Şair Özkan Mert’in ödüllü kitabı “Evrenin Islığı” yayımlandı...
Kitap daha yayınlanmadan içindeki şiirlerle “2016 Uluslararası Naji Naaman Edebiyat Ödülü”ne değer görüldü... Ülke dışında yankılandı.
Özkan Mert’i tanır mısınız? Ben iyi tanırım. Kadim arkadaşımdır. Sene 1973 olacak... 12 Mart darbesinin solu dağıttığı günler... Televizyondan kapı dışarı edilmişiz. Özkan o sıra Almanya’da... Haberleşiyoruz, bir gün Germersheim’da buluşuyoruz. Ormanlar içindeki bu şirin kasabada önce dil okuluna yazılıp iş izni aldık. Özkan ve eşi İpek fakir ekmeğini benimle bölüştüler. Ben Spayer’de bir çiçek serasında işe başladım. Daha sonra Karlsruhe’de bir ilaç fabrikasında Özkan’la kestane çulvalı taşıdık. Türkiye’den at kestaneleri çuvallanıp geliyor, orada ilaç yapıyorlardı. Birkaç ay para biriktirdik, sonra ver elini İsveç’in Lund şehri...
Serserilik günlerinin candan arkadaşıdır Özkan... Birlikte bulaşık mı yıkamadık, garsonluk mu yapmadık. Geceleri dansinglerin önünde İsveçli gençlere “Kadifeden kesesi”ni söyleyerek sokak konserleri mi vermedik... O arada Özkan şiirlerini yazdı, kitap yaptı, ben yurda döndüm, o kaldı, kitapları çoğaldı, yıllar içinde İsveç’in tanınmış şairleri arasına girdi... Artık Bodrum’da yaşıyor. Birlikte şen şakrak geçen günlerimizi dili olmadığı için İsveç kentleri kimseye anlatamıyor ama biz dün gibi hatırlıyor, tebessümle anıyoruz... Çok yaşa Özkan... Şiir gibi yaşa...
İşkembeci Yaver Sokağı...
İşkembeci Yaver’i tanır mıydınız? Adını hiç duydunuz mu?
Ya İşkembeci Fettah’ı? Peki Bozacı Zeynel’i? Lokmacı Kâşif’i?
Bu kişiler sizden bizden daha ünlü ve hatırlı kişiler olmalı ki... İsimleri İstanbul’un mutena semtlerinde sokaklara verilmiş...
İşkembeci Yaver Sokak Beşiktaş’ta...
İşkembeci Fettah Yedikule’de...
Bozacı Zeynel Sokak Sarıyer’de...
Lokmacı Kâşif Sokak Çengelköy’de...
Ünlü yazarımız Refik Halid Karay, İnkılap Yayınevi’nden çıkmakta olan külliyatının “Hep İstanbul” adlı kitabında der ki:
“Mesela İşkembeci Fettah veya İşkembeci Yaver veya Bozacı Zeynel kimdir?
Bir sokağa isim verecek, şeref verecek şahsiyetler midir? İşkembeci Fettah yahut Bozacı Zeynel Sokağı’nda oturmaktan, adresinizde o ismi kullanmaktan hoşlanır mısınız? Lokmacı Kâşif de nedir? Başka bir kâşif bulamadığımız için mi o kâşife bu sokak ismini verdik?
Ünlü yazar konuyu şöyle özetliyor:
“Hülâsa sokak isimleri, levhaları ve hane numaraları bakımından İstanbul acınacak haldedir.”
Refik Halid bu yazıyı 1958 yılında Yeni İstanbul gazetesinde yazmış. Bu sokak isimleri aynen duruyor. Hoş değişse onların yerine başka abuk subuk adların konmayacağının garantisi de yoktur.
Bu arada en ünlü edebiyatçılar arasında yer alan Refik Halid’in adını taşıyan bir cadde veya sokak da mevcut değil.
Esentepe’de yaşadığı evin önünden geçen Matbuat Sokağı’na adı verilecekti hâlâ verilmedi.
Demek ki ünlü yazarı İşkembeci Fettah ya da Bozacı Zeynel kadar önemsemedi İstanbul!
MARŞ
Televizyonda kulağımıza çalındı... “Dağ Başını Duman Almış” diye başlayan Gençlik Marşı Türkiye’de ilk kez 1916 yılında yani tam 100 yıl önce seslendirilmiş. Marş’ın yüzüncü yılıymış.
Bilindiği gibi bu bir İsveç halk şarkısıdır. Notaları İsveç’e eğitim görmeye giden Selim Sırrı Tarcan tarafından getirilmiş, sözleri Ali Ulvi Elöve tarafından yazılmıştır.
İsveç’in adeta sıradan bir halk şarkısı bizde coşku dolu marş haline gelmiştir.
Atatürk ve arkadaşları 1919’da Samsun’dan Ankara’ya giderken yolda durmadan bu coşkulu marşı söylemiş. Atatürk şöyle diyor:
- Anadolu’nun dağ başlarını tekerleklerini çuvalla doldurduğumuz kırık dökük otomobillerle aşarken bu marşı söylemeyi yanımda bulunanlara âdet ettirmiştim...
Cumhuriyet’e şaşı bakanlar Cumhuriyet coşkusu taşıdığı için 10. Yıl Marşı’na savaş açtılar.
Bu marşı da yasaklatmaya çalışmasınlar!
"İktidar “AB için İngiltere gibi referanduma gideriz” diyor.
İyi de:
“Çıkalım”
desek daha giremedik!
“Girelim”
desek almıyorlar"
Akif Kökçe