Kültür SanatSeyahat eden ilk Türk gazeteci

Seyahat eden ilk Türk gazeteci

03.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:

Türk edebiyatının ilk gezi kitaplarından olan Ahmet İhsan imzalı "Avrupa'da Ne Gördüm" ile "Tuna'da Bir Hafta", Alain Servantie ve Dr. Fahriye Gündoğdu tarafından Türkçeleştirildi. Servantie, bu serüvenin hikayesini anlattı.

Seyahat eden ilk Türk gazeteci

AHMET İHSAN 1891 YILINDA GİTTİĞİ AVRUPA'YI KAFASINDA BİR FESLE GEZDİ... Türk edebiyatının ilk gezi kitaplarından biri olarak tanımlanan bu kitaplar, Alain Servantie ve Dr. Fahriye Gündoğdu tarafından günümüz okuruna ulaştırıldı. 1974 - 1981 yılları arasında Ankara'daki AB temsilciliğinde çalışmış olan, halen de Avrupa Birliği Genişleme Müdürlüğü'nde müşavirlik görevini yürüten ve çok iyi Türkçe bilen Alain Servantie ile "Avrupa'da Ne Gördüm - Tuna'da Bir Hafta"nın hikayesini konuştuk...Ahmet İhsan'ın "Avrupa'da Ne Gördüm" adlı kitabından nasıl haberdar oldunuz? Öğrenciyken, bir yıl Arapça okumuştum. 1975-1980 arasında, Türkiye'de görevli olduğum sırada, İstanbul'a gidip, Kapalı Çarşı yanındaki sahafları dolaşıyor, eski kitaplara bakıyordum. Kendi başıma Osmanlıca okumasını öğrendim. Sahaflardaki kitapları karıştırırken tesadüfen Ahmet İhsan'ın "Avrupa'da Ne Gördüm" adlı eserini buldum.İlk bakışta resimleri çok ilgimi çekti. Sonra kitabı incelediğimde anladım ki, Ahmet İhsan özellikle, Türk gazetelerine resmi sokmaya çalışmış ve bu amaçla da seyahati sırasında Paris, Hamburg, Leipzig ve Viyana'daki en meşhur yayınevlerini ziyaret edip, en son fotoğraf ve baskı teknikleri hakkında bilgi toplamış. Bunların telif haklarını da satın alma girişiminde bulunmuş hatta İstanbul'a döndükten sonra Fransa'dan, bu konuda bir uzman getirtmeye çalışmış. Kitapta her iki üç sayfada bir resim vardır. Kanımca kitap, döneminin ilk çok resimli Türkçe kitaplarından biri. Hatta, seyahat masraflarının, Servet-i Fünûn dergisinin ve o kitabın satışlarından karşılandığını İhsan, hatıralarında anlatıyor. Mülkiye mezunu, Jules Verne çevirmeni, Servet-i Fünun dergisinin kurucusu Ahmet İhsan'ın 1891 yılında çıktığı Avrupa seyahatini anlatan kitabı "Avrupa'da Ne Gördüm" ile bir Almanya yolculuğunun Tuna üzerindeki bölümünü anlatan "Tuna'da Bir Hafta" adlı eserleri aynı kitapta toplandı. Hem de ilk kez Türkçeye çevrilmiş olarak! Özellikle, o dönemde ülkesinden ilk defa dışarıya çıkan genç bir İstanbullunun (Ahmet İhsan kendisini İstanbullu olarak tanıtıyordu) Avrupa'ya bakış açısını merak ediyordum. Ancak çeviri sırasında fark ettim ki, Ahmet İhsan seyahati sırasında o dönemin en fazla rağbet gören turistik rehberlerinin Fransızca nüshalarından özellikle Baedeker'den yararlanmış. Dolayısıyla kitaptaki bazı gözlemler kendisine ait olmayıp rehberden alınarak Osmanlıcaya çevirilmiş. Ama bunun dışında, Avrupa'yı kafasında bir fesle gezen, bundan dolayı ara sıra Cezayirli zannedilen veya hakikaten uzaktan gelen bir Doğulu yabancı olarak karşılanan Ahmet İhsan; yaşadığı ilginç olayları, Avrupa ve Avrupalının, kendisine garip gelen ya da imrendiği yönlerini, yaşam biçimlerini, teknolojilerini objektif olarak anlatmaktadır. İşte benim asıl ilgimi çeken şey de kitabın bu sosyolojik içeriği olmuştu. Kitapta sizin ilginizi çeken neydi? 4-5 yıl önce, bir Fransız dergisi ("Cahiers de l'Exotisme") benden Fransızcada yayımlanmamış yabancı seyyahlar hakkında makale istedi. Ahmet İhsan'ın kitabını tekrar çıkardım ve daha iyi anlamak için Latin harflerine çevirmeye başladım. Bildiğim kadarıyla hiçbir yerde yeni harfli basımı yok. Başladıktan sonra, bu işi zevkli bir çalışma olarak gördüm. Türk Tarih Vakfı'nın bu kitabın yayımlanması ile ilgilenebileceğini öğrenince sonuna kadar devam etmeye karar verdim. Ahmet İhsan, Avrupa seyahatinde kendine nasıl bir rota çizmiş? Ahmet İhsan, Mayıs 1891'de İstanbul'dan vapura bindiği zaman ancak 24 yaşındadır ve ilk kez Osmanlı topraklarından dışarıya çıkmaktadır. Fransız kültürünü, dilini iyi bildiği, okuduğu dergi ve kitaplardan birçok bilgi edindiği için en çok da Fransa'yı merak eder. Ahmet İhsan seyahat eden ilk Türk gazetecisi ve Servet-i Fünûn dergisinin kurucusu, genel yayın müdürü olarak; başta Fransa olmak üzere Avrupa'da gittiği her yerden dergiye sürekli makale gönderir. "Avrupa'da Ne Gördüm" ziyaret ettiği yerler hakkındaki izlenimlerini içeren bu makalelerin toplamından ibaret. Yazar, üç ayda Avrupa'yı dolaşır. Marsilya, Paris ve civarı, Londra, Brüksel, Amsterdam, Hamburg, Berlin, Leipzig, Zürih, Cenevre, Cenova, Roma, Venedik, Trieste, Viyana, Budapeşte şehirlerini gezer. Bu kitabı Türkçeleştirmeye nasıl karar verdiniz? Bence, Ahmet İhsan, okuruna Avrupa'daki en son yenilikleri, her alandaki modayı, Avrupalının toplumsal hayatını, yaşam şekli ve kalitesini anlatmak istiyor. Ancak, sansür nedeniyle bazı konularda Osmanlı İmparatorluğu ile karşılaştırma yapmaktan çekindiği gibi, siyaset hareketlerinden de hiç söz etmiyor. 1912 yılında yayımladığı "Tuna'da Bir Hafta" adlı kitabında II. Meşrutiyet'in getirdiği basın özgürlüğünden yararlanarak çok daha fazla karşılaştırma ve eleştiri yapmıştır. Kitapta Fahriye Gündoğdu'nun da adını görüyoruz. Nasıl bir çalışma yürüttünüz birlikte?Fahriye Gündoğdu mükemmel Osmanlıca bilen tecrübeli bir kütüphaneci, o dönemde Brüksel'de bulunuyordu. Düzeltmede yardım edip, aslında tek tek her çeviri kelimeyi orijinal metindeki aslı ile karşılaştırarak kontrol etti. Onsuz bu işi sonuna kadar götüremezdim. Yazar kitabında özellikle neleri aktarmak istiyor okura? Kitapta Ahmet İhsan, nasıl bir anlatıma sahip? Avrupa'yı nasıl anlatıyor, nasıl görüyor? Ahmet İhsan, gayet akıcı ve sürükleyici bir uslûpla yazdığı bu eserinde, Avrupa ve Avrupalıyı kendisine garip gelen bazı yönlerinden dolayı eleştiriyor fakat özendiği, hayran kaldığı yönlerini de hiç çekinmeden takdirle anlatıyor. Bazen de kendi toplumu ile Avrupalıları karşılaştırarak samimi, tarafsız değerlendirmeler yapıyor. Aslında Ahmet İhsan Avrupa'yı 3 ayrı gözlükle görüyor: Genel olarak Batılı turist gözlüğü, Fransız diline dayalı ve Fransız dostu eğitiminin gözlüğü ve son olarak da Türk görgü ve eğitimi gözlüğüyle. Ahmet İhsan Avrupa'daki toplumsal hayatı, kadın-erkek ilişkilerini, kadınların toplum içindeki yerlerini ve özgürlüklerini, teknolojik ilerlemeleri, iletişim, basın ve yayıncılık, basımcılık ve reklamcılık alanlarındaki yenilikleri, şehir plâncılığını hep bu 3 ayrı gözlük arkasından bakarak, değişik açılardan değerlendiriyor.Avrupa'daki teknolojiye hayran kalıyor. Okuyucusuna uzun uzun nakil araçlarını tanıtıyor. Paris veya Londra sokaklarındaki reklam dünyasına hayran kalıyor, gazete ve kitap tirajına şaşırıyor. Fransa'da o dönemde Loti'nin bir romanı 400 bin basılırken, İstanbul'da 2 bin basılan Türkçe kitaplar ancak on yılda tükeniyormuş. AHMET İHSAN'IN 3 AYRI GÖZLÜĞÜ