İstanbul’da su sıkıntısının ucu göründü... CHP İstanbul Milletvekili Didem Engin dün bir basın açıklaması yaptı bu konuda... Didem Engin, İstanbul barajlarının doluluk oranının %36.4’e düştüğünü bildirdi, geçen yıl bu vakitler bu oranın yüzde 66 olduğunu hatırlattı... Konuyu İstanbul’un su durumunu yıllardır yakından izleyen eski İSKİ Müdürü Ergun Göknel’e sorduk... Dedi ki:
- İstanbul’a 10 gün daha yağış görünmüyor... Aralık ve Ocak’ta da istenen ölçekte yağmur yağmazsa bu yılı atlatırız ama önümüzdeki yaz aylarından itibaren muazzam bir su sıkıntısına gireriz...
Ergun Göknel ilginç tespitler yapıyor:
- Bakın yukarda yağmur bulutları var ama yağmıyor. Belki yağıyor ama yolda buharlaşıp tekrar geri dönüyor. Neden? Çünkü İstanbul baştan başa betonlandı. Çevrede orman kalmadı. Ayrıca yüz binlerce otomobilin çıkardığı karbon gazı havaya yükseliyor...
- Bir çare yok mu?
- Bence şu sırada yağmur bombası uygulansa çok faydalı olur. Bu bulutları yağmur bombası çözer...
- Vakti zamanında siz uygulamıştınız. İyi sonuç aldınız mı?
- Evet aldık.. Yağmur miktarını yüzde 20 oranında arttırmıştık. Halen Amerika ve Çin’de gayet başarıyla uygulanıyor.
- Zaman zaman sel baskınları oldu ama onlar da yeterli su bırakmadı demek...
- Sel baskınları su bırakmaz... Yağmur eskilerin deyimiyle uzun süre “zırıl zırıl” yağmalı ki su bıraksın...
Şarıl şarıl değil zırıl zırıl...
Obama mesajları
Amerikan seçimlerinin hemen ardından Başkan Obama’nın verdiği mesajlara dikkat:
- Seçimlerde kaybeden herkes üzülebilir. Ama ertesi gün tek bir ekip (ulus) olduğumuzu hatırlamamız gerekir. Öncelikle demokrat veya Cumhuriyetçi değiliz. Öncelikle Amerikalıyız, öncelikle vatan severiz... Artık hepimiz onun (Trump’ın) başarısı için çalışmalıyız”
Amerika’da iki partinin siyasi görüşü birbirine yakın. İdeolojik ayrışmalar yok. O yüzden siyasi kavga çıkmıyor. Başkanlık sistemi de bu barışık siyasetin rayları üzerinde yürüyor. Siyasi ayrışmaların, kutuplaşmaların olduğu bir ülkede başkanlık en azından bu yüzden yürümez. Ama başkanlık adı altında dikta rejimi kurarsanız o bir süre yürüyebilir!
BALON
Az daha çok büyük ayıp işleniyordu. Genelkurmay Başkanlığı 10 Kasım’da Anıtkabir’de “Ata’nın Huzurunda Ordu Millet El Ele” temalı bir faaliyet planlamıştı. Komutanların katılacağı etkinlikte 1881 çift kırmızı ve beyaz balon havaya uçurulacaktı.
On binlerce duyarlı yurttaş Anıtkabir’de huşu içinde Ata’ya saygı ve sevgisini yaşarken hedef saptırmak, ordu millet el ele kampanyası yapmak, balon uçurmak nasıl bir aklın ürünü olabilirdi... Siz sevdiklerinizin kabrini ziyaret ettiğinizde orada balon mu uçuruyorsunuz? diye sormuştuk. Neyse ki etkinlik “provokasyon ihtimali” gibi bir sebepten iptal edildi de bu ayıp yaşanmadı. Ordu millet el ele kampanyası için 30 Ağustos gibi tarihler çok daha uygun ve anlamlıdır.
SON
İşte size duygulu, akıllı, romantik bir haber...
Tokat’ın gönüllü turizm elçisi Fatma Esin Tuna, park ve sokaklardaki yaprakların süpürülmemesi için Tokat Belediyesi’ne dilekçe vermiş, dilekçesi kabul edilmiş. Kent merkezindeki parklarda 4 gün yapraklar süpürülmeyecekmiş. Amaç mı...
Sonbaharın tadını ve güzelliklerini yaşamak...
Bir alkış da Turhal Belediye Başkanı Yılmaz Bekler’e.. O da haberi duyunca aynı yönde karar almış...
Attila İlhan da duysa sevinirdi bu haberi...
Asıl iş bu/her yanına çiçek yağmış/erik ağacının/ışık içinde yüzüyor/neresinden baksan/ gözlerin kamaşır/oysa ben akşam olmuşum/yapraklarım dökülüyor/ usul usul/
adım sonbahar...
Anıtkabir’e gelenlere eziyet!
“Yürüyen merdiven” her Ankaray durağında var,
bir tek Anıtkabir’in olduğu durakta yok!
? ? ?
Söylenenin aksine... Kimse Osmanlı’ya son vermedi!
Osmanlı düşmanla işbirliği yaptı, Kurtuluş Savaşı’na karşı çıktı
ve ülke kurtulunca da ortağı düşmanla birlikte kaçtı!
Akif Kökçe
ÇIĞ
Yazar ve gazeteci Sedef Kabaş, halen 103’üncü baharını sürdüren Muazzez İlmiye Çığ’la bir nehir söyleşisi yaptı, kitaba şu çarpıcı adı koydu:
“Muazzam Muazzez”
Her iki yazar kitabın telif gelirini Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneğine bağışlıyor.
ÇYDD ve Asi Yayın Grubu tarafından düzenlenen bağış töreni 17 Kasım Perşembe günü saat 14:00’de Tepebaşı Adahan Otel’de yapılacak...
Yayıncı, bu kitap için şöyle diyor:
“Bu kitap 103. Doğum yıldönümünde “Muazzam” bir Cumhuriyet kadınına, Muazzez İlmiye Çığ’a bir saygı duruşudur”