12.09.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
SENEM AYDIN - senem.aydin@milliyet.com.tr
Nazlı, 10 parmağında 10 marifet olan bir isim. İstanbul Bilgi Üniversitesi Uluslararası Finans Bölümü’ndeki eğitiminin ardından hayalindeki mesleğe yöneldi ve müziği seçti.
Bir yandan Milliyet Cadde’de yazılarına devam eden şarkıcıyla, DMC etiketiyle çıkan yeni çalışmasını ve sektördeki rekabeti konuştuk.
- ‘Hay Şansıma’ Sinan Akçıl imzalı bir şarkı. Parçayı ilk dinlediğinizde neler hissettiniz?
Birçok şarkısını dinledik birlikte, işin aslı her birini çok beğendim, fırsat olsa da hepsini ben söylesem keşke! ‘Hay Şansıma’yı dinlerken hemen ağzıma takılması hoşuma gitti.
- Şarkının stüdyo aşamasında neler yaşandı?
Parçanın aranjörü arkadaşım Okan Akı’yla çalışmak çok keyiflidir, güle oynaya yaptık. Sinan da final anına kadar her aşamada yanımda oldu, her şeyle tek tek ilgilendi. Klip çekimleri çok neşeli geçti. Tamer Aydoğdu muhteşem bir yönetmen, onunla çalışmayı çok seviyorum.
- Kendinizi şanslı buluyor musunuz?
Müzik dünyasında şanssızlıklarım oluyor, dost bildiklerimden yana özellikle. Eskiden çok sevdiğim bir arkadaşımı mahkemeye vermek durumunda kaldım ve bu olay yüzünden büyük üzüntü yaşadım. Ama o zor dönemde Sinan Akçıl gibi bir can dostum olması da büyük şanstı benim için. Şanslarım, şanssızlıklardan daha büyük anlayacağınız! Bir de tabii dünyada insanlar öyle büyük acılar ve zorluklar yaşıyor ki, bizler sağlıkla nefes aldığımız her an için çok şanslıyız.
- Son dönemde müzik sektöründe bir hareketlenme oldu. Siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hareketlenme lafı hafif kalır, müzik sektörü mahşer yeri gibi! Günde 30 şarkı çıkıyor. En kötüsü de inanılmaz bir haksız rekabet ortamı olması. Parası olan bastırıyor, YouTube’da milyonlarca sahte tık satın alıyor, bir anda öne çıkıyor.
Biliyorsunuz, Işın Karaca’dan sonra Hande Yener de bu duruma isyan etti. Eh sağlam yeri olan sanatçılar bile isyan ediyorken, biz bu duruma delirSENEMiyoruz haliyle. Tarkan’ın ayda 60 milyon tıklandığı yerde, yeni bir ismin 100 milyonu 1-2 haftada geçmesine çocuklar bile güler! Ama yutturuyorlar işte.
‘Sinan ile Serdar’ın dostluğu benim için çok kıymetli’
- “Müzik sektöründe dost olmaz” derler. Siz Serdar Ortaç ve Sinan Akçıl’la çok iyi arkadaşsınız...
Serdar ve Sinan çok iyi yürekli, iyi niyetli, kalplerinde zerre kötülük olmayan, zirvede olmayı hazmetmiş, kimseyle derdi bulunmayan adamlar. Ne zaman kapılarını çalsam, hep yanımda oldular ve bundan sonra da olacaklarını biliyorum.
- Sinan Akçıl zor bir müzisyen, kolay kolay kimseye şarkı vermiyor...
Sinan’la Milliyet Cadde için röportaj yapmaya gittiğimde tanıştık. Sevgili İzel vesile oldu o röportaja. Sohbet sırasında çok iyi anlaştık. Müzik camiasında öyle hain insanlar gördüm ki, Sinan’ın içten dostluğu benim için çok kıymetli. Bu dönemde birçok kez şahit oldum şarkı vermediği kişilere, bu konuda çok titiz.
- Müzisyenler sizce neden birbirine destek olmuyor?
Destek olmayı bırakın, ayak kaydırmaya çalışanlar var. Ama müzikal yeteneğini başkalarıyla paylaşan güzel insanlar da var. Mesela bir müzisyen arkadaşımdan şarkı konusunda sağlam darbe aldığımı duyan Murat Dalkılıç, “Gel stüdyoya, şarkılarımı dinle, istediğini hazırlayalım, söyle. Senden hiçbir şey istemiyorum” dedi.
‘Evlilik, üzerine kafa yorduğum bir konu değil’
- İlerisi için hayalleriniz neler?
Çok büyük hayalleri olan biri değilim. Kendi dünyamda, hayallerimi gerçekleştirme fırsatım oluyor çok şükür. Sinan Akçıl şarkısı söylemeyi, onunla çalışmayı çok istiyordum mesela, şimdi o isteğim gerçekleşti. Bundan sonra yine
bir Sinan şarkısı gelecek, sözleriyle müziğiyle çok farklı bir aşk şarkısı. İsmi ‘Gurur Duyarım’. O parça için Sinan da, ben de ayrı heyecanlıyız şimdiden.
- Anne olmak ve evlilik, planlarınız arasında var mı?
Bu konular planla programla olmuyor malum. Bir gün “Onsuz yaşamak istemiyorum” diyeceğim biri olursa, kısmette varsa evlenir, anne olurum. Üzerinde kafa yorduğum
bir konu değil açıkçası.