31.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Mert İnan / İstanbul
İstanbul Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü öğretim üyesi tarihçi Mehmet Perinçek tarafından Toplumsal Tarih Dergisi’nde ilk kez yayınlanan mektuplar, eski Sovyet arşivlerinden gün yüzüne çıkartılırken, mektuplar evlatlarını kaybeden annelerin feryatlarını içeriyor. 57 yıl önce kaleme alınan mektuplar, o dönem Sovyet Kadınları Komitesi ve Tüm Birlik Sendikalar Merkez Konseyi’nin aylık yayın organı Sovyetskaya Jenşina dergisi aracılığıyla Nâzım Hikmet’e ulaşıyor.
Dünyada barış adına
Nâzım’a mektup yollayan isimlerden Kavakida Vaka, “‘Kız Çocuğu’ şiirinizin duygulandırmadığı tek bir insan yoktur. Onu ne zaman sesli okusam gözyaşları boğazımı düğümlüyor. Yüreğim acıyla dolup taşıyor, Hiroşima’yı unutmamanın gerekliliğini insanlara bağırarak anlatma zorunluluğunu hissediyorum. Nagata Masako ve Marumori Tomiko’nun kaleme aldığı mektuplarda ise “Atom bombardımanının 1960’taki yıldönümünde sizin ‘Kız Çocuğu’ şiirinizle birlikte evleri dolaştık ve kapalı kapıları çaldık, dört bir yanda insanlarla konuştuk. İnsanlarda yerküredeki herhangi bir savaşa karşı tepkinin büyüdüğünü hissettik” denerek şiirin üzerlerinde bıraktığı etki anlatılıyor.
Japon kardeşlerime müteşekkirim
Nâzım Hikmet ise kendisine gönderilen mektuplara, “Japon Kız Kardeşlerime Müteşekkirim…” başlıklı ilk kez gün yüzüne çıkartılan mektubuyla cevap verirken; “Yüzlerce dürüst ve yetenekli şair, Hiroşima hakkında şiir yazdı. Onların arasında sadece sanatın seçkin eserleri değil, ayrıca insan vicdanının tartışmaya yer bırakmayan şahitliği de var. Biliyorum ki o, Japon arkadaşlarıma yaşam mücadelesinde yardımcı oldu. O, Japon kadınlarının yazdığı üzere, koyu muhafazakârlığıyla nam salmış bölgelerde bulunuyor. Yüce işlerinde yanlarına benim Kız Çocuğu’mu aldıkları ve ona yaşama imkânı verdikleri için Japon kız kardeşlerime sonsuz teşekkür ederim” satırlarını kaleme alıyor.
Bellek üzerine bir seçki
Pera Film, sezonu ‘Bellek Üzerine ya da Nasıl Çiftdüşünebilirim?” adlı programla kapatıyor. 2 - 5 Ağustos tarihleri arasında ‘Çiftdüşün: Çiftgörü’ sergisi kapsamında sunulan program, bellek, imge ve metin arasındaki ilişkiyi beyaz perdeye taşıyan örneklerden bir seçki sunuyor.
Pera Film’in sezonun son film ve video programını oluşturan ‘Bellek Üzerine ya da Nasıl Çiftdüşünebilirim?’ belleğin imgeyle metin arasında kurduğu ilişkiyi araştırıyor, anımsamanın ve yeniden üretmenin süreçlerini ortaya koyuyor.