01.12.2010 - 12:40 | Son Güncellenme:
Cuma günü vizyona girecek filmin, çekim sürecini Milliyet’e anlatan başrol oyuncuları oldukça heyecanlı. Cem Yılmaz şöyle diyor: Bu film tarihe kalacaktır
MESUT YILMAZ
Yavuz Turgul’un yeni filmi “Av Mevsimi” cuma günü seyirciyle buluşuyor. Şener Şen ile Cem Yılmaz’ı bir araya getirdiği için ayrı bir önem taşıyan polisiye filmin ön bilet satışları başladı bile... Melisa Sözen, Okan Yalabık ve usta oyuncu Çetin Tekindor’un da kadrosunda yer aldığı film, bir cinayetin peşinden giden 3 polisin değişen yaşamını konu alıyor. Cem Yılmaz bu filmle ilk kez sert bir karakterle seyirci karşısına çıkacak; “Deli” lakaplı Karadenizli İdris’i canlandıracak. Şener Şen ise teşkilatta lakabı “Avcı” olan Ferman adlı karaktere hayat verecek. Bu ikiliye Çömez lakaplı Hasan yani Okan Yalabık eşlik edecek.
Şener Şen: Cem çocuk gibi
Yavuz’la bizi birleştiren hep aynı konu oluyor; senaryonun gücü... Yavuz’un bütün hikâyelerinde boşlukta bir şey kalmaz. Öyküyü güzel anlatır. Ben de öyle bir ekolden geldiğim için bana da anlattığı öyküler iyi geliyor.
Cem Yılmaz’la oynamanız halk için muhteşem... Siz ne dersiniz?
Belki onların istediği gibi olmadı. (Gülüyor) Çünkü onların hayali ağır komedide bir araya gelmemizdi. Bu film Cem’in sinema hayatında da önemli bir değişiklik.
Bence dünyada bir yarışma yapılsaydı, Cem yine bu rolü alırdı.
Cem Yılmaz’ı nasıl tanımlarsınız? Yavuz Turgul ona ‘çocuk’ diyor...
Çocuk ruhlu olduğu anlamında söylemiş... Sanatsal coşku yönümü ben de açık tutmaya çalışıyorum. Cem sanatçı olarak bu yönünü koruyan biri... Ama Cem’de bu çok daha fazla var tabii. Çok çabuk heyecanlanıp, çok çabuk coşuyor. Çok çabuk da kırılabiliyor, üzülebiliyor.
Filmi izlediğinizde ne hissettiniz?
Çok konuşmayı sevmiyorum. ‘Şöyle yaptık, yeri yerinden oynatacağız’ gibi konuşmalar tuhaf geliyor. Biz beğendik ama seyirci sevmezse “Benim filmimi anlamadı” demem, ‘Bir şeyi eksik yaptık’ derim.
Cem ayrı tabii. Ama yine iyi bir proje olursa oynarım. Şunla oynarım, şunla oynamam diye ölçülerim yok.
Cem Yılmaz: İyiyimdir ama sevgi böcüğü değilim
Bu film sinematografinizde nerede duracak?Valla güzel bir yerde durur. Ben içinde olsam da, olmasam da bu sezonun önemli filmlerinden bir tanesi... Ben de bu filme uyduğumu, yakıştığımı, işimi kotardığımı düşünüyorum.
Farklı bir karakteri oynadığınız için seyircinin tepkisini düşünüp endişeleniyor musunuz?
Merakım var ama endişem yok. Kendime güvenmesem bu filmde ne işim var? Seyirci izleyip ‘nasıl da inandırmış’ derse ne mutlu bana. Kötü canlandırmış derse mutlu olmam. (Gülüyor)
Bu durum bir değişikliğin habercisi olabilir mi?
Komediyi bırakıyorum, artık dramalarda oynayacağım gibi bir karar değil bu... “Bak ben bunu da yaparım” iddiası da değil. Kendi kendinize kerameti kendinden menkul laflar etmek yerine bu hünerimizi bir filmde görmek insanı iyi hissettiriyor.
İdris kötü bir karakter mi?
Bana ne kadar uzak, o kadar iyi...
Çok mu uzak?
Uzak tabii... Ben öyle birisi değilim. Bu da güzel. Ben nasıl birisiyim onu da idrak etmiş değilim. Size ne kadar yabancı olursa o kadar zevk alıyorsunuz.
Yavuz Turgul sizi ‘iyi çocuk’ olarak tanımlıyor zaten...
Evet, iyi çocuk... Ben de bazen anket sorularında ‘Kendinizi nasıl tanımlarsınız?’ diye sorduklarında ‘iyi çocuğum’ derim. Bu aramızda espri oldu. Ben iyi çocuğumdur. Sevgi böcüğü değilim ama. Etrafta çok sevilecek insan var. Tanıştığınız bir kadın ya da adam sevgi dolu, güler yüzlü olduğu zaman onlar size ilham veriyor.
Gişe beklentiniz var mı?
Var... Benim şahsi beklentim, 4-5 kişi. (gülüyor) ‘Seyirciler niye bir filme gider?’in formülü yok. Bunun formülünü bulmaya çalışan filmler de patlamaya mahkûm. Benim komedi filmlerimin de böyle bir hedefi yok. Ama potansiyeli belli. Bu minvalde bir seyirci geliyor ki, aşağı yukarı tahmin ediyorsunuz. Ama bu film özel bir durum; tarihe kalacaktır. Hasılat denen şeyle çok ilgilenen bir film değil. Tavsiyem şu ki, bu filmi bir sinemasever izlemeli.
Melisa Sözen’le fragmandaki öpüşme sahneniz de çok konuşuldu, rahatsız oldunuz mu?Yok olumlu ya da olumsuz anlamda bir şey hissetmedim. O bir görüntü ve ben oradaydım. O ben değilim ki, o başkasının macerası.
Melisa Sözen: Tedirgin oldum
Böyle bir kadronun filminin kadın başrol oyuncusu olmak nasıl bir duygu?Ağır bir sorumluluk duygusu yaşattı. Hem heyecan, hem korkuyu bir arada yaşayıp tedirgin oluyorsunuz.
Cem Yılmaz ile çekimleriniz nasıl geçti?
Çok güzel geçti. Çok yetenekli, çok profesyonel bir oyuncu...
Yavuz Turgul’un setinin, diğer setlerden farkı ne?
Ömrümde görmediğim, her anlamda profesyonel bir setti. Hem şartlar, hem o disiplin... Türkiye’de gerek film, gerek dizi setleri Yavuz Turgul’un seti gibi olmalı. O sette sadece oyununu düşünüyorsun, başka bir şeyle ilgilenmene gerek kalmıyor.
Okan Yalabık: Cem Yılmaz çok disiplinliydi
Şener Şen ve Cem Yılmaz ile aynı projede olmak nasıl bir duygu?Biz zaten Şener Şen’le büyüyen bir jenerasyonuz. Onunla her gün çalışmak çok önemliydi ve tabii Yavuz hocayla da çalışmak öyle. Cem Ağabey’in disiplininden çok etkilendim.
En zorlandığınız sahne?Şimdi aklıma gelmiyor ama daha önce hiç gerçek bir silahla ve gerçek kurşunla ateş etmemiştim açıkçası. Çekimler öncesi poligonda üçümüz ateş ettik.