Cemal Günbaş

Cemal Günbaş

cemalgunbas21@gmail.com

Tüm Yazıları

C.G: Oyuncu kimliğini bir kenara koyarak karşımda nasıl bir Pelin Uluksar oturuyor?

P.U: Aslında oyuncu kimliğim benim sadece işim, yani işimi yapıyorum ve evimde gerçek Pelin oluyorum. Setten arta kalan her zaman gerçek Pelin’im. Cıvıl cıvıl, hayatı çok seven, aldığı her nefese şükreden ve anın tadını çıkarmaya çalışıp etrafa pozitif saçan bir Pelin’im. 

C.G: Yaş aldıkça hayata bakışında değişen şeyler oldu mu? 

P.U: Çok mükemmeliyetçiyim. Bir şey yaptığım zaman A’dan Z’ye en ufak ayrıntısına kadar en güzel ve en doğru şekilde yapmalıyım, hiç yanlış yapmamalıyım. Hep bu mantalitedeydim ama zaman geçtikçe şunu görüyorum; benim de ufak hatalarım olabilir, tolere edebileceğimiz hatalar tabii ki  yani çok büyük yanlışlar yapmadığımız sürece hiç birimiz mükemmel olmak zorunda değiliz ama yaptığım her işin en iyisini yapmaya özen gösteriyorum. Mesela çok kırılgandım, hassastım. Şu an daha az takıyorum ya da hemen hata yapıyorsam bunu düzeltebilirim diyorum. Dünyanın sonu değil diyorum.

Haberin Devamı

Pelin Uluksar: Reyting uğruna bir kadının ezildiği, dövüldüğü, tecavüze uğradığı bir işin içinde yer almam

CG: Neyde çok hassassın mesela? 

P.U: Ailem ve arkadaşlarım konusunda çok hassasım. Mesela sen benim arkadaşımsın, senin başına bir şey geldi, bir şey oldu, ben onu düzeltmek için ve seni mutlu etmek için elimden gelen her şeyi yaparım. Senin üzüntüne ben daha üzülürüm. 

CG: Kendinde en çok neyi eleştirirsin?

P.U: Mükemmelliyetçi olmamı çok eleştiriyorum. Çünkü bu huyum beni çok yoruyor. 

Pelin Uluksar: Reyting uğruna bir kadının ezildiği, dövüldüğü, tecavüze uğradığı bir işin içinde yer almam

C.G: Hayatı planlı mı yoksa akışında mı yaşamayı seversin?

P.U: Kesinlikle planlı. Setim var ise ya da yokken de her şeyim bellidir. Mesela atıyorum 7 günün 6 günü çalışıyorum, çok uykusuz kalıyorum. Günde işte 4-5 saat uyumam gerekiyor. Şey diyorum; uyuma set bitince zaten 12 saat boyunca uyuyacaksın. Bunu yapamıyorum mesela, öğleden sonra 1'de uyanıp günümü harcamak istemiyorum. Sabah erkenden kalkayım, işlerimi halledeyim, diğer zamanlar bana kalsın. Disiplinliyim bu konuda. Ama bazen de anı yaşamak istiyorum, hani böyle kontrolleri bırakıp plansız hareket etmek.

C.G: Hayatta herkesin bir kırmızı çizgisi var, senin kırmızı çizgin nedir?

Haberin Devamı

P.U: Kırmızı çizgim her insanın cevap vereceği gibi mutlaka samimiyetsizlik ve yalan ama benim en tahammül edemediğim tek şey sorumsuzluk. Ama hayatın her alanında. Çünkü sorumsuzluk beraberinde yalanı da getiriyor, sadakatsizliği de getiriyor. O yüzden tahammül edemiyorum.

C.G: Arkadaşların, seni yakından tanıdıkça en şaşırdıkları yanının ne olduğunu söylüyor?

P.U: Bunu nasıl doğru bir şekilde ifade ederim bilmiyorum. İnsanlar beni uzaktan gördüklerinde cool, egolu diyorlar (asla değilim). Tanıyınca da ne kadar tatlı ve samimi olduğumu söylüyorlar. 

C.G: Peki kendinde değiştirmek istediğin bir özelliğin var mı?

P.U: Dediğim gibi mükemmeliyetçi özelliğimi değiştirmek isterdim onun dışında değiştirmek istediğim bir özelliğim yok. Kendimi çok seviyorum.

C.G: Şu an kariyerinde nasıl bir noktadasın?

P.U: Öncelikle şunu söylemek istiyorum “Öğrenmenin hiçbir zaman sonu yok” . Ben ailemin yönlendirmesiyle 3,5 yaşında bale yapmaya başladım ve 7 yıl boyunca da yarı zamanlı bale yaptım. Ailem benim hep sanatla ilgilenmemi istedi ve onlar sayesinde konservatuara girdim. Sonra ben sanat yolunda ilerlemek istedim, şan dersleri almaya başladım, opera çok istedim. Efsun Öztoprak şu an İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı opera bölüm başkanı sesimi dinledi ve evet bu kız opera sanatçısı olmalı dedi. Neyse ondan sonra müzikalden sonra tiyatroya kaydım. Ee tam istediğim şeyi bulana kadar aslında hepsi benim için çok değerli ve çok özel, zaten konservatuarda olmak başlı başına benim için şahane bir serüvendi. Lise boyunca Müjdat Gezen’e gittim konservatuara hazırlandı. Sonra üniversitede de tiyatro okudum, mezun oldum. O yüzden hiçbir zaman ben oldum demedim. Çok güzel işler yaptım, çok güzel projelerde oldum. Önümde çok uzun bir yol var, kariyerinin neresindesin diye sorarsan bana hala başındayım diyebilirim sana.

Haberin Devamı

Pelin Uluksar: Reyting uğruna bir kadının ezildiği, dövüldüğü, tecavüze uğradığı bir işin içinde yer almam

C.G: İyi oyunculuğun sırrı ne?

P.U: iyi bir oyunculuğun sırrı, kesinlikle emek ve eğitimdir. Yani ben konservatuarda okudum ama baktığınızda mezun olmayıp kendini farklı anlamda çok geliştiren oyuncular var. Oyunculuk için emek veren hatta yıllarını harcayan başarılı olan çok insan var. Burada başarı ne dersen, benden tek bir kelime isteyecek olursan bunun emek olduğunu düşünüyorum. Emek azim, emek olduğu sürece azim olduğu sürece her insanın başarılı olacağını düşünüyorum. Elbette eğitimin önemini de tekrar vurgulamak isterim. Şunu da eklemek istiyorum ben okuldan mezun olduğumda benim ilk proje dizim No 309‘du, ben bu dizide Sumru Yavrucak‘ın kızını oynadım. Bu benim için 10 konservatuara bedeldi, değerli bir isimdir. Sumru abladan kadar çok şey öğrendim ki  gerçekten 10 konservatuara bedeldi. 

C.G: Peki, zaman içinde oyuncular arasında kadın-erkek eşitliğinin sağlandığına inanıyor musun?

P.U: Zamanla bu konuda bazı adımlar atıldığına ve biraz daha bunların kadınlar için olumlu hale dönüştürüldüğüne inanıyorum ama  tam anlamıyla bence Türkiye’de değil. Dünyada da her meslekte kadın ve erkek eşitliğinin olmadığına inanıyorum demiyorum, görüyorum. Bence bunu herkes görüyor. Oyunculardan bahsedecek olacaksak kadın ve erkek oyuncalara davranma biçimleri, onlara inanma biçimleri, aldıkları ücret biçimleri her konuda ayrımcılık var. Maalesef ki bunu çözümlemeye çalışıyoruz, elimizden gelen şeyleri yapıyoruz ama tam anlamıyla çözümlenmiş değil.

Pelin Uluksar: Reyting uğruna bir kadının ezildiği, dövüldüğü, tecavüze uğradığı bir işin içinde yer almam

C.G: İçinde olduğun bir projede seni rahatsız edecek senaryolara ne kadar müdahil olursun? Örneğin, kadın hakları konusunda seni rahatsız eden bir şey varsa ses çıkarır mısın?

P.U: Şöyle ki kadın hakları benim için çok önemli öncelikle bunu dile getirmek istiyorum. Reyting uğruna bir kadının ezildiği, dövüldüğü, tecavüze uğradığı bir işin içinde yer almam. Zaten senaryo önceden geldiği için görebiliyorsunuz. Ben yaptığım toplantılarda da her zaman bunu dile getiriyorum. Yani; davası olan ve ezilen bir kadını oynayacaksam, kadının yaşadığı sıkıntıların üstesinden geldiğini, inançla verdiği savaşı kazandığını gösteren rolü oynamak isterim. Çünkü onu izleyen aynı sorunları yasayan kadına mesaj verip yol göstermiş oluyorsunuz. 

C.G: Son olarak gelecek zamanlarda nasıl bir Pelin Uluksar bekliyor bizi? Var mı yeni projeler?

P.U: Ufuuuuk (menajeri) gelir misin? (Gülüyor) şöyle söyleyeyim, görüştüğüm çok güzel projeler var; hatta buradan yapım şirketine gideceğim. İnşallah güzel bir işin içinde yer alacağım. Çalışmayı çok seviyorum, ne mutlu koşturabildiğim için. Onun dışında bir projemiz hazır, bir film çektik “7 Melek” ismi. Sanıyorum bu ay içinde vizyona girecek. Ondan sonrada dizide izleyeceğiz beni. 

Pelin Uluksar: Reyting uğruna bir kadının ezildiği, dövüldüğü, tecavüze uğradığı bir işin içinde yer almam

Kısa 5’te5 Sorular!

Tiyatro mu, sinema mı?

Cevap: Tiyatro

Bir Deli Rüzgar mı, Vuslat mı?

Cevap: Bir Deli Rüzgar

Blutv mi, Netflix mi?

Cevap: Netflix

Instagram mı, Twitter mi? 

Cevap: Twitter

Ajda Pekkan mı, Sezen Aksu mu? 

Cevap: Ajda Pekkan

Doğa hayatı mı, şehir hayatı mı?

Cevap: Doğa hayatı