Ak Parti ile MHP arasında bir süredir devam eden, başkanlık sisteminin “Cumhur-başkanlığı” kavramı üzerinden kurgulandığı anayasa değişiklik teklifi görüşmelerinde artık sona gelindi.
Teklifin, Ak Parti grubunun tamamının imzasıyla Meclis’e sevk edilmesi, ocak ayında da görüşülmesi bekleniyor.
Referandum için zorunlu 330 vekilin desteğini tek başına sağlama olanağı bulunmayan Ak Parti için tarihi bir süreç yaşanacak.
Ak Parti, 14 yıllık tek başına iktidarın ardından, sistemi değiştiren parti olarak yoluna devam etmeyi amaçlıyor.
Çok eleştirilen MHP ve lideri Devlet Bahçeli açısından da siyaseten başarılı bir süreç yaşandı.
MHP, 40 vekille parlamentodaki 4. parti olmasına rağmen “oyun kurucu” işlevi gördü.
MHP, hem de OHAL süreci yaşanmasına rağmen en etkili parti konumuna geldi.
İktidar partisiyle eşit koşullarda anayasa müzakere sürecini yürüttü ve anketlere göre bu durum MHP’ye olumlu yansımış durumda.
Yeni sistem
Yeni sistemin detayları teklifin açıklanmasıyla öğrenilebilecek.
Ancak 20 maddeden oluşması beklenen teklifte, başbakanlık sisteminin artık tarih olacağını, cumhurbaşkanının kabineyi oluşturup yürütmenin başı olarak görev yapacağını, bakanların bir bölümünü dışarıdan atayabileceğini, kararname çıkartıp, bütçeyi hazırlayacağını biliyoruz.
Tarafsız cumhurbaşkanı sisteminin yerine partili cumhurbaşkanının görev yapacağını, cumhurbaşkanının sorumsuzluğu sistemi yerine, eylemleri nedeniyle Meclis tarafından Yüce Divan’a sevk edilebileceği bir sistemin öngörüldüğünü de.
Parlamento açısından da işler değişiyor.
Vekiller artık ABD’deki gibi yasa tekliflerinin doğrudan sahibi olacak, bakanlıkların hazırladığı tasarıların peşinden gitmek yerine ihtiyaçlara göre teklif oluşturabilecek.
Teklifte yer alması beklenen yedek vekillik sistemi, vekilleri sürekli istim üzerinde tutacak.
Seçilme yaşının 18’e kadar çekilmesi de gençlerin katılımını yükseltecek.
İki ayaklı cumhurbaşkanlığı seçimi modeli, muhtemelen iki partinin öne çıkacağı yeni bir düzeni dayatacak.
Düzenleme-lerin bir bölümü 2019’da cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçiminin eşzamanlı yapılmasıyla yürürlüğe girecek.
Cumhurbaşkanının partisiyle ilişkisinin olabileceği gibi düzenlemeler ise geçici maddelerle hemen yaşama geçirilebilecek.
Elbette tüm bunlar için öncelikle MHP’nin desteğiyle parlamentoda 330 ya da üzerinde vekilin teklife “olur” vermesi gerekiyor.
Parlamentodan “referandum” için vize alınırsa, bahar aylarında Türkiye yeni sistemi oylamak için sandığa gidecek.
Bahçeli’nin, “Teklifinizi getirin” çağrısıyla başlayan sürecin ilk gününden bu yana anketlerde başkanlık sistemine yönelik desteğin yüzde 45-55 aralığında olduğu görülüyor.
Bu tablo, teklifin Meclis’ten de halktan da çok zorluk yaşanmadan onay alacağı yorumlarının ağır basmasının sebebi.
En kritik süreç
Ancak unutulmamalı ki Meclis’ten referandum onayının verilmesiyle birlikte Türkiye açısından da kritik önemde bir süreç başlayacak.
Sandığa gidilecek güne kadar asimetrik saldırıların yaşanması sürpriz olmaz.
15 Temmuz darbe girişiminin yaralarını sarmaya çalışan, bir yandan FETÖ’yü devletten ayıklarken bir yandan terör örgütlerinin eylemleriyle boğuşan Türkiye, bir yandan da Suriye ve Irak’taki mevcut durumdan olumlu bir tablo çıkartmak zorunda.
Elbette ekonomideki küresel gelişmeleri ve Türkiye’ye özel yaratılmak istenen zorlukları da unutmamak gerekiyor.
Bu hassas sürecin ustalıkla yönetilmesi, birlik beraberlik içerisinde geçirilmesi mühim.
Sandık, bu anlamda, bir dönemin sonlanması, içeride ve dışarıda yenilenmiş bir Türkiye görüntüsünün verilmesi anlamı da taşıyor.
Yakıcı, zorluklarla dolu bir süreci sonlandıracak yola artık çıkılıyor.
O yolun sonunda her koşulda kazananın Türkiye olması için hepimize görev düşüyor.