24.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
SELAY SARI
“Geçmişle gerçekten hesaplaşılsaydı, 6-7 Eylül olmayacaktı, Dersim’de, Kahramanmaraş’da, Sivas’da katliamlar yaşanmayacaktı.” 1915’te öldürülen Ermeni aydınların anısına önceki akşam, Anadolu Kültür ve Kalan Müzik işbirliğiyle İstanbul Kongre Merkezi Harbiye Salonu’nda düzenlenen “In Memoriam 24 Nisan” konseri, Tilbe Saran’ın okuduğu bu cümlenin de yer aldığı metin ile başladı.
Kardeş Türküler, udi Ara Dinkjian ve babası 86 yaşındaki solist Onnik Dinkjian, Türk halk müziğinin köşe taşlarından Erkan Oğur, duduk ustası Ertan Tekin, olağanüstü sesi ve geleneksel kıyafetiyle dikkat çeken Hasmik Harutyunyan ve kanuni Karine Hovhannisyan ikilisi, udi ve şarkıcı Haig Yazdjian, piyanist Şahan Arzruni, çellist Erman İmayhan, geleneksel Ermeni müziğine getirdiği modern ve deneysel düzenlemelerle ünlü Eileen Khatchadourian, Henning Schmiedt, barok müziğin en önemli isimlerinden Katalan müzisyen Jordi Savall, Haig Sarikouyoumdjian, Gaguik Mouradian ve David Mayoral, bir organizasyon harikası tabir edilebilecek üç buçuk saatlik program çerçevesinde sahne aldılar ve Ermenice, Süryanice, Kürtçe ve Türkçe türkülerini, şarkılarını seslendirdiler.
Gecede ayrıca Zülfü Livaneli’nin bestelediği, 24 Nisan’da tutuklanarak Çankırı’ya gönderilen, sonrasında Halide Edip Adıvar ve Emin Yurdakul’un da aralarında bulunduğu arkadaşları tarafından hükümete yapılan baskıyla kurtarılan ancak akıl sağlığını yitiren, Ermeni müziğinin en önemli derleyicisi Gomidas Vardapet’in “Homage to Gomidas” adlı eseri de dünyada ilk kez seslendirildi. Konser sonunda ise, tüm gece sahne alan müzisyenler, Ara Dinkjian’ın bestelediği, Ahmet Kaya’nın ‘Ağladıkça’ şarkısını söylediler.
Ağlatan mektuplar
Gecede ayrıca 1915 kurbanı aydınlar Taniel Varujan, Dikran Çöğüryan, Keğam Parseğyan, Sımpad Pürad, Siamanto ve Parseğ Şahbaz’ın şiirleri ve günlükleri okundu. Pürad’ın torununun torunu Seda Byurat tarafından okunan ‘Ayaş Hapishanesinden Mektuplar’, başlangıçta içerdiği umut ve sonundaki yıkımla seyircileri derinden etkiledi. Byurat mektupların sonunda, geçmişle hesaplaşma sorumluluğunun herkesin üzerinde olduğunu belirtti: “Bu bir insanlık mücadelesi ve bu mücadele sadece Ermeni halkıyla sınırlı olamaz. Ermeniler ile Türkler arasında inkar edilmez bağlar var, ya bunu bile bile bununla ilgili hiçbir şey yapmayız ya da bu bilgiyi ciddiye alır ve adalet için beraber mücadele ederiz.”