Dış politikada “restorasyon (onarım)” dönemi.
İsrail ve Rusya’yla “dibe vurmuş” ilişkiler tamirata sokuluyor.
Her ikisi de “gerekli”den öte “elzem”di.
İngilizcede buna “must” diyorlar.
“Mutlaka olmalı/yapılmalı” anlamında.
.........................
Önce İsrail...
İsrail güçlerinin “Mavi Marmara” gemisine saldırısı yanlıştı.
1- Mavi Marmara İsrail karasularında değil, uluslararası sularda seyrediyordu.
İsrail’in botlarla, helikopterlerle silahlı birliklerini gemiye saldırtması denizcilik tanımıyla “korsanlıktı.”
2- Mavi Marmara’nın Gazze’ye gideceği iddiası hareket öncesi yapılan açıklamaya dayandırılıyordu.
Oysa...
Mavi Marmara gerginlik olasılığına karşı rotasını Mısır’a çevirmişti.
Bu durum İsrail’in potansiyel karasuları ihlali kanısını doğrulamıyordu.
3- Mavi Marmara’dakiler öldürülmeden, yaralanmadan, gemi İsrail limanına götürülerek, içindekilere “esir muamelesi” yapılmadan da çözüm bulanabilirdi.
Örneğin...
Geminin dümeni kitlenip daha açık denize çekilebilir ve İsrail’e gelmemesi için hem gemi kaptanına, hem Ankara’ya bildirimde bulunabilirdi.
Bunların hiçbiri yapılmadı ve Türkiye ile ilişkiler kopma noktasına sokuldu.
........................
Şimdi...
Bu yanlışlıkla oluşan kriz süreci noktalanıyor.
n İsrail Başbakanı Netanyahu “resmen ve açıkça” özür diledi.
n Mavi Marmara’da yaşamlarını yitirenlerin ailelerine ve yaralanmış olanlarına İsrail makul miktarda tazminat ödemeyi kabul etti.
n Türkiye’nin istediği gibi Gazze ablukası kaldırılmıyor. Ama Türkiye bir istisna teşkil ederek İsrail limanı üzerinden Gazze’ye insani yardım gönderebilecek, elektrik, su arıtma ve inşaat gibi yatırımları yapabilecek. (Makulün normalde arandığı ve bulunduğu bir özgün uygulama bu.)
n Bundan böyle Hamas’ın İsrail’e dönük düşmanca ve yıkıcı faaliyetlerinin Türkiye’de planlanması ve uygulatılması artık mümkün olmayacak.
.......................
Böylece ilişkilerin tekrar Mavi Marmara krizinden önceki düzeye getirilmesi gündemdeki yerini aldı.
İsrail bölgedeki -göreceli de olsa- tek laik ve demokratik ülke Türkiye ile yararlarının örtüştüğünü görmüş olmalı.
Ayrıca...
Güney Kıbrıs’la İsrail’in Akdeniz’de bulduğu enerji kaynaklarının işletmesi yeterli değil.
Bunun pazarlanması ve Avrupa’ya dağıtılması ancak Türkiye’den olabilir. (En ekonomik akılcı seçenek.)
Buna karşılık...
Türkiye’nin ABD ile ilişkileri bozulmakta.
ABD’nin ikinci başkenti -Kudüs’ün başkent statüsü uluslararası ortamda tanınmadığı için- Tel Aviv, İsrail’in ikinci başkenti ise Washington’dur.
ABD dış politikasında İsrail’in ağırlığı büyüktür.
Türkiye daha önceleri de yararlandığı İsrail üzerinden ABD’yi yönlendirmek olanağını bu restorasyonla birlikte yeniden elde edecek.
.........................
Rusya ile “restorasyon” konusunu ise yarın yazacağım.