Organik ve doğal kelimelerini son zamanlarda çok sık duyuyor ve kullanıyoruz. Hatta bu kelimelerin geçtiği ürünleri tereddütsüz satın alıyoruz. Çünkü doğal ve organikse güvenilirdir, bize zararı yoktur diye düşünüyoruz. Bunların aslında farklı anlamları vardır; ama konuyu bu yönde derinleştirmek istemiyorum. Saç boyalarının da organiği, doğalı çıkmış da haberim yokmuş diyemeyeceğim. Araştırma ve sizinle paylaşma konusunda biraz geç kalmışım.
Saçın sağlıklı, parlak ve yumuşak görünümünü korumak için ona zarar vermememiz gerekir. Bunun için de protein, su ve pH dengeleri korunmalıdır. Saç tellerinin dış yüzeyi kütikül adı verilen pullarla kaplıdır ve keratin proteininin liflerinden oluşmuştur. Keratinin kütikül üzerinde koruyucu görevi vardır. Saçın ideal pH seviyesi 4.5 - 5.5 arasında olmalıdır. Kimyasallar, kir ve kullandığımız su saçın asidik ve alkali seviyelerini değiştirir.
Kimyasal saç boyaları saça ve dolayısıyla vücudumuza zarar veren birçok madde içerir. Hepsini sıralamayacağım. Bunlardan en bilineni amonyak. Boyalarda saç rengini değiştirmek için amonyak kullanılır. Amonyağın görevi pH seviyesini 10-15 gibi seviyelere yükselterek saçın kütiküllerini açıp boyadaki renk pigmentlerinin saçın içine geçmesini sağlamaktır. pH’ı yükselen saç telleri iyice şişer. Böylelikle renk saçın derinlerine kadar işler. Saçın kendi doğal rengi değişir. Saç kütikülleri çok açıldığından protein ve nem kaybı oluşur. Saçlar birbirine karışır ve kurur. Ayrıca, amonyağın solunması ve deriden içeriye nüfuz etmesiyle kanser ve zehirlenme gibi sorunlarla karşılaşılabilir.
Saç boyalarında bulunan Resorsinol petrokimyadan elde edilen bir maddedir. Ucuz bir ham madde olduğu için kullanılmaktadır. Cildi tahriş eder ve bağışıklık sistemine zarar verir.
Öyleyse; amonyaksız, parabensiz, sülfatsız, resinolsüz, peroksitsiz, organik gibi ifadelerde bulunan saç boyalarının içeriğinde ne var? Hepsi de saç rengini değiştirip birkaç ton açmayı vadediyorlar da kimyasal kullanmadan bu dediklerini gerçekleştirmeleri imkansız. İşte bunu Ethanolamine denilen amonyak türevi bir madde ile yapıyorlar. Bu madde kokusuz; ama o da pH seviyesini yükseltmeye yarıyor ve şu bahsettiğim saç kütiküllerini açarak saç renginin değişmesini sağlıyor.
Peki, organik içerikli bir saç boyasının organikliği nereden geliyor: İçerdiği organik kökenli yağlar ve bileşenler ürünün geri kalan kısmındaki kimyasalların verdiği zararı en az seviyeye indirmek için çalışıyorlar. İçerdikleri antioksidanlarla saç kütiküllerinin normale dönmesini sağlıyorlar.
Özetle, bir saç boyası organik içerikli olduğunu ve içerisinde zararlı madde bulunmadığını söylüyor olabilir. Bu, o ürünün içinde kimyasal olmadığı anlamına gelmez! Kimyasal varsa, Organik İçerik Barındıran Saç Boyası olarak tanımlanır.
Bunu hepimizin; ama özellikle de hamilelerin dikkate alması önemlidir! Saçlarını doğal saç boyası ile boyattıkları inancıyla güvenli ve bakımlı bir hamilelik geçirdiklerini düşünmemelidirler.
Tabii ki tamamen organik saç boyaları da vardır. Diğerleri gibi saçın rengini kimyasallarla -doğal dengesini bozarak- değiştirmeyi vadetmezler. Bu boyalar saçın dış yüzeyini kaplama özelliğindedirler. Saçın doğal rengine zarar vermezler. Böylelikle saçınızın doğal rengi ve boyanın rengi uyum içinde olur. Muhteşem içerikleriyle saça aynı zamanda bakım da yaparlar.
Bu yazıyı yazmaktaki amacım kimse organik içerikli; ama kimyasal da barındıran saç boyalarını kullanmasın demek değil. Saçımız giysimiz gibidir ve arada bir onu da değiştirme isteğimizin önüne geçemeyebiliriz. Önemli olan; -bilinçli tüketiciler olarak- bilgi ve tecrübelerimizi çevremizle de paylaşarak sağlıklı bir yaşam sürebilmektir.
Sevgiyle ve doğal kalın.
Elçin Oltulu Şahin
FB: http://facebook.com/dogalivarken
IG: @dogalivarken