Minsk, Beyaz Rusya olarak bilinen Belarus’un başkenti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın resmi ziyaretini izlemek için 2 gün kaldım.
Minsk’e iner inmez zorunlu sigorta sistemi sırası ile karşılaşıyorsunuz. Pasaport sırasına girmeden önce sigorta yaptırıp ülkeye ondan sonra girebiliyorsunuz. Bu da diğer ülkelerdekinden farklı olarak ülkeye girişte iki uzun kuyruk demek.
Harabeye dönmüş
İkinci Dünya Savaşı’nda şehir harabeye dönmüş. Büyük bölümü yıkılan şehir yeniden yapılmış. Sovyet mimari, geniş cadde ve meydanlar şehre girişte hemen dikkati çekiyor.
Belarus eski SSCB ülkesi. Şimdi de daha çok Rusça konuşuluyor Belarus’ta.
Kuzey Avrupa’da olan Belarus’ta kasım ayından mayısa kadar kar eksik olmazmış.
Minsk de karlı ve eksi 5 dereceyle karşıladı bizi.
***
Üniversite ülkesi
Eğitim oranı çok yüksek Belarus’ta. Belarus için üniversiteler ülkesi deniyor. Her 100 kişiden 94’ünün üniversite mezunu olduğu belirtiliyor.
Ülkede 42 üniversite varmış. Üniversitelerin büyük bölümü de Minsk’te bulunuyormuş. Bu nedenle yabancı öğrenci de çok ülkede. Geçen yıl 600 Türk öğrenci gelmiş Belarus’a.
Türkçe yabancı dil
Belarus’taki devlet üniversitesinde Türkçe seçmeli yabancı dil olarak okutulmaya başlanmış. Bazı sınıflarda Türkçeyi yabancı dil olarak alanların sayısı 5-6’yı bulmuş. Bunda Türkiye’de tatil yapanların sayısının artmasının da etkili olduğu belirtiliyor.
Belarus’ta bir kafede gazeteci arkadaşlarla kahve içerken hemen yanımızdaki masaya Belaruslu bir genç oturdu.
Türkçe konuşmamızı duyunca kendini tanıttı bize. Devlet Üniversitesi’nde okumuş ve seçmeli yabancı dil olarak Türkçeyi almış. Çok akıcı Türkçesi vardı.
Devlet üniversitesindeki Türkçeye olan talebi o anlattı bize. Türkçeyi iyi konuştuğu için Türk Büyükelçiliği de bazı tercümeler için kendisini çağırıyormuş sürekli. Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın işadamlarıyla yaptığı toplantıda da tercümanlık yapmış.
***
100 bin Müslüman
Minsk’teki ulusal kütüphane binasının mimarisi de çok farklı. Yapımının 4 yıl sürdüğü belirtiliyor.
13 milyona yakın eserin olduğu kütüphaneye günlük 3 bin dolayında kişinin geldiği dile getiriliyor.
Türkiye, Belarus’un bağımsızlığını ilk tanıyan ülke olmuş. Bu nedenle şehirde Türklerin sevildiği söyleniyor.
100 bin Müslümanın yaşadığı ülkede Türk işadamları da yatırım yapıyor. Minsk’teki büyük otellerden birinin sahibi de Türk.
Belarus’un toplam nüfusu 10 milyon. Minsk’in nüfusu ise 2 milyon dolayında. Belarus düz bir ülke. Minsk’te en yüksek tepenin ise 350 metre olduğu dile getiriliyor. Ülkede bazı yerlere suni tepeler oluşturulmuş.
Ülkenin yüzde 40’i yeşil alan. Ormanlar dikkat çekiyor havaalanından bir saatlik Minsk merkezine gidiş esnasında.
10 bin göl ve 20 bin akarsu varmış Belarus’ta. Yapay göller de yapılmış Belarus’ta.
***
Güvenli şehir
Minsk’in dünyanın en güvenli şehirlerinden biri olduğu belirtiliyor. Trafik sorunun da olmadığı şehirde bir sakinlik de hâkim.
SSCB döneminde KGB’nin en tepe yöneticilerinin de Minsk’ten seçildiği belirtiliyor.
Her alanda
Belarus’ta kadın sayısının daha fazla olduğu belirtiliyor. İş hayatında aktif olan kadınların her alanda çalıştığı ve kadınların ekonomik açıdan bağımsızlığı sevdiği ifade ediliyor.
Sovyet rejiminin yıktığı ve Türkiye’nin yeniden yaptırdığı Minsk Camii’nin inşaatında da kadınlar çalışmış. Caminin sıvasının bir bölümünü kadın ustaların yaptığını da öğreniyorum.