24.08.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Burcu Ünal / TUNCELİ
“Komünist oldunuz ya, şimdi her şey bedava mı sizin orada?” Ovacıklıların 30 Mart’tan beri en çok karşılaştıkları soru bu... Türkiye’de 30 Mart seçimlerinin en büyük sürprizi Tunceli’nin Ovacık ilçesinden geldi. Türkiye Komünist Partisi (TKP) ilk defa bir belediyenin yönetimini kazandı, gözler Ovacık’a çevrildi. Belki her şey değil ama otobüs bedava, su ‘neredeyse’ bedava oldu. Yeri geldi engelliler evlerinden taksilerle alınıp istedikleri yere götürüldü, başta Belediye Başkanı olmak üzere tüm ilçe çöpleri hep birlikte topladı...
Peki gerçekten Ovacık’ta ‘komünist’ bir yönetim kurulabilmesi mümkün mü? Yoksa sadece kazanan partinin adı değişti de her şey olduğu gibi mi devam edecek? Var olan sistem içinde komünist bir yaşam tarzı inşa edebilmek, hem de Türkiye gibi yerel yönetimlerin merkeze göbekten bağlı olduğu bir düzende mümkün mü?
Ne danışma ne de bir görevli var
30 Mart seçimlerinin üzerinden yaklaşık 4.5 ay geçtikten sonra bu soruların cevaplarını aramak, Türkiye’nin ilk ‘komünist’ ilçesinde neler yaşandığını görmek için Ovacık yoluna düştük. 3 bin 700 nüfuslu küçük ilçeye girdiğimizde dikkatimizi ilk önce ana caddedeki ‘Cuba Cafe’ bayrağı çekiyor. İçerisinde bir kitaplık, onun hemen yanındaki duvarda da Che Guevara’nın resmi bulunan kafenin ardından Belediye binasına geçiyoruz. Bu belediye binası aşina olduklarımızdan ‘biraz’ farklı. 100 metre öteden fark etmeye alıştığımız belediye binalarının aksine burayı, belediyenin yerini sorduğumuz bir Ovacıklı’nın eliyle işaret ettiği noktaya baktığımızda fark edebiliyoruz. Binanın girişinde ne bir danışma ne de bir görevli var. Direkt üst kattaki başkanlık ‘makamına’ çıkıyor.
‘Aracımı kullanıyorum’
Türkiye’nin ilk ‘komünist’ belediye başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu’na, “4.5 ayda Ovacık’ta neler değişti?” diye soruyoruz. Maçoğlu’nun yanıtı net: “Aslında hangi siyasetten gelirseniz gelin önünüzde bir mevzuat var ve o sizin çalışma alanınızı daraltıyor. Tabii ki belediyeler bir mevzuat çalışanlarını daraltıyor diye durmaz. Bizim diğer sistemden farkımız halkın çıkarını göz önünde tutmak. Bunların bir bölüm mevcut yasal zeminlere uygun da olmayabiliyor. Zorlayacağız, belki bunu yaparken mahkemelere düşeceğiz ama ısrar edeceğiz. Üstümüze düşeni yapacağız. Mesela göreve geldiğimde makam aracına 300 TL’lik benzin dolduruldu, 3 defa kullandım aracı. Hep kendi aracımı kullanıyorum.”
‘Daha adil bir yönetim şekli’
“30 Mart’tan beri ne değişti hayatınızda?” dediğimizde kadınların dudaklarından dökülen ilk cümle, “Artık daha adil bir yönetim şekli var, çünkü biz kendimizi yönetiyoruz” oluyor. Ovacıklı Ayfer Yılmaz, “Kararlar halkla beraber alınıyor. Biz bir şey istersek oluyor, henüz çok kısa bir süre oldu ama çok memnunuz” diyor.
Yılmaz’ın ‘kararlar halkla beraber alınıyor’ cümlesi ‘komünist’ belediyenin ikinci icraatı... Maçoğlu, göreve gelir gelmez hemen halk meclisi kuruyor. Bir başka deyişle belediye içerisinde kadınlar, engelliler, gençler, esnaf tarafından komisyonlar kuruluyor. Ayda bir düzenlenen meclis toplantıları öncesinde tüm ilçede anons yapılıyor. Yılmaz, bugüne kadar düzenlenen 3 halk meclisi toplantısına da katılmış. Belediyeye gelen her proje halk meclisine sunulup burada yapılan değerlendirmelerle kabul ediliyor ya da edilmiyor.
Su faturaları 3 ayda bir geliyor
Ovacıklılarla konuşurken onların yüzünü güldüren bir diğer uygulamayı daha öğreniyoruz: Burası, Türkiye’de suyun en ucuz olduğu yer. Süleyman Şaylı, “3 ayda bir su faturası ödüyorum onda da bugüne kadar en yüksek 25-30 TL civarı geldi” diyor. Maçoğlu da suyun metreküpünün 0.50 TL olduğunu belirterek, “İsteğimiz suyu bedava yapmaktı fakat kanunen mümkün olmadığı için mümkün olan en aşağı fiyatta tuttuk. Tunceli merkezde insanlar ayda 50-60 TL su parası öderken burada faturalar 3 ayda bir geliyor o da en fazla 20-25 TL” diyor. Ovacık’ta şaşırdığımız diğer yeni ‘deneyim’ ise çöplerin halk tarafından toplanması...
Akıllarındaki gibi yaşam
Şimdilik otobüse bedava binen, Türkiye’de en ucuz suyu kullanan, ilçenin geleceğini kurulan halk meclisi sayesinde kendileri tayin eden Ovacıklılar, “Bugüne kadar sosyalist düşünüp kapitalist yaşıyorduk. Artık düşündüğümüz gibi yaşayacağız” diyorlar. Türkiye’nin ilk ‘komünist’ ilçesinin sakinlerinin bu cümleden de anlaşılacağı gibi ‘komünizm’in ne olduğu konusunda da kafaları biraz karışık. Maçoğlu’na cezaevinden, “Başkanım sen komünistsin biliyorum ama Allah’ın izniyle bana bir ayakkabı gönder” diye başlayan mektuplar geliyor. Maçoğlu’nun bundan sonrası için son derece iddialı projeleri var. Bu projelerden bazıları evsizleri ev sahibi yapmak, ilçede istihdamı artırmak için Hazine arazilerini tarım arazilerine dönüştürmek...
‘Esas olan şey hizmet’
Ovacık Kaymakamı İsmail Özkan, siyasetin geri planda kaldığını, esas olanın hizmet olduğunu belirterek şunları söylüyor: “Vatandaşın tercihine bizim saygımız sonsuz, belediye başkanımız da seçildiği günden bu yana siyasi konuları geri planda bırakıyor. Onun ana gündemi hizmet, bunun için çalışıyor. Gayet uyumlu şekilde ilçemizin sorunları için çalışıyoruz. Şu anda büyük bir ortak projemiz de var. 94 yılında köyünden göçmek zorunda kalan insanlar, hayvanlarını da yanlarında alıp gelmiş. O hayvanları şehirlerde beslemeye başlamışlar. Belediye ile ortaklaşa köye dönüş projemiz var.”
‘Kimse para vermezse mazot nasıl alınacak?’
Yönetimin ilk icraatı belediye otobüsünü ücretsiz yapmak olmuş. 30 Mart öncesinde 1 TL olan ücret şimdi bedava. Para vermekte ısrarcı olan yolcular ise direksiyonun yanındaki kaba 1 TL bırakıyorlar...
Türkiye’nin ilk ‘komünist’ ilçesindeki değişimler de ‘mevzuatın’ izin verdiği alanlarda başlamış. ‘Komünist’ yönetimin ilk icraatı, belediye otobüsünü ücretsiz yapmak olmuş. Yaklaşık 1500 kilometrekarelik bir alana kurulu olan Ovacık’ta saat başı hizmet veren bir otobüs var. 30 Mart öncesinde 1 TL olan otobüse biniş şimdi ücretsiz. Her ne kadar ilçe dışında yaşayan eş-dostları Ovacıklılara, “Şimdi sizin orada her şey bedavadır, biz de gelelim” dese de ilçe sakinleri bu icraata tepki gösteriyorlar.
‘İhtiyacı olana yardım edilir’
“Zaten belediyenin parası yok, biz para verip destek olmak istiyoruz” diyen Ovacıklılar arasında devam eden tartışmalarda, “İsteyen binerken para bıraksın, bu paralarla ihtiyacı olanlara yardım edilir” fikrinde uzlaşma sağlanmış. Gerçi uzlaşma sağlanmış görünse de aslında tartışmanın yankıları hâlâ devam ediyor. Biz de Ovacıklılarla beraber para vermeden otobüse biniyoruz. Binişte kimi zaman otobüs şoförünün uyarılarına karşın bazıları para vermekte ısrarcı davranınca direksiyonun yanında bulunan kaba 1 TL bırakıyorlar.
Para verenlerden Hıdır Diri, “Bizler gönüllü veriyoruz. Belediyenin zaten parası yok, para vermezsek yarın bu otobüs mazot alacak para bulamaz. Belediyenin parası biterse kimse para vermez” derken, Şükrü Şamdereli ise uygulamanın yerinde olduğunu savunuyor.