihat Dirin’in de yaşamı, küçük yaşlardan itibaren babasıyla birlikte atölyede başlamış ve hep üretimin içinde geçmiş. “Makina üretmek bizim genlerimizde var” diyor ve ilginç bir anekdot anlatıyor:
“ 15 yaşlarındaydık, babam bizi elimizden tutup İtalya’daki makina fuarına götürmüştü. Fuarda ‘Çocuklar Alman sanayisinin gücüne ulaşamayız ama İtalyanları yakalama şansımız var. Göreceksiniz, ileride biz daha iyisini üreteceğiz’ dedi. Geçen yıl İtalya’dan tanınmış makina üreticileri Ege’ye geldiklerinde üretimleri ne kadar beğendiklerini söyledikçe babamı hatırladım”
Üçüncü kuşak heyecanlı
MELİH DİRİN:
Levent Marina prestij projemiz olacak
Dirin Ailesi’nin başını makina ve döküm sektöründen kaldırarak, marina denizcilik sektörüne doğru baktıran isim en küçak kardeşleri, Melih Dirin olmuş.
Deniz tutkusuyla, marinalara sık gittiğini anlatan Dirin, Levent Marina’da ilk açıldığı yıllar ile son zamanlar arasındaki farka yakın tanık olunca, marina ihalesiyle ilgilenmeye başlamış.
İlk ihaleye neden katılmadınız?
Fizibilite çalışmalarını sürdürüyorduk ama kararsızlığım vardı. İhale tekrar edilince, ‘haydi cesaret’ dedik ve ihaleye girdik.
Kazancağınızı tahmin etmiş miydiniz?
Evet umudumuz vardı. Levent Marina son yılları adeta boş geçirdi. Hizmet kalitesini yüksek tuttuğunuz takdirde, büyük ilgi göreceğine inanıyorum. Çocukluğumuzda İzmir körfezi tekne doluydu. İzmir’de hala çok meraklı var ve kent merkezinde buradan başka demirleyecek yer yok.
Levent Marina’nın kapasitesini artıracak mısınız?
Burası 70 tekne kapasiteli butik bir marina. 100 tekneye kadar çıkma şansımız var. Yer sahibimiz Türk Silahlı Kuvvetleri ile görüşeceğiz, ikna edebileceğimize inanıyorum.
Burada neler değişecek?
Çekçek yeri yeniden düzenlenecek. 2. el tekne borsası oluşturacağız, tekne fuarı düzenlemeyi dahi düşünüyoruz. Kara tarafı baştan sona değişecek. 10 bin metrekarelik alanı yeniden restore edeceğiz. Sipari restoranla anlaştık, devam edecek. Tekne bağlama yerleri, tonozlar, boxlar herşey yenilenecek. 25 metre büyüklüğe kadar tekneleri kabul edebileceğiz. Burayı İzmirliler için cabize merkezi haline getirmek, kentin içinde tatil havası, denizle bütünleşen bir alan yaratmak istiyoruz.
Yüksek bir kira vereceksiniz, ne zamandan itibaren kirayı karşılayabileceğinizi tahmin ediyor sunuz?
Tam bir öngörümüz yok. Sürekli farklı masraflar karşımıza çıkıyor. Yalnız şunu rahatlıkla söyleyebilirim; bu projeye yüksek kar edelim diye değil, Dirinler’in prestij projesi olarak bakıyoruz.