Nihat Ali Özcan

Nihat Ali Özcan

naozcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Terör örgütleri için politik neden- ideoloji, para ve insan vazgeçilmez unsurlardır. Politik neden, etnik, dini ve sınıfsal olabilir. Yine terörist mantığa göre, örgüt savaştadır. Temel girdisi ise insan ve paradır. Nihayetinde teröristler pahalı bir işle iştigal etmektedirler.
Finansman teröristler için hayati bir konu olunca, terörle mücadele edenler, terör örgütlerini “paradan yoksun bırakmayı” stratejilerinin önemli bir parçası olarak görürler. Bu nedenle sık sık “terörizmin finansal kaynaklarının kurutulması” lafları edilir. Sonuç almak ise, terör örgütünün karakteri, faaliyet gösterdiği ülkenin politik kültürü, coğrafyası, hükümetin etkinlik ve denetim kapasitesine ve uluslararası işbirliğine bağlıdır.
Elbette bütün bunlar PKK için de geçerli. PKK gibi yaygın ve kalabalık bir örgütün her zaman para sorunu olacaktır. Örgüt devletlerden doğrudan destek aldığı dönemlerde sorun azalır. Diğer zamanlarda ise iş başa düşer.
PKK bu gün, yerel yönetimlerden elde ettiği mali kaynaklarla daha uzun yıllar eylem kapasitesini muhafaza edebilir. Nitekim devletin yerel yönetimlere aktardığı paraların çeşitli yol ve yöntemlerle PKK’nın amaçlarına harcandığı bir sır değil. Başbakan Binali Yıldırım da bu konuya dikkat çekti. Öte yandan, söz konusu belediyelerin kolayca ulaşabildiği yurtdışı hibe ve kredileri de unutmamak gerekiyor.
Tüm bu kolaylıklar ve yüksek meblağlara rağmen PKK terör örgütü geleneksel finansal çözümlerinden vazgeçemez. Özellikle de üç temel fonksiyonu olan “vergilendirmeden”. Vergilendirme de meblağ büyük olmasa da, sonuçta finansal kaynaktır. Öte yandan, örgütün “vergi toplaması” devletin yerini aldığını/alacağının göstermesi açısından psikolojik olarak önemlidir. Üçüncü amaç, “haraç vereni” yasa önünde suç ortağı haline getirerek taraf olmaya zorlamaktır.
Finansmanın diğer ayağını PKK’nın uyuşturucu üretici ve dağıtıcılarıyla geliştirdiği simbiyotik ilişki oluşturur. Uyuşturucu üreticilerinin kanundan kaçmak için izledikleri temel yaklaşım, “otoriteyle uzlaşmak, gizli hareket etmektir”. Bu otoritenin devlet ya da PKK olması önemli değildir. PKK’nın amacı ise devlet otoritesinin yerini almaktır.
Bu günlerde, Murat Nehri’nin güneyinde PKK’nın yanı sıra uyuşturucu tarlalarını imha içinde operasyon yapıldığı medya da yer alıyor. Tarihsel tecrübeler ve istatistikler bölgede önemli miktarda uyuşturucu üretildiğini gösteriyor.
Elbette bu bir tesadüf değil. Yüksek kâr, uygun coğrafya, iklim ve seyrekleşmiş devlet otoritesi üretimi teşvik ediyor. Uyuşturucu üreticileri ile PKK’nın 1989 sonrası geliştirdiği simbiyotik ilişki ise iki tarafın da işine yarıyor. PKK, uyuşturucu üreticilerine, devlet otoritesini seyrekleştirerek koruma sağlarken, uyuşturucu üreticileri de finans, ikmal, yozlaşma ve istihbarat sağlıyor.
Terörizmin finansmanın önlenmesi için atılacak öncelikli adım, her kademede kamu kaynaklarının izlenmesi, hesabının sorulmasıdır. Aklı başında bir devlet, kendi kaynaklarıyla kendi teröristini finanse etmez, buna göz yummaz...