Son senelerde seyrettiğim en centilmen derbi maçı oldu. Futbol kalitesi olarak vasatın üstüne çıkamadı ama sahadaki 22 futbolcu iyi niyetliydi, oyunu germediler. Cüneyt Çakır az hatalı bir maç yönetti. Galatasaray Başkanı Ünal Aysal’ın dediği gibi kesinlikle şaibeli bir hakem değil tam tersi Türkiye’nin gururu.
Galatasaray’ın da Fenerbahçe’nin de teknik direktörleri takımlarını ‘aman yenilmeyelim’ diye sahaya sürmüş. İlk 30 dakika Emre sakatlanıp sahadan çıkıncaya kadar sahanın en iyisiydi. Orkestra şefi gibi takımını idare etti. Futbol olarak ilk 45 dakika konuk ekip daha çok top yaptı, gol pozisyonuna girdi, orta sahaya hakimdiler ve bu yarı Galatasaray’ın Fenerbahçe kalesinde tek şutu yok.
İkinci yarı Olcan’ın direkten dönen topu ve daha sonra Alves’in resmen arkadaşlarını satıp kırmızı kart görmesi, sarı-lacivertlilerin bütün oyun düzenini bozdu. Buna rağmen Galatasaray çok ağır futbolu tercih ettiği için rakip kalede etkili olamadı. Prandelli 53’te Alves atılıyor, 65’te Umut’u oyuna alıyor. Bitime 5 dakika kala Hamit’i alıyor. Sneijder Prandelli’yi dinleyip hücuma çıkmasa dün gece Galatasaray’ın gol atması mümkün değildi. Korkak bir hoca! Sarı-kırmızılılar bu İtalyanla zor maç kazanır. Ya Melo olmasa vay takımın haline! Melo takımın en iyisi, Fenerbahçe orta sahasıyla tek başına mücadele ediyor, boğuşuyor.
Ama her şey bir yana Galatasaray’ın Sneijder gibi çok büyük bir futbolcusu var. İki mükemmel topa vurdu iki gol attı, takımını galip getirdi. Burak’ın biraz ondan örnek alması lazım. 90 dakika oynuyor, rakip kaleye bir tek şutu yok. Rakip defanstan kurtulamıyor. Sadece kendini yere atıp faul kazanmaya çalışıyor. Burak’ın futbolu her geçen hafta geriye gidiyor. Selçuk, Dzemaili’nin takıma fazla bir katkısı yok. Tarık arkasına Gökhan’ı öyle bir kaçırıyor ki, defansif görevini hiç yapamıyor. Dün geceki derbide aklımda kalan tek şey: Sneijder’in iki müthiş vuruşu ve iki gol. Onun dışında bende hiç bir iz bırakmayan bir derbi oldu.