27.06.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gökhan Karakaş - İstanbul
2. Dünya savaşı tüm şiddetiyle devam ederken Akdeniz’e açılması emredilen Refah şilebinin yolculuğu Türk Deniz Kuvvetleri tarihinin en ağır facialarından birine dönüşmüştü. Genç Türkiye Cumhuriyeti’nin İngiltere’ye sipariş ettiği Reis sınıfı 4 denizaltıyı getirmek için görevlendirilen askerleri taşıyan Refah şilebi, 23 Haziran 1941 de korumasız ve desteksiz olarak Mersin’den denize açılmıştı. Refah’ın içinde 31 kişilik gemi mürettebatının yanı sıra, denizaltıcı ve havacılarla birlikte 199 kişi vardı. Mersin Limanı’ndan ayrıldıktan sadece 5 saat sonra alt tarafında meydana gelen çok güçlü patlama ile gemi kısa süre içinde Akdeniz’in sularına gömüldü. Önceleri gemiyi Fransız denizaltısı Vichy’in ‘yanlışlıkla’ gönderdiği torpille batırdığı düşünülürken ilerleyen yıllarda İtalyan denizaltısı Ondina’nın işi olduğu öne sürüldü. Emekli deniz Albay Osman Öndeş ise, Türk denizaltıcılık tarihinin en trajik olayının İtalyan casuslar tarafından gerçekleştirildiğini belirtti.
Sualtı komandosu
Öndeş, “Refah şilebimizi İtalyan sualtı komandosu ve casus Luigi Ferraro batırdı. Gemi limandan ayıldıktan 25 mil sonra patlama gerçekleşti. Limpet Mayını adı verilen mıknatıslı mayınlar gemilerin sualtında kalan kısmına, kıç taraflarında pervaneye yakın bir yere yapıştırılırdı. Ferraro, İskenderun’dayken ben de babamın görevi nedeniyle İskenderun’da ilkokulda okuyordum. Bu kişinin bir sualtı komandosu olduğu o sırada İskenderun’daki İtalyan konsolos bile anlayamamıştı. Refah faciası, tam bir casusluk olayıdır” dedi.
4 gemi daha batırıldı
Luigi Ferrano’nun kitabı Un İtaliano’da yaptığı tüm sabotajları anlattığını belirten Öndeş, Refah Faciası adlı kitabında olayı her yönüyle yazdığını da kaydederek, “Ferrano, 2 yıl sonra İskenderun’a İtalyan diplomat olarak atandı. Haziran-Ağustos 1943’te Giovanni Roccardi işbirliği ile Mersin’den denize açılan krom yüklü 4 gemi daha aynı şekilde batırıldı. S.S Kaituna adlı gemi, Ferraro’nun fark edilmesini sağladı. Batmayan gemi Kıbrıs’tan gelen İngiliz eskort gemiler ile karaya oturtulduğunda kıç tarafında patlamamış limpet mayını bulundu” ifadelerini kullandı.
‘Şehitler unutulmamalı’
Refah faciasının şehitlerinin daha çok hatırlanması gerektiğini söyleyen Öndeş, “Günümüz denizcilik teknolojileri ile Refah’ın yerinin saptanması mümkün. Mersin’den hareket ettikten sonra Dikkarpaz’a rota verdiği varsayılırsa ve yaklaşık 5 saat sonra battığı düşünülürse bulunması daha kolay olacaktır. Bütçesi yüksek bir iş olacağını biliyorum. Üzerinden 75 yıl geçtiği için toplum tarafından unutuluyor. Ama şehitlerimizi anmalıyız. Refah Faciası’nın tüm milletimiz tarafından bilinmesi için belgesel ya da film projelerinin yapılması gerekli. Refah’ı hatırlatan tek anıt Mersin’de Atatürk Parkı’ndaki Refah Faciası Anıtı. Toplumumuzun bu faciadan ders alması ve hatırlaması çok önemli” diye konuştu.
Kara gün
Refah şilebi, İngiltere’nin inşa ettiği Reis sınıfı 4 denizaltıyı teslim almak için görevlendirilen askerleri taşıyordu. Gemi de toplam 199 kişi bulunuyordu ve ilk durak Mısır’ın Port Said Limanı’ydı.
Mersin’den hareketetin hemen ardından meydana gelen patlama sonucu gemi batarken, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 19 subay, 63 astsubay, 68 er, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndan 1 subay, 20 Hava Harp Okulu öğrencisi şehit oldu. Geminin 28 mürettebatı hayatını kaybetti.
4 subay, 15 astsubay, 5 er, 1 hava subayı, 4 hava harp okulu öğrencisi ve 3 mürettebat kurtulabilmişti. Refah faciası, Türk Denizaltıcılık tarihi’ne tek seferde enbüyük kaybın yaşandığı facia olarak geçti.