Şeffaf Oda’da Kadın Hakları
5 Aralık Dünya Kadın Hakları Günü...
Dünya Kadın Hakları bağlamında Şeffaf Oda konuklarım önemli kadın yazarlarımızdan Ayşe Kulin ve Türkiye’nin her yöresinden şarkılarıyla kadınların en sevdiği sanatçılardan Koray Avcı...
Ayşe Kulin son romanı “Kanadı Kırık Kuşlar”da 1930’ların Almanya’sından 2000’lerin Türkiye’sine uzanan bir ailenin dört kuşaklık hikâyesini anlatıyor. Dört kadının hikâyesi bu.
Ayşe Kulin, kadınların derinliklerini ve renklerini yansıtmayı seviyor.
Türkiye’nin simge ismi Türkan Saylan’ın hayatını anlattığı “Türkan-Tek ve Tek Başına” adlı kitabını da konuşuyoruz.
Türkan Saylan için gözleri dolarak “O, azize” diyor.
Ayşe küresel yazarlarımızdan. Kitapları 20 dile çevrildi.
Geçtiğimiz yıl dünyanın prestijli ödüllerinden “Premio Roma En İyi Yabancı Roman” ödülünü “Nefes Nefese” ile aldı.
...........................
Koray Avcı, Muğla Üniversitesi’nde Fizik Mühendisliği okumuş. Çankaya Üniversitesi’nde İç Mimarlık eğitimini sürdürmekte.
Koray, Ankara’da sokakta şarkı söyleyerek 4 ev almış.
İstanbul’a ilk geldiğinde Arnavutköy’de bir bankta sabahlamış. Oradaki evlere bakıp, “Bir gün burada oturacağım” demiş.
Ve şimdi Arnavutköy’de oturuyor. O evlerden birini almış. “Her gün o bankı görüyorum ve kendimi terbiye ediyorum” diyor.
Koray duygusal ve duyarlı.
Kadınlar için Şeffaf Oda’da güzel kadın şarkıları söylüyor.
Şarkılarının toplam izlenme sayısı 500 milyon.
Yılda 200’den fazla konser veriyor.
Şeffaf Oda’da hem özgün, hem Türk sanat müziği, hem de Karadeniz türküsü söylüyor. Orkestra eşliğinde harika canlı performans...
3. NESİL ‘AKILLI TELEFON’
Feriye’de Samsung’un “akıllı saatini” tanıtım daveti düzenlendi. Samsung Electronics Türkiye Başkan Yardımcısı Tansu Yegen ve Levent Özçelik ev sahibiydiler.
Samsung - Gear S3 saat ve telefonu aynı aparatta buluşturmuş.
Suya ve toza duyarlı.
“Hand free” yani ekrana dokunmadan konuşmalarda ortam seslerini, gürültülerini süzüyor. Sadece konuşanın sesini iletiyor. GPS, hız, adım ve rakım basınç bildirimi var.
Zor durumlarda kullanıcının yakınlarının kayıtlı numaralarına “S.O.S” mesajı gönderiyor ve konum bildiriyor. Geniş ekranlı ve zarif ayrıntılarla lüks bir aksesuar gibi...
TUSSAUDS İSTANBUL’DA
Madame Tussauds İstanbul açılış daveti olunca koşarak gittim.
Ve... “Gittiğime değdi...”
Madame Tussauds 1700’lü yıllarda Paris’te balmumu heykeltıraşı Dr. Curtius’un temizlik işlerini yapan bir kadının kızıymış. Balmumu heykel yapmayı Dr. Curtius’tan öğrenmiş. O ölünce müzesini işletmeyi Madame Tussauds sürdürmüş.
Fakat Fransız İhtilali’nden sonra işler karışmış. Hangi ünlünün heykelini yapacak?
O gün iktidarda olan birinin 3-5 gün sonra giyotin altında başı kesiliyormuş.
Heykeli yapan Tussauds’nun da bu yüzden başı derde girebiliyormuş.
Bakmış olacak gibi değil, heykellerini toplamış, İngiltere’de açmış müzesini.
Kraliçeler, ünlü yazarlar müzeye gelirlermiş.
Madame Tussauds onların da heykellerini yaparmış. Sonra işi aile devralmış. Şimdi de Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise 2’nci en büyük “ziyaretçi etkinlik alanı işletmecisi” olan Merlin Entertainments’a ait.
.....................
Müzenin bulunduğu Grand Pera güzel bir yer seçimi.
Müzenin tarihi içeriğiyle örtüşen tarihi mekân.
***
Girişte Atatürk’ümüz...
Çok başarılı.
Ülkemizde -gerçekten Atatürk’ün karizmasını yansıtan başarılı az sayıda yapıtların yanı sıra- o proporsiyonları bozuk, benzerliği tartışmalı pek çok Atatürk heykelinden sonra “en iyilerden biri” diyebileceğim bir çalışma. (Atatürk’ün parmakları daha ince ve uzundu. Pabuçları çok zarifti. Pantolonları bıçak gibi ütülüydü. Bu heykelde ise parmakları nispeten kalın, ayakkabıları sıradan, pantolonun sağ paçası ütüsüz. Bunları sorumlularla paylaştım. Ukalalık değil bendeki Atatürk hayranlığı ve tutkusu.)
Fatih, Kanuni, Mimar Sinan, Mevlana heykelleri fevkalade başarılı. Ardından Yaşar Kemal...
Ve...
Dünyadan ve bizden ünlüler.
Marilyn Monroe sanki canlı.
Leonardo DiCaprio meğer uzun boyluymuş.
Beyonce, tenisçi Sharapova, Angelina Jolie, Madonna, Demet Akbağ, hele MFÖ üçlüsü ile Arda Turan adeta canlı.
Hesaplar, formüller arasında Prof. Einstein bütün sevimliliğiyle beni kendine çekti. Birlikte fotoğraf çektirdim.
......................
Elbette Londra’dakine göre heykel sayısı daha az ama zaman içinde yenileriyle zenginleşeceğini öğrendim.
Bu sergi sadece biz Türkler için değil, -inşallah gelirler- turistler için de önemli bir ziyaret yeri.
Ayrıca...
Okullar da öğrencilerini getirmeliler. Okuduklarının bire bir canlı gibi heykellerini görmek kültürlerine katkı yapar.
