Serpil Çevikcan

Serpil Çevikcan

scevikcan@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhuriyet tarihinin en kritik görüşmelerinden biri dün Meclis’te başladı.

Günlerdir görüşmelerin ilk ayağına hazırlanan tüm partiler, tam kadro Meclis’teydi.

Dışarıda protesto gösterileri ve polisin müdahalesi sürerken kulisteki tablo “bekleyelim, görelim” havasındaydı.

Başkanlık sistemini “Cumhurbaşkanı” üzerinden kurgulayan anayasa değişiklik teklifiyle ilgili partilerin tutumu malum.

Ak Parti ve MHP, bu sisteme geçilmesinin zaruri olduğunu, CHP ve HDP, sistem değil rejim değişikliği yapılacağını savunuyor.

Haberin Devamı

Dikkatler 330 oy sınırında.

Ak Parti’nin toplam 317 vekilden oluşan grubu, değişikliği referanduma taşımak için yeterli değil.

MHP’nin 39 vekili eklendiğinde ise 330 oy olan referandum sınırı aşılabiliyor.

Buna rağmen özellikle CHP’de MHP’de yüksek sayıda fire olabileceği, Ak Parti’nin de “vekiller rahat oy kullanırsa” fire verebileceği inancı hakim.

MHP lideri Devlet Bahçeli’ye en yakın isimlerden, Genel Başkan Yardımcısı Atila Kaya’nın ağır eleştiriler yönelterek görevini bırakması, teklife muhalefet eden cephede bu düşünceleri pekiştirmiş, “MHP taban baskısı altında” görüşünü güçlendirmiş.

Buna karşılık Ak Parti, asıl fireyi CHP’nin vereceğini, MHP ise CHP’nin vatandaşı bilinçli olarak yanlış yönlendirdiğini savunuyor.

Tabandan destek var

Dün MHP tabanını en iyi bilen isimlerden, Kaya ile de uzun yıllar omuz omuza çalışan MHP Teşkilatlardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Şefkat Çetin’e bu iddiaları sorma imkanı buldum.

Çetin’in yanıtları netti:

“Biz liderimizin yanındayız. Ben rahmetli Türkeş’le de çalıştım. Devlet Bey’le de çalışıyorum. Biz liderin tavrına göre hareket ederiz. Taban da böyle yapar. Tabandan bize iddia edildiği gibi bir tepki yok. Tam tersine destek var. Türkiye’nin birliğinin, beraberliğinin söz konusu olduğu, hele de 15 Temmuz yaşandıktan sonra bunun öneminin daha çok anlaşıldığı bir dönemden geçiyoruz. Bu dönemde atılacak adımların, verilecek kararların Türkiye’nin bütünlüğü ve iyi yönetilmesi yönünde olması gerektiğini her MHP bilir. MHP’liler de buna göre davranacaktır. Dünyadaki ve özellikle bölgemizde gelişmeler ortada. Bu ortam, ülke idaresinde süratli karar alınmasını gerektiriyor. Bu iktidar 14 yıldır görevde. Gelinen noktada bu anayasa değişikliği zorunlu hale geldiğine göre demek ki bir tıkanıklık var. MHP’liler etkin bir yönetim olması gerektiğini, yönetim boşluğunun devam etmemesi gerektiğini düşünüyor. Meclis’te de, tabanda da bu görüş hakim. Getirilecek sistemin adı başkanlık değil. Biz böyle bakıyoruz. Bu başka bir sistem. MHP tabanı da bunu biliyor, buna göre destek verecek.”

Haberin Devamı

Beklenti 34 ‘evet’

MHP’de açıktan yapılan değerlendirmeler, 34 milletvekilinin değişikliğe “evet” oyu vereceği yönünde.

“Hayır” oyu kullanacağını söyleyen vekiller dışında fire olmayacağı dillendiriliyor.

Bahçeli’nin “evet oyu vereceğim” açıklamasından sonra başka fire olmayacağı vurgulanıyor.

Muhalefet kulisindeki hava ise “evet” sayısının 30’la sınırlı kalacağı şeklinde. Ak Parti’deki fireler de eklendiğinde 330’un bulunamayacağı iddiası var.

Ak Parti işi sıkı tutuyor.

Haberin Devamı

Geçtiğimiz hafta vekillerle biraraya gelen Başbakan Binali Yıldırım, Davos gezisini iptal etti. Genel Kurul’da bizzat konuşmak istedi.

Kuliste konuştuğumuz bakanlar da 330’un bulunması konusunda rahattı, gündemlerinde teklifin geçmesi halinde referandumda alınacak sonuç vardı.

Kimi anketlerde teklife destek yüzde 50’nin üzerinde.

Desteğin yüzde 45’te kaldığını gösteren anketler de var, bıçak sırtı bir tablo olduğunu gösterenler de.

Ak Parti’deki hava, mitinglerin başlamasıyla kafa karışıklıklarının da son bulacağı yönünde.

Türkeş: Tam zamanında konuşmuşum

TBMM’de karşılaştığım, teklif Meclis’e gelmeden önce, olası referandum için, “Yüzde 49,9 seçimi kazandırır ama referandumu kaybettirir” uyarısıyla gündeme gelen Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş’e bu sözlerini anımsatıp, “Sonuç ne olur?” diye sorduğumda, “Anlaşılan tam zamanında konuşmuşum.

Artık daha rahat görünüyor sonuç. Belki ki sözlerim oradan da (MHP’yi kastederek) iyi okunmuş. Bundan sonrası daha kolay” dedi.

Görüşmeler, usul itirazları, neden görüşmelerin yayınlanmadığı, açık-kapalı oy tartışmaları ile başladı, tarihi konuşmalarla devam etti.

Başbakan’ın Baykal analizi

Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde CHP adına Deniz Baykal konuşmasını henüz bitirmişti.

Baykal, “İstiklal Gazisi babamın helalliğini kazanmak için konuşmak zorundayım” diye başladığı konuşmasında vekilleri “hayır” demeye davet ederken, görüşmelerin tansiyonunu yükseltecek, polemiğe dayalı bir dil kullanmamayı tercih etti.

Konuşmasını yapmak için Genel Kurul’da giderken konuşma imkanı bulduğumuz Başbakan Yıldırım’a “Deniz Baykal’ın konuşmasını nasıl buldunuz?” diye sorduk.

Başbakan, “Sayın Baykal iyi bir hatip ama bugünkü konuşmasını orta seviyede buldum” yanıtını verdi.

Meclis, görüşmelerin ilk gününü konuşmalara da yansıyan taktik hamlelerle geçirdi.