03.02.2010 - 16:28 | Son Güncellenme:
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin dış politikadaki önceliklerine değinirken de, "düşman üretme değil, dost kazanma ilkesinden hareket ettiklerini" söyledi ve "Bir eksen değişikliğine girip Türkiye’ye yeni bir rota çizmenin peşinde değiliz" dedi. Kürt meselesinin tabu olarak görülmesinin terörü önlemediğine dikkat çeken Erdoğan, Türkiye’nin sorunlarının çözülmesi gerektiğini vurgulayarak "Hükümet olarak taviz vermemiz, hız kesmemiz asla söz konusu olamayacak" şeklinde konuştu.
Erdoğan, Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu’nda (USAK) "Değişen Dengelerde Türkiye’nin Artan Önemi" konulu bir konferans verdi. İlk defa bir Türk düşünce kuruluşunu ziyaret eden Erdoğan, bir saate kadar süren konferansı, akademisyenler, yabancı diplomatlar ve medya mensupları izledi.
Konferansın başında USAK’ı çalışmalarıyla "örnek" oluşturan bir kuruluş olarak nitelendiren Erdoğan, konferans sırasında Türkiye’nin dış politika alanındaki potansiyeli ve stratejik önemi üzerinde durdu. Türkiye’nin "etki gücü yüksek bir aktör" haline geldiğini vurgulayan Erdoğan, sorunları yaşanan bölgelerde Türkiye’nin katkılarının arandığını da söyledi.
"Türkiye’nin önemi her geçen gün artmaktadır, oynadığı roller çeşitlenmektedir" diyen Erdoğan, soğuk savaştan sonra dünyada birçok şey değiştiğini, göç, terör, iklim veya nükleer silahlar gibi somut tehditlerle karşılandığını, Türkiye’nin böyle bir dünyaya uyum sağlaması ve katkıda bulunması gerektiğini de kaydetti.
Başbakan Erdoğan, demokratikleşmenin ekonominin gelişmesi için taşıdığı öneme de vurgu yaptığı konuşmasında demokratikleşmenin sürdürülmesi gereğinin altını da çizdi. "Asıl tehlike, bilgisizlikte, yanlışlıkta ısrar etmek" diyen Erdoğan, Türkiye’nin içine kapanmamasının önemine işaret ederken de "Düşman üretme değil, dost kazanma ilkesinden hareket ettiklerini" de söyledi.
"Türkiye’de darbeler dönemi kapanmıştır" dediği konuşmasında "demokratik açılım"a da değinen Erdoğan, bu çerçevede Türkiye’de konuların özgürce tartışılmasının önemi üzerinde de durdu.
-ROMAN VATANDAŞLARIN SORUNLARI
Başbakan Erdoğan, konuşmasında Roman vatandaşların sorunlarına da vurgu yaptı. Roman vatandaşlarının Kürt kökenli vatandaşlardan daha fazla sorunlarının olduğunu ifade eden Erdoğan, devletin üst düzey görevlerinde Roman vatandaşların bulunmadığına dikkat çekti.
"Bu sorunu çözme durumundayız" diyen Erdoğan bütün farklılıkları zenginlik olarak gördüklerini ve toplumsal barışı güçlendirecek adımlar atmak istediklerini belirtti.
Kürt meselesinin tabu olarak görülmesinin terörü önlemediğine dikkat çeken Erdoğan, Türkiye’nin sorunlarının çözülmesi gerektiğini vurgulayarak "Hükümet olarak taviz vermemiz, hız kesmemiz asla söz konusu olamayacak" diye konuştu.
Yedi yıldır ezberi bozmanın peşinde olduklarını da ifade eden Erdoğan, konuşmasında Türkiye’de Arap ve Yahudi yatırımlarına tepki gösterildiğini anımsatarak "paranın dini, imamı, milleti olur mu?" diye sordu.
"Eksen kayması" eleştirilere de tepki gösteren Erdoğan, USAK araştırmasına gönderme yaparak Türk halkının önemli bir çoğunluğunun dış politikasında bir sapma görmediğine dikkat çekti. Erdoğan "Bir eksen değişikliğine girip Türkiye’ye yeni bir rota çizmenin peşinde değiliz" dedi. Erdoğan şunları söyledi:
"Bölgenin kaderinin değişebileceğine inanıyor ve Türkiye olarak da bunun mücadelesini veriyoruz. Biz samimi bir şekilde bu mücadeleye devam ediyoruz. Başta belirttiğim gibi ülke içinde demokratikleşme çabalarından en ufak bir taviz vermeyecek uluslar arası boyutta da Türkiye’nin gücünü artırmak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Bir ifade ile her anlamda adalet diyoruz, hukuk diyoruz ve demokrasi diyoruz."
-"700 ÇOCUĞU ÜLKEMİZDE AĞIRLAYACAĞIZ"
Başbakan Erdoğan, konferans sırasında da bir müjde verdi. Erdoğan, "Gazze’deki çocuklar için sergilediğimiz duruşu, Gürcistan’daki, Haiti’deki çocuklar için de sergiliyoruz. İşte en son 700 kadar çocuğu Türkiye’mizde inşallah ağırlayacağız, onların yarınlarını aydınlık kılacak adımları atıyoruz" şeklinde konuştu.
-BATI VE AB’YE ELEŞTİRİLER-
Başbakan Erdoğan, konferans sırasında Batı’ya ve AB’ye eleştiriler de yöneltti. Terör örgütleri arasında ayrım yapılmaması gerektiğini belirtirken, iade istenen suçluların iade edilmediğini ifade eden Erdoğan, "Batı’yı ben bu noktada gayri samimi olarak görüyorum" dedi.
Kıbrıs ile ilgili olarak da AB’ye yükleyen Erdoğan, Kıbrıs’ın sürekli Türkiye’nin önüme bir engel olarak konulmasının çok yanlış olduğunu da söyledi.
Erdoğan, konferans sırasında Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için 2004 yılında yaptığı çabalara ilişkin ayrıntılı bilgi verdi. 2004 yılında süreci bizzat yönettiğini, süreci başlatmak için de dönemin eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan ile Davos’ta yaptığı görüşmeleri anlatan Erdoğan, Türk tarafının tüm çabalarına rağmen Annan Planını reddeden Rumlara AB tarafından üyelikle ödüllendirilmesini eleştirdi.
Türkiye’nin üyelik sürecinin AB’ye de yükümlülükler getirdiğini işaret eden Erdoğan, "Türkiye, AB’ye yük olmaya değil, aslında yük almaya geliyor. Ancak AB hala bunu hissetmiş değil" siteminde bulundu.
Başbakan Erdoğan, "AB’ye bir süre veriyorsunuz" yönündeki bir soru üzerine "Bizim mühletimiz sene ile değil tabi, ucu açık""esprisini de yaptı.
Hiçbir ülkenin ismini vermeden nükleer silahları olan ülkelerin, başka ülkelerin nükleer silahlara sahip olmasına karşı çıkmasını eleştiren Erdoğan, İran nükleer programına ilişkin uluslar arası toplumun endişelerinin giderilmesi gerektiğini ancak İran’ın barışçıl nükleer enerji hakkının tartışılmaması gerektiğini de söyledi.
-"TÜRKİYE-ERMENİSTAN MUTABAKATI CİDDİ BİR BİÇİMDE YARALANDI"
Suriye, Irak ve İran gibi ülkelerle ilişkilerin ve işbirliğinin geliştirilmesine yönelik çabalara da değinen Erdoğan, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunların çözümü için son derece ciddi çabaların olduğunu söylediği konferansta, Ermenistan Anayasa Mahkemesinin kararının ise, Türkiye ile Ermenistan arasında varılan mutabakatı ciddi bir biçimde yaraladığını da vurguladı.