Murat Beşer - Milliyet Pazar
Asla vazgeçemediği edebiyat tutkusuyla, metaforlara olan düşkünlüğüyle şimdiden bizim Kate Bush'umuz diyebilir miyiz ilk albümünü çıkaran Aydilge'ye? Neden olmasın? Her ikisi de sadece, 30'unda ölen Emily Bronte'nin geride bıraktığı tek yapıt olan "Uğultulu Tepeler"in yoğun etkisi altında değil mi?
Aydilge henüz o şarkıyı yazmamış olsa da, Kate'in aşkı ve nefreti sorgulayan bu eseri bir şarkı haline getirmiş olması bunu kanıtlamıyor mu? Peki, ya anlattığı hikayelerin derinliği, içtenliği, yarattığı yarı romantik, yarı pitoresk atmosferin içine tiplemelerini duygusalca yerleştiren yaklaşımıyla ve yanık, tutkulu söyleyişiyle Hayko Cepkin'in dişi sürümü olabilir mi?
Gece ve ayŞair ananın yazar kızı Aydilge. Amerikan kültürü ve edebiyatı okumuş, 26 yaşını geride bırakan bu mini minnacık, parlak bakışlı, heyecanlı heyecanlı konuşan sevimli kız şimdiye dek üç kitap yazmış: "Kalemimin Ucundaki Düşler", "Bulimia Sokağı" ve "
Altın Aşk Vuruşu".
T.S. Elliot, D.H. Lawrence, Boris Vian, özellikle "Yeraltından Notlar"ıyla Dostoyevski, Aydilge'nin kişisel şarkı evreniyle köprü kurduğu diğer isimler. "Küçük Şarkı Evreni" adlı albümündeki şarkılarında derin etkileri hissediliyor bu edebiyat devlerinin.
İki metafor üzerinde yoğunlaşıyor şarkılarında Aydilge: Gece ve ay. İlki özgürleşmeyi ve başkalaşmayı temsil ederken, diğeri mitolojik dönüştürücülük vazifesini görerek ruhen özgürleştiriyor onu. Gücünü saçlarından alan Samson gibi adeta.
Kendini aynı anda, aynı olay örgüsü içinde hem çok değerli, hem de oldukça önemsiz birisi olarak gösterebiliyor Aydilge. Bilhassa açılıştaki "Bu Gece Ben Ay"da "Kal dersen kalamam dersem gücenme, yan dersen yanamam dersem gücenme" diyerek.
"Tuğyan", "Bulimia Sokağı"ndaki bir tipten esinleniyor. Manevi açlığını maddiyat ile doyurmaya çalışan insanların toplumunu eleştiriyor Aydilge, Tuğyan adlı genç üzerinden. Uyuşturucu bağımlısı genç, romanda yaşamayı sürdürürken, şarkıda ölüyor.
"Yalnız Değilsin", kekremsi tada sahip albümdeki kendisi için yazdığı aşkını dolambaçlı yollara sokmadan ifade ediyor açık sözlülüğüyle. Devam niteliğindeki "Postmodern Aşk"ta, ahkam kesen sevgilisine çıplak yanıtlar veriyor doğrucu kız.
İki kültür yan yanaEntelektüel şarkılar yazmıyor Aydilge. Alabildiğine basit ve sade oldukları bile söylenebilir. Dünyanın karmaşasını elinin tersiyle bir kenara iterek düz konuşan sade anlatımlı şarkılar yazıyor ve söylüyor.
Müzikal manada arabeske iki elektrik gitar koyarak rock gibi pazarlanan şarkılardan uzak bir tavrı var Aydilge'nin. Rock ve arabesk arasında bıçak sırtında duran dengeyi başarıyla kuruyor. Otantik ve Batılı bir havası var hem hikayelerinin hem de müziğinin; iki ayrı kültür yan yana duruyor. Doğunun yılankavi, köşesiz melodilerine, davulun, basın ve gitarın sert, köşeli varlığı eşlik ediyor.
Albüm bir de Hayko düeti ile taçlandırılsaymış ne hoş olurmuş. Plak şirketindeki yetkililerin kulaklarına kar suyu kaçıralım şimdiden.