25.12.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
İSTANBUL Milliyet
Duayen gazeteci Orhan Karaveli, İstanbul Valiliği Basın Müşavirliği görevini uzun yıllardır sürdüren Nazır Şentürk’e verdiği röportajda, eski İstanbul Valisi Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay’ın desteğiyle çıkardığı Türkiye’nin ilk “cinsel bilgiler“ dergisinin macerasını anlattı.
1949’da kendisi lise, ağabeyi Nihat Karaveli üniversite öğrencisiyken cinsel bilgiler veren bir dergi hazırlamak için çalışma yaptıklarını anlatan Karaveli, dönemin ünlü Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay’ın kendilerini çağırarak destek verdiğini ve derginin adını da “Seksoloji” koyduğunu söyledi. Karaveli, Gökay’ın desteğinin İstanbul Valisi olduktan sonra da devam ettiğini belirterek Gökay’a 50 lira telif ücreti de ödediklerini belirtti. Ağabeyi Nihat Karaveli’nin kendisine bu projesini anlattıktan sonra yaşananları şöyle anlatıyor:
“Fikir bana da ‘cazip’ gelmiş ve ciddi ciddi hazırlıklara başlamıştık ki o zamanların en ünlü ruh hekimlerinden biri olan, henüz kırklı yaşlarındaki doktor Fahrettin Kerim Gökay’ın bizlerle muayenesinde görüşmek istediği haberini aldık. Bizi gülerek karşıladı ve dizi hastaları bekleme odasında otururken bizi küçük bir odaya alıp uzun uzun dinledi ve konuştu. Yalnız kendisi değil, başta Dr. Mazhar Osman olmak üzere üniversite bünyesindeki bütün meslektaşları bize destek olacak, dergiye yazı yazacaklardı.”
“Bakın çocuklar, diyordu. Biyoloji, jeoloji, hatta Hititoloji gibi seksoloji de bir bilim dalıdır! Türkiye’de henüz yeterince bilinmiyor olması onun bir bilim dalı olma özelliğini etkilmez. İşi uzatmayalım. Ben derginin ‘isim babası’ olmaya karar verdim. Bu isimle çıkmanızın bir zararı olursa bunu göğüslemeye hazırım. ‘SEKSOLOJİ’ büyük yazılacak kapakta.”
Sansür devrede
İlk sayısı 8 bin basılan derginin bir günde tükendiğini belirten Karaveli, şunları anlattı: “Dergide tek bir müstehcen satır yoktu ama İstanbul savcısı Hicabi Dinç harekete geçmek için fazla beklemedi. Gökay telefonda şunları söylemiş savcıya: ‘Bakın savcı bey. Ben bu derginin isim babasıyım ve sonuna kadar da arkasındayım. Bu çocukların yaptığı gecikmiş bir yurt hizmetidir.”