03.09.2018 - 09:40 | Son Güncellenme:
DHA
Olay, 16 Nisan 2016'da, Hopa Kadın Sığınma Evi'nde meydana geldi. İddiaya göre olay tarihinde 2 yaşında olan kızı Derya D. ile birlikte kalan Ö.D., kızını sığınma evinde bir arkadaşına bırakarak verilen bir kursa katılmak için gitti. Bu sırada sığınma evinde bulunan kızı, bir başka kadın tarafından odada baygın halde bulundu. Ambulansla Hopa Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne götürülen ve kalbi durduğu belirlenen küçük çocuk, burada yapılan kalp masajı ile yeniden hayata döndürüldü. Yapılan ilk müdahalenin ardından ambulans helikopterle Samsun'da özel bir hastaneye kaldırıldı. Ö.D.'nin şikayeti üzerine, olayla ilgili olarak Hopa Cumhuriyet Savcılığı tarafından soruşturma başlatıldı. Tedavisi Samsun'da özel bir hastanede yapılan Derya D., solunum cihazına bağlı olarak yaşamaya başladı.
YAŞAMINI YİTİRDİ
Zaman zaman evine de gönderilen minik Derya, geçen 30 Ağustos'ta fenalaşınca annesi tarafından ambulansla tedavi gördüğü özel hastaneye götürüldü. Küçük çocuk, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Derya'nın cenazesi Trabzon Adli Tıp Kurumu'nda yapılan otopsinin ardından annesine teslim edildi. 31 Ağustos'ta, Derecik Mezarlığı'nda 4 kişinin katıldığı cenaze namazının ardından Derya D., toprağa verildi. Acılı anne kızının tabutunun ve mezarının üzerine gelinlik ve Türk bayrağı örttü. Olayla ilgili Hopa 1'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde açılan davanın devam ettiği ve o dönem kadın sığınma evinde kalan İ.C. isimli bir kadının yargılandığı belirtildi.
'O GÜN KIZIMA NE OLDUĞUNU HALA BİLMİYORUZ'
Acılı anne Ö.D. kızına Kadın Sığınma Evi'nde ne olduğunun ortaya çıkarılmasını isteyerek, "Ben kızımı devletin bir kurumunda çocuk haklarının olduğu bir kuruma bıraktım. Ben kurumdan ayrıldıktan 2 saat sonra kızım fenalaşmış. O gün kızıma ne oldu hala bilmiyoruz. Dava şu an devam ediyor. Ben iki yıldır mücadele ediyorum. Kızım o günden sonra bir daha gözlerini açamadı. Bakanlıktan bir açıklama bekliyorum. Kızıma ne oldu orada ? Bana bir açıklama yapsınlar. Artık çocuklar ölmesin. Şiddet görmesin. Kızım için ayaktayım, ağlamıyorum. Kızım öldü, onu kendim yıkadım, kendim morga koydum, kendim mezara koydum. Bu acının tarifini kimse bilemez. 4 kişi cenaze namazını kıldılar. Allah onlardan razı olsun. Kim sebep olduysa kimin ihmali varsa bulunup ceza almalarını istiyorum. Ancak benim acım öyle diner. Ben tüm çocuklar için ayaktayım, mücadele edeceğim ve pes etmeyeceğim" diye konuştu.