15.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gökhan Karakaş / SOMA
Facianın yaşandığı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait maden ocağı birçok çevre tarafından ‘iş sağlığı ve güvenliği açısından yeterli’ olarak nitelendirilse de kullanılan teçhizat ve işçilerin yaşam alanlarındaki ilkellikler daha ilk bakışta göze çarpıyor. Kayıtlara göre 6 bin 200 işçinin çalıştığı maden ocağında, işçilerin yaşam alanlarının oldukça sağlıksız ve yetersiz olması dikkat çekiyor. İşçilerin birçoğunun soyunma kabinleri dahi yok.
Üniformalarını giyenler, çıkardıkları giyisilerini plastik bir sepete koyup zincirle tavana asıyor. Madende 3 yıldır çalışan 24 yaşıdaki Hasan Özdil, “Gaz maskelerinin her 6 ayda bir kontrol edilmesi gerekiyor. 3 yıldır yerinden bile çıkarmadım çünkü kimse kontrol etmedi. Bu madencilerin hepsi bankalara kredi borcuyla bağımlı halde. Onun için şartlar ne olursa olsun çalışmak zorundayız” diyor.
Türkiye’nin en büyük maden faciasının yaşandığı Soma’nın Eynez bölgesinde büyük bir acı yaşanıyor. Acının önceki gece en yakından hissedildiği yer ise Soma Devlet Hastanesi’ydi. Hastanesinin bahçesi, gergin bakışlarla yakınlarından umutlu bir haber bekleyen madenci yakınlarıyla doluydu. Onlardan biri de Diyarbakır’da iş bulamadığı için Soma’ya gelen Ramazan Sökmen’in eşi ve halasıydı. Uykusuzluktan ve ağlamaktan şişmiş gözlerle sağlık görevlilerinin ağzından ‘Ramazan Sökmen’ ismini duymayı beklerken onları ardımda bırakıp maden ocağının önüne gittim. Burada acı yerini öfkeye bırakmıştı.
Bölgedeki tüm madenciler galerilerde sıkışan meslektaşlarını kurtarmak için canhıraş bir çaba içindeydi. Mehmet Şölen(20) bir başka madende çalışmasına rağmen kazayı duyar duymaz soluğu ocakta almıştı. Henüz bir yıllık olmasına rağmen gözünü kırpmadan madene indiğini anlatan Şölen, “Yaklaşık 1 kilometre yürüdükten sonra yoğun gaz hareket etmemizi güçleştiridi. Gece 00.00’a kadar 50-60 abimizin cesedini çıkardık” dedi.
Ürperten ıssızlık
Facianın en acı tablolarından biri de işçilerin gaz maskesi ve yer altı fenerlerini mesai kartlarını bırakarak aldıkları bölümdü. Onlardan geriye kalan kartlar ve fenerlerin konulduğu haznelerdeki boşluklar facianın ürkütücü boyutlarını gözler önüne seriyordu. Gaz maskeleri o kadar eskiydi ki ortam adeta 1. Dünya Savaşı’ndan kalma eserlerin sergilendiği bir müzeyi andırıyordu. Burada karşılaştığım işçilerden Hasan Özdil de bu maskelerden yakındı; “Gaz maskelerinin her 6 ayda bir kontrol edilmesi gerekiyor. 3 yıldır yerinden bile çıkarmadım çünlü kimse kontrol etmedi. Bu madencilerin hepsi bankalara kredi borcuyla bağımlı halde. Onun için şartlar ne olursa olsun çalışmak zorundayız.” İşçilerin yaşam alanı ve soyunma kabinlerinde gördüğüm manzara da Özdil’in sözlerini kanıtlıyordu.
Sepetler tavana asılı
Her vardiyada 700 işçinin çalıştığı madende soyunma dolaplarının yetersiz olması nedeniyle çözüm gayet ilkel bir yöntemle bulunmuştu. Üniformalarını giyen işçiler, temiz giysilerini bir çamaşır sepetine koyarak saklıyor, bu sepetler yer kaplamaması için de demir vincirlerle tavana asılı halde duruyor.
Zinciri bağladıkları sepete giysilerini koyan işçiler bu durumdan bile şikayetçi olamayacak kadar kendilerini madenciliğe muhtaç hissediyor. İşçilerden Hasan Çalık, bu sırada kopan sağ işaret parmağını göstererek, “Geçen yıl halat ile zincir arasına kıstırdığım parmağımı kaybettim. Tazminat verilmedi. Kopan uzvum için hiçbir bedel ödenmedi. Madenciler canlarını hiçe sayarken kopan uzuvlarının karşılığında da hiçbir şey alamıyor” dedi.
‘Bu sonuca inanamıyoruz’
Facianın yaşandığı Soma Kömür İşletmeleri A.Ş’nin iş sağlığı ve güvenliğine yönelik değerlendirmesi uzmanlara göre değişiyor. Kimi uzman madeni bölgedeki en gelişmiş teknolojiye sahip, örnek maden ocağı olarak nitelendirirken, bazılarına göre ise maden ocağının işletme sistemleri son derece eski.
‘Güvenli bilirdik’
Kadri Dumlu (Maden Teknikerleri Derneği Soma Şubesi Başkanı): “Söz konusu maden şimdiye kadar güvenli çalışma sisteminin olduğuna yönelik duyumlarımızın olduğu bir işletme. Uyar Madencilik çok sorun yaşanan bir maden ocağıydı ve kapatıldı. Yeraltı madenciliğinde sıfır kaza mümkün değil. En tehlikeli madencilik ama bu sonuç beklenen bir olay değildi. Böyle bir sonuca çıkacak ihmal de beklenen bir durum değildi. Rutin kontrollerinin yapıldığını düşünürsek, şaşkınız. Biz burayı güvenli bilirdik. Ancak bu kadar büyük bir patlama olduysa demek ki teknik bir hata varmış.”
‘Fan sistemi eskimiş’
Mahir Ulutaş (İzmir Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı): “Bir madende yangın çıkıyorsa, fan sistemi otomatik olarak devreye girmelidir. Bu işlem otomatik değilse manuel olarak işletme müdürünün yetkisindedir. Bu durumda da kurum içi izin mekanizmaları yani bürokrasi devrededir. Ancak anladığımız kadarıyla facia yaşanan işletmenin sistemlerinin eskimiş olduğu izlenimini edindik. Şayet Soma’daki madende trafodan kaynaklı bir yangın meydana gelmişse ‘ex-proof’ cinsi ekipmanların kullanılmadığı veya ekipmanlara düzenli bakım yapılmadığı anlaşılıyor.”
‘Uzmanlarımız öldü’
Vedat Ünal (Türkiye Maden İş Genel Sekreteri): “Maden eskiden devlet eliyle çalıştırılıyordu sonrasında özelleştirildi. İş güvenliği bakımından örnek gösterilen bir madendi. Bizim bu madende temsilcilerimiz, iş güvenliği uzmanlarımız var. Onlar bu madeni öven insanlardı. Fakat onlar da içerideydi ve öldü. Bu sonuca inanamıyoruz.”
‘Eksilik görmedik’
Muhammet Yıldız (İzmir Maden Mühendisleri Odası Başkanı): “Yangından 2 saat sonra içeri oksijen verilmiş. Ancak yangının olduğu yere oksjenin ulaşması çok zor. İşçilerin 2 saate kadar kendilerini koruyacak gaz maskeleri var. Gaz maskesi konusunda herhangi bir aksaklık ve eksik yok. İçeriden çıkan arkadaşlarla konuştuk. İçeride kullanılan trafo ve elektronik malzemeler dayanaklı cins ürünler. Yanmaz kabloların kullanıldığı bir işletme.”
Madenlerin denetimcisi 364 gün işyeri hekimidir
Facianın yaşandığı madende işyeri hekimi olup olmadığına ilişkin bir paylaşımın olmadığını belirten Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi üyesi Dr. Haluk Bahçıl işyeri hekiminin bu patlamanın sinyallerini görememe imkanı olamayacağını öne sürdü.
Bahçıl, mevcut duruma ilişkin şunları söyledi: “Yasal düzenlemelere göre işyeri hekimi olması gerekiyor. Eğer varsa ve bu işyerindeki sinyalleri göremediyse ihmaldir. Bu yaşanan tabloya sadece bir anlık patlama denemez. Her şeyin bir öncesi, ön belirtisi vardır. Madendeki kazaya yol açan neden kendini şu ya da bu şekilde göstermiştir. Bunları dikkate alıp bir takım önlemler almayanlar topluma bu acı tabloyu yaşatanlardır. Denetimlere iş yoğunluğu nedeniyle yılda 1 defa gidildiğini düşünürsek, asıl denetimci 364 gün mesai yapan is hekimi ve iş sağlığı uzmanlarıdır.”
6 bin maden işçisi çalışıyordu
Edinilen bilgilere göre Soma’da şu anda toplam 11 bin 935 maden işçisi çalışıyor. Bunlardan bin 385 TKİ Ege Linyitleri işletmesinde, 4 bin 350 işçide İmbat Madencilik İşletmesinde çalışırken patlamanın yaşandığı Soma Kömür İşletmeleri’nde 6 bin 200 işçi çalışıyor.
Soma Kömür’de çalışan işçilerden 4 bin 35’i sendikalı. Soma’daki maden ocakları 2011 yılından bu yana 11 işçiye mezar oldu.
Bu ölümlerden 7’si ise geçtiğimiz Kasım ayında kapatılan Uyar Madencilik’te meydana geldi. 780 işçinin çalıştığı Uyar Madencilik 2005’ten, kapatıldığı Kasım 2013’e kadar toplam 66 kez kusurlu bulunmasına rağmen ancak 9 yıl sonra lisansı iptal edildi.