Uzman Psikolog Özlem Nur Tulum

Uzman Psikolog Özlem Nur Tulum

info@ozlemnurtulum.com

Tüm Yazıları

Çağlar boyunca, bilinen filozofların ve hekimlerin aralarında bulunduğu tarihin önemli isimleri (Nietzsche, Aristoteles, Kant, Breuer ve Freud) yürümek ve berrak düşünmek ilişkisine atıfta bulunmuş ve kendileri de mesleki hayatlarındaki yaratıcılık için tek başlarına çıktıkları uzun yürüyüşlerden destek almışlardır. Yürümek ile beyin işlevselliği nasıl gelişiyor da otomatik olarak ruh sağlığına yansıyor derseniz; her şeyin, beyin kimyasallarıyla ilgisi olduğunu söyleyebilirim. İstikrarlı olarak her gün, en az 20-25 dakika açık havada yürüyüş yaptığınız takdirde, beyindeki, serotonin ve endorfin kimyasallarını salgılamış oluyorsunuz. Bu iki beyin kimyasalının salınımında; yaşam enerjisini, zindeliği, mutluluğu ve doğal ağrı kesici etkisini somut olarak gözlemleyebiliyoruz. Depresyon ve bazı yüksek kaygı durumlarında reçetelenen ilaçların içinde, sizin düzenli yürüyüşle salgılayabileceğiniz bu nörotransmitterler bulunmaktadır.

Haberin Devamı

Yaratıcı düşünme kısmına gelince, belki mesleğinizde belki de özel hayatınızda farklı olmak ve diğerlerini olumlu anlamda şaşırtmak istiyor olabilirsiniz. Bazı kişilik özelliklerinin, (örneğin; yeniliğe açık olmak) yaratıcı düşünmeyi destekleyeceği gibi kısa yürüyüşlerle de böyle bir verime ulaşıyor olmak mümkün. İşlerinizle ya da ilişkilerinizle ilgili zorlanma yaşadığınızda ve tıkandığınızı hissettiğinde hemen açık havada yürüyüşe çıkabilirsiniz. Yürümek, zihnin rahatlamasına ve olaylara daha farklı bir perspektiften bakabiliyor olmanıza yardımcı olabilir. Orta derece aktivite olarak kabul edilen yürüyüş ile beden aktivasyonu sağlandığı için ruh halini yükselttiği ile ilgili de çalışmalar bulunmaktadır. Yaratıcı düşünce için yürürken en önemli nokta; kendi ritminizle, sizi yormayan ama hareketli kalmanızı sağlayan hızda, arada küçük molalar vererek kendinizle baş başa kalabilmenizdir. Başkalarıyla beraber yürüdüğünüzde, onların ritmine ayak uydurmaya çalışırsınız; bu da verimin düşmesine neden olur. Elbette, bazen eğlenceli ve keyifli yürüyüşler yapmak da sizi iyi hissettirebilir. Her konuda olduğu gibi bu konuda da dengelemeyi sizin sağlayabiliyor olmanız esastır. Karar verme sürecindeyseniz, zihniniz çok karışıksa ve ilham gelmesini istiyorsanız oturarak düşünmek yerine, hemen kalkıp açık havaya çıkabilirsiniz; yürürken düşünce girdabına girmeniz pek olası değildir. Düşünce girdabını, zihinsel geviş getirmek olarak düşünebilirsiniz; zihinde, durmadan aynı takıntılı düşüncelerin ve zorlu anıların gelmesi ve bundan rahatsızlık duymanın psikolojideki ismi de ruminasyondur. Yürüyüşün bizi ruminasyondan korumasının nedeni uyarıcı çokluğu ve fazlasıyla mindful (bilinçli ve farkındalıklı) bir eylem olmasıdır. Bir düşüncede takılı kalmış olsak bile, tam da o anda yanımızdan geçen insanlar ya da araçlar, havanın ısısı, kokusu, ortamdaki sesler ve manzara karşısında zihnimizin takılı kalması çok mümkün değildir. İşte, tam da bu yüzden takıntılı düşüncelerin zihinden sağaltımını için düzenli egzersiz yapıp açık havada yürümelisiniz.

Haberin Devamı

‘’Sakin bir zihne tüm evren teslim olur.’’ Lao Tzu

Haberin Devamı

Zihni o konuma getirebilmek ise aktif çabayla mümkündür. Bunun için açık havada yürüyüşleri ilk adım olarak hayat tarzı haline getirebilirsiniz. Depresyon yaşayan danışanlar başvurduğunda, muhakkak ki küçük adımlarla davranış aktivasyonu sağlamak için çalışırız. Psikoterapideki tedavi protokolünde, seansları destekleyici olarak açık havada yürüyüşler önemli bir rol oynamaktadır.

 24 saatin, geceye denk gelen 7 saati uyunuyor ve 8 saat çalışılıyor olsa, geri kalan 9 saatin; yalnızca, 1 saatini kendinize ayırmak ruh sağlığınızı korur. Ömür boyu, en uzun ilişkiniz kendinizle olacak tam da bu yüzden kendinizle baş başa geçirecek 1 saatiniz yok mu?

 

Zindelik ve esenlik dilerim.

Uzm. Psk. Özlem Nur Tulum

www.ozlemnurtulum.com

https://www.instagram.com/uzmanpsikologum_/