12.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gökhan Karakaş
Topkapı Sarayı’ndaki Harem Dairesi’nin yanması üzerine III. Murat ve annesi Nurbanu Sultan’ın siparişlerini ve Venedik Senatosu’nun hediyelerini Venedik’ten getiren gemi 1583’te Granic’te battı. Hırvatistan açıklarında batan Granic, sualtı arkeologları ve tarihçilerin ilgisini çekiyor. Yapılan çalışmalarda çıkarılan avizeler, çinko ve demir hammaddeler, sandık, 54 metre kırmızı ipek dokuma kumaş, 300 gözlük, cam eşyalar, aynalar, pencere çerçeveleri, vazo ve heykeller önümüzdeki yıl Sabancı Müzesi’nde sergilenecek. Böylece Osmanlı İmparatorluğu’nun Hürrem Sultan’dan sonra en çok konuşulan ismi Nurbanu Sultan’ın siparişleri 432 yıl sonra İstanbul’da olacak.
Sultan çok üzüldü
III. Murat’ın padişah olduğu yıllarda Topkapı Sarayı’nda çıkan bir yangın Harem Dairesi’ne büyük bir hasar verdi. Pencerelerin bile kullanılamaz hale geldiği yangından sonra III. Murat, iyi ticari ilişkileri olduğu Venedik Devleti’ne pek çok sipariş verdi. Hürrem Sultan’dan sonra Osmanlı İmparatorluğu’nun en çok konuşulan kadını III. Murat’ın annesi Nurbanu Sultan da, Harem Dairesi’nin yenilenmesi için memleketi Venedik’ten kumaşlar, cam eşyalar, aynalar, vazolar, pencere çerçeveleri ve avizeler istedi.
Oğlu III. Murat ise dairenin yenilenmesi için çinko ve demir hammaddeler (küp şeklinde), civa, kurşun ve sülfat madeni, mangallar, usturalar, deri çerçeveler, variller, sepetler, gözlük ve cam çerçeveler sipariş etti. Siparişler Venedik’in savaş gemilerinden olan bir kalyona yüklenerek Ekim 1583’te yola çıktı. Ancak kış mevsiminde Adriyatik Denizi’ne açılan gemi, birkaç gün sonra bugünkü Hırvatistan’ın Zagar kenti açıklarında Granic Adası yakınında battı.
Geminin battığı haberi Osmanlı Sarayı’na ulaştığında, tüm yükün 23-27 metre derinliğe gömülmesine kızan Nurbanu Sultan mümkün olduğunca malzemenin kurtarılmasını istedi. Venedik Donanması’nın en iyi 20 dalgıcı, Aralık 1583 ile Ocak 1584 arasında defalarca dalış yaparak bazı malzemeleri çıkardı. Fakat geminin asıl yükü kaldı. Ardından yağmacıların uğrak noktası olan gemin zamanla unutldu. 1967 yılına kadar hatırlanmayan gemiyii 1967-1973 arasında Ksenija Radulic ve Sofija Petricioli adlı bilim insanları ilk kez bilimsel olarak araştırdı. Çıkartılan eserler Zagar Arkeoloji Müzesi’nde sergilenirken, siyasal sebeplerle bir daha çalışma yapılmadı.
Kumun altından çıktılar
Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı (TİNA) 2012’de harekete geçerek batığın tekrar incelenmesini sağladı. 2 yıl süren kazılar kumun altında kalan pek çok eser ortaya çıkartıldı. Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezi’nde bir konuşma yapan Granic Batığı Kazı Başkanı Zadar Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Irena Radic Rossi, geminin Osmanlı İmparatorluğu ile Rönesans geçiren dönemin Avrupa ülkeleri arasındaki ticari ilişkileri çok iyi anlattığını belirtti. Dünyanın en tanınan sualtı arkeologlarından olan İrena Radic Rossi, “III. Murat malzemeleri beklerken gemi batınca hayal kırıklığına uğramış. Çünkü, sarayda sanatkarlar Harem Dairesi’ni yeniden yapmak için hazır bekliyordu” eklinde konuştu.
TİNA Başkanı Oğuz Aydemir ise, geminin yükünün 55 metre uzunluğunda 15 metre genişliğinde bir alanda yer aldığını belirtti. Aydemir, “Çalışmalar sonucu çıkartılan tüm ürünlerin 2016’da Sabancı Müzesi’nde sergilenecek. Böylece Nurbanu Sultan’ın siparişleri 432 yıl sonra İstanbul’a ulaşmış olacak” dedi.
Kalyon, Venedik ile Osmanlı arasında dolaştı
Batığın batmadan önce de ilginç bir hikayesinin olduğu öğrenildi. 1569’da Benedetto Da Lezze için Venedik’te inşa edilen gemi, Akdeniz’de ticari faaliyetlerde bulundu. 1571’de ise Cezayir beylerbeyi olan Uluç Ali Reis tarafından ele geçirildi. Venedikli bir devşirme olmasına rağmen dönemin en önlü Osmanlı korsanı olan Uluç Ali Reis gemiyi İstanbul’a getirdi. 10 yıl İstanbul’da kaldıktan sonra Peralı (Eski İstanbul) Odoardo Ra Gagliona’ya satılarak tekrar Venedik’e gönderildi. 2 yıl sonra da son seferini yapmak üzere Venedik’ten açıldığında bugünkü Dalmaçya kıyılarında battı.