Eklemlerimiz hareketli yapılardır ve hareket esnasında sürtünmeyi azaltma amacıyla iki kemik arasında kıkırdak dokumuz bulunur.
Kıkırdak dokumuz kaygan, pürüzsüz bir yapıdır. Yaşımız ilerledikçe kıkırdak içerisindeki su miktarı azalır ve incelir. Su miktarı azaldığı için çatlamaya ve parçalanmaya başlar, görevini yerine getiremez hale gelir ve kemikler birbirine sürtmeye başlar. Kemik ve kıkırdakta aşınmalar, kemik uçlarında sivrileşmeler görülür. Sürtünmeye bağlı olarak eklemlerde acı ve ağrılar ortaya çıkar.
Kireçlemenin en önemli iki nedeni vardır;
Birincisi yaşlanmak ki henüz yaşlanmayı durduracak bir yöntem yok.
İkincisi ise aşırı kilodur.
O nedenle bizim elimizde olan fazla kilolu olmamaktır, sadece bu ikinci durumu değiştirebiliriz. Geçirilmiş kazalara, doğumsal kalça çıkığı gibi anomalilere, iltihaplı romatizmal hastalıklara ve ilaçlara bağlı olarak da erken kireçleme söz konusudur. Kireçleme bayanlarda özellikle menapoz sonrası hızlanır.
Dünyada en sık görülen romatizma sebebi eklem kireçlemesidir. Tüm eklemlerde görülebilir. Başlıca en sık diz ve kalçalarda görülür. Bunlar yanı sıra çene eklemleri, eller, ayaklar, omuzlar, dirsekler, bel ve boyun omurga arası eklemlerde görülebilir.
Kireçleme 30 yaşından sonra herkeste başlar ancak sıklıkla 50 yaşından sonra bulgu vermeye başlar. Ancak yukarıda saydığım sebeplere bağlı olarak maalesef 40’lı yaşlarda da belirti verebilir. Başlıca yük taşıyan eklemlerde belirti vermeye başlar. Hastalar aslında hareket etmezken veya ilgili eklemini kullanmazken çok rahattır. Mesela diz ve kalçalarda kireçleme varsa yürümeye başladıklarında diz iç taraflarında veya kalçada, kasıklarda ağrı, batma ve acılar hissederler.
El kireçlemelerinde hastalar kavanozu açamazlar, eşyaları sıkı tutamayabilirler, omuzlarını kullanamaz, giyinmekte, saçlarını taramakta dahi zorlanabilirler. Hareket edince başlayan ağrı tipiktir ancak bazen çok ileri durumda eklem içi iltihaplanarak geceleri yatarken de ağrı hissedebilirler. İlerleyen dönemlerde eklem ve kemiklerde eğrilmeler görülebilir.
Peki Kök Hücre Tedavisi Nedir ve Nasıl Etki Eder?
Kıkırdak dokusu maalesef tabiatı gereği kan damarı içermez. Ayrıca çok özel bir doku ve kıkırdak hücresi öldüğünde kendisini çoğaltamaz.
Örneğin; cildinizi kestiğinizde 10 günde kendisini kapatır ancak kıkırdak dokusu kendisini hiç yenilemez. İşte kök hücreler kıkırdak dokusuna dönüşebilen özel hücrelerdir.
Aslında hepimiz iki kök hücreden başlayarak dünyaya geliyoruz. Biri annemizden, diğeri babamızdan geliyor. Bu hücreler birleşiyor ve sürekli katlanarak çoğalıyorlar en sonunda bizi meydana getiriyorlar.
Gözümüzü, beynimizi, kalbimizi, kaslarımızı ve kemiklerimizi oluşturuyorlar. İşte sadece bu iki hücre bambaşka farklı hücrelere dönüşüyor. Doğduktan sonra da ölüme kadar benzer kök hücrelere sahibiz çünkü kök hücreler bizi sürekli yeniliyorlar.
Örneğin; bağırsak hücrelerimizin ömrü 1 hafta-10 gündür ve her 1 hafta-10 günde bir bağırsak hücrelerimiz ölür ve yenilenir. Kan hücreleri neredeyse her 8-9 ayda bir ölür ve yenileri yapılır. İşte kök hücreler bu yenilemeyi yapıyor ancak tek sorun çok az sayıdalar ve fazla hasar veya zedelenme varsa ve birde dokumuz çok özel bir dokuysa maalesef yeterli gelemiyorlar.
Mesela karaciğerinizin büyük kısmını alsanız, kendini yenileyebilir ancak gözünüze ufak bir çizik veya cisim batması sizi kör bırakabilir. Bu eklemler ve kıkırdak dokusu içinde geçerli eğer doğru zamanda yeterli sayıda kök hücre verebilirseniz hasarı, sakatlığı en aza indirebilir veya hasardan, sakatlıktan kurtulabilirsiniz.
İşte kök hücreler kıkırdak dokusuna dönüşebilmeleri nedeniyle oldukça büyük öneme sahip ve tıp tarihinde ilk kez kireçleme tedavisini başarmak üzereyiz ancak tabii iş işten geçmeden uygulamak önemli.
Kök Hücreler Nasıl Uygulanıyor?
Günübirlik bir işlem olan kök hücre tedavisi hastane yatışı da gerektirmiyor. Elde edilen kök hücreler sorunlu eklemlere bölgesel enjeksiyon yoluyla uygulanıyorlar. Sıklıkla 1-2 bölgeden enjeksiyon yapılıyor. Kireçleme ameliyatlarını düşündüğümüzde oldukça basit bir uygulama. Uygulanan yönteme göre değişmekle birlikte kişi yürüyerek dahi evine gidebilir ve günlük hayatına devam edebilir.
Kimler Kök Hücre Tedavisi Olabilir?
Onarım tıbbı için herkes kök hücre tedavisi için adaydır. Çünkü hepimiz yaşlanıyoruz ve onarıma ihtiyacımız var veya olacak. Bu nedenle hiç şikayeti olmayanlara bile eklemleri koruma amaçlı uygulanabilir ancak en uygun adaylar kimler dersek;
- Sık ağrı kesici kullanan ve bu ilaçlardan fayda görmeyenler,
- Ağrılara bağlı hareketleri kısıtlı olan, normal hareketlerini yapamayan ve hareket yeteneklerini arttırmak isteyenler,
- Fizik tedavi gibi diğer tüm konservatif tedavilere rağmen şikayetleri geçmeyenler,
- Cerrahi önerilmiş ancak alternatif arayanlar ile
- Cerrahi olmuş ancak şikayetleri geçmeyen hastalar kök hücre tedavisi olabilir.
Tabi dikkat edilmesi gereken konu kök hücre tedavisinin bir mucize olmadığıdır. Bazı hallerde cerrahi de kaçınılmazdır ve uygulanmalıdır. Ancak kök hücre tedavilerinin hayatımıza girmesiyle ileride ameliyatların azalacağını söyleyebilirim. Uygunlukları açısından hastaların mutlaka kök hücre konusunda deneyimli ve uzman birine danışmaları önemlidir.