‘Mutluyum, keyfimi bozacak bir şey yok’

Gizem Karaca, Türkiye’nin en beğenilen kadın oyuncularından biri... 2011’de Miss Turkey’de ikinci olmasının ardından oyunculuğa adım attı ve bugüne kadar 13 projede rol aldı. “Gerçekten hiç durmadım. Biri bitti, diğerine başladım” diyen oyuncuyla yeni filmi ‘Hürkuş: Göklerdeki Kahraman’ vesilesiyle buluştuk; projesini, yazı nasıl geçireceğini, eşi Kemal Ekmekçi’yle mutlu evliliğini ve beş yıldır süren uyuşturucu davasında yaşadığı son süreci konuştuk.

- Nasılsınız, günleriniz nasıl geçiyor?

Güzel ve yoğun. ‘İnsanlık Suçu’ final yaptı, şimdi kendime vakit ayırabiliyorum. Çok yorulduk çünkü. Bir de biliyorsunuz, hiç dinlemeden proje üzerine projede yer aldım. Artık nefes alma vakti. Film için çok heyecanlıyım, geçen yıl temmuz ayında çekmiştik. İlk dönem projem.

- ‘Hürkuş: Göklerdeki Kahraman’ nasıl bir film?

Çok profesyonel olduğunu düşünüyorum. Zaten ekibimiz muhteşemdi. Yönetmenimiz Kudret Sabancı ve görüntü yönetmenimiz Tolga Kutluay çok iyi isimler. Görsel efekt sorumlusu Mehmet Çetin de özel bir animasyon grafik tasarımı yaptı. Ben biraz da işin o tarafına meraklıyım.

- İleride yönetmenlik yapmak istiyor musunuz?

Evet, bu meraktan dolayı sahnelerim bitmesine rağmen bir ay boyunca her hafta sete gittim. Evde de küçük bir ekipmanım var, denemeler yapıyorum. Ama ‘Bütün oyuncular ileride yönetmen oluyor’ gibi bir algı olsun istemiyorum, yapacaksam eğitimini alırım.

- Filmde nasıl bir karakteri canlandırıyorsunuz?

Vecihi Hürkuş’un ilk eşini canlandırıyorum. Güçlü ve kötü günlere katlanmış bir kadın. Her şeye rağmen dimdik durabiliyor, o yüzden çok sevdim. Bir de ilk defa ‘gerçek’ birini canlandırıyorum. Dikkat etmen gereken o kadar çok nokta oluyor ki... Dönem oyunculuğu daha farklı ve zorlayıcı. Ama sorunsuz ve güzel bir şekilde bitirdik. Filmde çok farklı göreceksiniz beni, sarışın değilim, daha kiloluyum... Olabildiğince dönemi yansıtmaya çalıştık.

- Afiş krizi yaşandınız mı gerçekten?

‘Gizem ortalığı ayağa kaldırdı, fotoğrafta yaşlı çıktığı için afişi istemedi’ gibi bir durum yok. Bize beş fotoğraf sundular, içlerinden birini seçtik. Hazırlanan afişteki kare öyle bir açıdan çekilmiş ki, hiç ben gibi değildim. Annem bile ‘Bu sen değilsin’ dedi. Biz de seçtiğimiz fotoğrafın olmasını istedik. Hak verip, değiştirdiler.

- Kudret Sabancı, Vecihi Hürkuş’un bir kahraman olduğunu söylemiş. Sizin ‘Kahramanım’ dediğiniz biri var mı?

Kemal’e ‘Kahramanım’ diye takılırım. Sadece hayatımı çok güzelleştirdiği için... Ama Kudret Hoca’nın da dediği gibi, Vecihi Hürkuş gerçekten Türk halkı için unutulmuş bir kahraman. Çok cesur. Vecihi’yi Şener Şen’den tanıyoruz ama aslında Türk havacılık tarihinin en önemli isimlerinden...

- Sizin hayatınız bir film olsa, türü ne olurdu?

Romantik komedi, sit-com olabilir. Bir sürü tür çıkabilir aslında, çok renkli ve kalabalık bir hayatım var. Ama insanlar izlerken yorulabilirdi.

- Genelde mutlu ve keyiflisiniz...

Mutlu bir insanım. Biraz Pollyannacı’yım belki. Her şeyden keyif almaya bakıyorum. Çok şükür şu an işimde ve hayatımda mutluyum. Keyfimi bozacak bir şey yok. İnsanlara da yansıttığım o.

- Son süreçten dolayı hayranlarınız endişeli. Hapis cezasıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Türk adaletine güveniyorum, bu dosyayla ilgili suçsuzluğum ortaya çıkacak. Devam eden bir yargılamada konuşmam doğru olmaz, zira benim bile bilmediğim, dosyada olmayan şeyler basında çıkıyor, ben de oradan takip ediyorum.

- Eşiniz Kemal Ekmekçi en büyük destekçiniz sanırım...

Hep yanımda. Şimdi İzmir’de, ben de birkaç gün sonra yanına gideceğim.

- Evlilik hayatınızda neleri değiştirdi?

Tek değişen şey, soyadım oldu. Onun dışında bir farklılık yok. Güzel bir hayat hazırlıyoruz kendimize.

- Anne olmak istiyor musunuz?

Tabii ki isterim. Arkadaşlarımız ve ailelerimiz de soruyor. Çocukları çok seviyoruz, istiyoruz da ama hazır değiliz galiba.

- Yazı nasıl geçireceksiniz? Yeni projeler var mı?

10-15 gün gerçekten dinlenmek istiyorum. Bir Amerika tatili düşünüyoruz.

Sinema filmleri için görüşüyorum, belki bir şey olabilir. Diziye ise artık biraz daha dikkatli girmek istiyorum.

‘Yaşantım aynı şöhret değiştirmedi’

- Türkiye’nin beğenilen kadın oyuncularından birisiniz... Miss Turkey’e katılan Gizem’in tüm hayalleri gerçekleşti mi?

Yarışma benim için çok büyük bir kapı oldu. Ama inanın, oyuncu olmak için girmedim. Benimki biraz okuldan kaçıştı. İstanbul Üniversitesi Fransız Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde okuyordum.

İlkokulu Amerika’da, ortaokulu Kanada’da bitirdim, Türkiye’ye ise lise birden sonra geldim. O yüzden başlarda çok zorlandım. Üniversitede de mutlu olabileceğim bir bölüm kazanmadım. Başından beri istediğim, yönetmenlik ve animasyon grafik tasarımdı. Elbette şu an oyuncu olduğum için çok mutluyum. ‘İnsanlık Suçu’yla birlikte 13 projem olmuş. 2012’de başladım, gerçekten hiç durmadım. Biri bitti, diğerine başladım.

- Şöhret neleri değiştirdi? Zorluklarını yaşıyor musunuz?

Yaşantım aynı... Büyük arkadaş çevresi olan, çok gezen biri değilim. Evimi, kedilerimi, köpeklerimi ve işimi seviyorum. ‘Ünlüyüm, şöhretim, yardımcılarım olmalı’ durumunda hiç olmadım. Çünkü öyle yaşarsam mutlu olamam. Tabii ki zorlukları da var; attığın adıma, duruşuna, konuşmana ve ne giydiğine dikkat etmen gerekiyor.

Bir de klişe belki ama nazara çok geliyorsun anacığım... Yaşadığın hayatı hayal olarak gören o kadar çok insan var ki...

- Hayatınızın bir döneminde psikolojik destek aldınız mı?

Hiç almadım. İnsan sadece kendisini bilir ve iyileştirir. Ya da çok güvendiği, sevdiği insanlar tarafından iyileştirilir. Tabii ki önemli ama gerek duymadım. Bir sürü kedim ve köpeğim var, onlar psikolojimi düzeltiyor.