MB Başkanı Yılmaz: Mikroekonomik reformlar kararlılıkla uygulanmalı

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, nitelikli insan gücünün artması, firmaların kurumsallaşması, sanayinin teknoloji talep eden ve üreten bir yapıya kavuşması için iyi tasarlanmış mikroekonomik reformların kararlılıkla uygulanması gerektiğini söyledi. Rekabet Kurumu'nun düzenlediği "Makro Ekonomik Hedeflere Ulaşmada Rekabet Politikası ve Uygulamalarının Rolü" konulu konferansta konuşan Yılmaz, "Türkiye ekonomisinin istikrarlı bir makroekonomik yapıya kavuşturulması olmazsa olmaz bir şarttır; ancak yeterli değildir. Aynı zamanda ülkemizin nitelikli insan gücü sayısının artırılması, firmalarımızın yeniliklere açık kurumsal bir yapıya sahip olmaları, sanayimizin teknoloji talep eden ve üreten bir yapıya kavuşması gerekmektedir. Bu amaçla, iyi tasarlanmış mikroekonomik reformların kararlılıkla uygulanması büyük önem taşımaktadır" dedi. Türkiye'nin önümüzdeki dönemde gelişmiş ülkelere yakınsamak için kaynaklarını etkin ve verimli kullanarak daha hızlı büyümek durumunda olduğunu söyleyen Yılmaz, bu amaçla işgücü niteliğini yükseltici beşeri sermaye yatırımlarına ağırlık verilmesi ve özellikle mal piyasalarında etkin düzenlemeler ve uygulamalar yoluyla rekabetin güçlendirilmesi gerektiğine işaret etti. Rekabet politikaları ile Merkez Bankası'nın temel amacı olan fiyat istikrarı arasında güçlü bir ilişki bulunduğunu söyleyen Yılmaz, "Rekabet şartlarının sağlandığı ortamlarda tekelci piyasa yapılarına özgü davranışlar mümkün olmayacaktır. Sektörlere firma girişi ve çıkışının kolaylaştırılması ve şeffaflığın artırılması yüksek kâr marjına dayalı fiyatlandırma alışkanlıklarının önündeki en büyük engeldir" dedi. Bunlara ek olarak, gerek iç gerekse dış rekabet baskısıyla, firmaların verimlilik artışı sağlamaya yönelik stratejiler uygulama ihtiyacı hissetmelerinin inovasyonu ve teknolojik gelişimi tetikleyerek, potansiyel büyüme hızının artmasına katkıda bulunan etkenlerin başında geldiğini söyleyen Yılmaz, "Firmaların kârlılık oranlarını yükseltmek için fiyat artışlarından ziyade maliyet düşürücü önlemler almaları, ülkemizin düşük enflasyon ortamında daha yüksek büyüme oranlarına ulaşmasını sağlayacaktır" dedi. Merkez Bankası tarafından yapılan çalışmaların, Türkiye imalat sanayiinde ithalat yoluyla dış rekabet baskısının, fiyat- maliyet marjının aşağıya çekilmesinde tek başına yeterli olmadığını gösterdiğini söyleyen Yılmaz, "Bu durum, özellikle yüksek piyasa payına sahip firmaların bulunduğu, yoğunlaşma oranının yüksek olduğu sektörlerde görülmektedir. Rekabet ortamının yeterince oluşmadığı sektörlerde, yüksek ithalat paylarına karşın, ithalattan kaynaklanan rekabet baskısının nispeten düşük olduğu ve ithalatın yurtiçi fiyatlar üzerindeki aşağı doğru baskısının yeterince güçlü olmadığı gözlenmektedir" diye konuştu. Yılmaz, kayıt dışılık oranının yüzde 50'lere yakın olduğuna ve bu oranın özellikle tarım, inşaat ve enflasyonun görece yüksek olduğu hizmetler sektöründe daha fazla olduğuna işaret etti.

Rekabette ihlallerinde caydırıcılık artacak

 Rekabet Kurumu Başkanı Nurettin Kaldırımcı, "önümüzdeki dönemde 4054 sayılı kanunda değişiklik yapılması başta olmak üzere, rekabet ihlallerinin caydırılması bakımından etkin bir uygulama için hukuki ve kurumsal altyapımızı güçlendirmeye dönük faaliyetlerimize hız vermeyi hedefliyoruz" dedi. Rekabet Kurumu tarafından düzenlenen, "Makro Ekonomik Hedeflere Ulaşmada Rekabet Politikası ve Uygulamalarının Rolü" konulu
uluslararası toplantı, Ankara Hilton Otel’de başladı. Rekabet Kurumu Başkanı Kaldırımcı, yaptığı konuşmada, rekabet sürecinin, üretimde, kaynak dağılımı ve yeniliklerde ortaya çıkardığı etkinlikler yoluyla tüketicilere daha düşük fiyatlar, daha kaliteli mal ve hizmetler, daha çok seçme hakkı ile yeni ürün ve hizmetler sunulmasını sağladığını ifade ederek, dolayısıyla rekabetin kısıtlayıcı uygulamaların önüne geçilerek rekabetin korunması, piyasaların daha iyi
çalışmasına ve somut olarak tüketicilere rekabetin getirdiği faydaların ulaşmasına imkan tanıdığını söyledi.
Bu yılın başında yürürlüğe giren kanun ile özellikle para cezalarına ilişkin hükümlerin değiştirildiğini anımsatan Kaldırımcı, bu değişikliklerle usule ilişkin ihlallere yönelik cezalara "ciroya oranlı olması"nın benimsendiğini, söz konusu kanunun ilgili maddenin ihlalinde, belirleyici etkisi saptanan yönetici ve çalışanlara da ayrıca ceza verilmesinin öngörüldüğünü belirtti. Kaldırımcı, ayrıca kartellerin ortaya çıkarılmasında etkin bir araç
olarak Avrupa Birliği’nde ve bir çok ülkede uygulanan pişmanlık müessesesinin getirildiğini, yapılan bu değişikliklerle rekabet ihlallerinin tespit edilmesi ve önlenmesi bakımından Kuruma önemli hukuki araçların sağlandığını kaydetti. Kurum olarak uzunca bir süredir üzerinde çalıştıkları geçmiş uygulama tecrübesi ışığında, 4054 sayılı kanunda önemli değişiklikler öngören kanun değişikliği taslağının Rekabet Kurulu’nca görüşülerek kabul edildiğini ifade eden Kaldırımcı, söz konusu taslağın, hükümete sunularak yasalaşmasının bu yıl içinde tamamlanmasını ümit ettiklerini belirtti. Kaldırımcı, söz konusu kanunda yapılan ve yapılması planlanan
değişikliklere ek olarak AB uygulamalarına paralel bir şekilde ihtiyaç duyulan alanlarda yeni ikincil mevzuat çıkarma çalışmalarının da sürdürüldüğünü söyledi. Kurum olarak rekabet hukuku ve politikası alanında bilgilendirme ve
eğitim faaliyetlerini artırarak sürdürdüklerini de anlatan Kaldırımcı, "Önümüzdeki dönemde toplumsal çevremiz ile bu çerçevede politik ve bürokratik kurumlar, profesyoneller ve tabii ki teşebbüslerimiz ile diyalog, işbirliği ve bütünleşme arayışlarımız hız kazanacaktır" diye konuştu. Etkin ve başarılı bir uygulamanın, etkin bir kurumsal yapının
oluşturulmasıyla mümkün olduğunun bilincinde olduklarını ifade eden Kaldırımcı, şöyle konuştu:
"Ayrıca diğer düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile özellikle Merkez Bankası, DPT, TÜİK gibi kamu kurum ve kuruluşlarımız ile yapılacak işbirliğinin çok daha ileriye götürülmesi, etkin çalışmanın olmazsa olmaz şartıdır. Yine de önümüzdeki dönemde 4054 sayılı kanununda değişiklik yapılması başta olmak üzere, rekabet ihlallerinin
caydırılması bakımından etkin bir uygulama için hukuki ve kurumsal altyapımızı güçlendirmeye dönük faaliyetlerimize hız vermeyi hedefliyoruz." Kaldırımcı, rekabet hukuku ve politikasının, serbest piyasa düzeninin belirlemiş ülkelerin genel ekonomi politikalarının "olmazsa olmaz" unsurlarından biri olduğunu, başta politik irade olmak üzere bütün kamu yönetimi ile ekonomik aktörlerle Rekabet Kurumunun işbirliğini güçlendirmesi gerektiğini kaydetti.