Mikroenjeksiyon yöntemi
Tüp bebek uygulaması, Dünya’da birçok kişinin aile olmasına yardımcı olan bir yardımcı üreme yöntemidir.Tüp bebek yöntemi, Türkiye’de ise neredeyse 3 milyon üzeri bebek doğmasına neden olmuştur. Bu bebeklerin yarısı mikro enjeksiyon adı verilen yöntem ile Dünya’ya gelmiştir. Mikroenjeksiyon, camdan elde edilmiş bir mikropipetle hücre duvarından mikroskobik boyutta madde ekleme yöntemine verilen isimdir. Diğer tekniklere göre daha zahmetli bir tekniktir. Ancak buna rağmen gen aktarımı için yaygın bir şekilde kullanılmaktadır.
Mikroenjeksiyon aktarılmak istenen DNA parçasının doğrudan fiziksel bir yöntemle hücrenin çekirdeğine iletilmesi prensibiyle uygulanır. Mikroenjeksiyon tekniğiuygulanırken baba adayından alınan tek bir sperm hücresi, anne adayından elde edilen yumurtanın içerisine mikroskop aracılığı ile ince bir iğneyle yerleştirilir. Bu sayede döllenme oluşması sağlanır. Mikroenjeksiyon yöntemi sayesinde sperm sayısı ve hareketliliği minimum olan ve spermlerinde şekil bozukluğu bulunan erkekler, baba olabilme şansını elde eder. Diğer aşamaları, tıpkı tüp bebek uygulamasında olduğu gibidir. Mikroenjeksiyon yöntemi sayesinde döllenmenin gerçekleşmeme riski en aza indirilmiş olur.
İlk mikroenjeksiyon uygulaması ne zaman?
Türkiye’de ilk olarak 1992 senesinde uygulanmıştır. Erkek kaynaklı bebek sahibi olamama problemleri için, mikroenjeksiyon yöntemi bir devrim olarak kabul görmüştür. Hatta yalnızca erkek kaynaklı kısırlıklarda değil, yumurtanın kabuğunun sperme geçit vermeyecek kadar kalınlaşmış ya da sertleşmiş olması durumlarında, önceden yapılan tüp bebek tedavilerinde döllenme problemi yaşayan anne va baba adaylarında ve özellikle yaşı ilerlemiş ve yumurtası azalmış anne adaylarında döllenmenin gerçekleşme ihtimali çok azalabilir. Bu riski azaltmak adına, mikroenjeksiyon akla gelen ilk yöntem olmalıdır. Modern tıptaki yardımcı üreme yöntemleri klasik tüp bebek veya in-vitro fertilizasyon (IVF) ve mikroenjeksiyon ya da başka bir deyişle intrasitoplasmik sperm enjeksiyonudur (ICSI). Tüp bebek ve mikro enjeksiyon arasındaki fark ise, döllenme şeklinin farkıdır. Mikroenjeksiyon ya da kısa adıyla ICSI, üreme yöntemlerinde ulaşılan en son adımlardan biridir. Mikroenjeksiyon yöntemi yumurtanın içine spermin doğrudan girişine imkan tanımaktadır.
Mikroenjeksiyon ile tüp bebek yönteminin farkları nelerdir?
Klasik normal tüp bebek uygulaması diğer bir deyişle IVF tekniğinde çok fazla sayıda sperm hücresi laboratuvar ortamında anne adayının bir tane yumurta hücresinin etrafına yerleştirilir. Bu spermlerden tek bir tanesi kendi kendisine yumurta hücresini dölleme işlemini gerçekleştirir. Burada oluşan döllenme normal yolla gerçekleşen hamileliklerde spermin yumurta hücresini döllemesine benzer. Sadece bu döllenme, anne adayının genital organlarında olmaz, laboratuvar koşullarında gerçekleştirilir.
ICSI yani mikroenjeksiyon tekniğinde baba adayının spermlerinden yalnızca bir tanesi uygulamaya alınır. Anne adayının yumurta hücresinin içerisine mikroskopik işlemlerle enjekte edilir. Bu sebeple bu yöntemin adı mikroenjeksiyondur. Burada sperm yumurta hücresini kendiliğinden döllemez, “zorla” yumurta hücresinn içerisine yerleştirilir.
Mikroenjeksiyon tekniğinin avantajları nelerdir?
Mikroenjeksiyon tekniği ile döllenmenin (fertilizasyon) gerçekleşme ihtimali çok daha yüksektir. Bunun yanında sperm sayısı ve kalitesi çok az olan baba adaylarında normal tüp bebek yöntemi aracılığıyla döllenme çok zordur. Bu zorluk, azoospermi gibi durumlarda hiç sağlanamaz. Bu kişilerde mikroenjeksiyon tekniği aracılığı ile döllenme gerçekleşebilir. Bunun sebebi mikroenjeksiyon yönteminde tek bir sperm dahi döllenme için yeterli olacaktır. Azoospermi
Mikroenjeksiyon yönteminin uygulanması için, menide bulunan en kaliteli sperm tercih edilir. Sperm hücresinin hareketsizleştirilen kuyruğu çok duyarlı mikroskopik enjektörler yardımı ile alınır. Alınan sperm enjektör aracılığı ile yumurta hücresinin içine konur. Bu uygulama öncesinde, yumurta etrafındaki hücreler temizlenmektedir. Olgun yumurta metafaz 2 aşamalı olarak yapılır, metafaz 2 aşamasında olan yumurta hücresi tercih edilerek döllenme olayı gerçekleştirilir. - Sperm sayısı çok az, azoospermi, mikro TESE ile sperm elde edilebilecek kişiler Mikroenjeksiyon yönteminde sperm mikroskopik yöntemler ile güç bela yumurta hücresinin içerisine yerleştirilmesine karşın her uygulanan hastada döllenme gerçekleşmez. Sperm ve oosit yani yumurtanın kalitesi döllenme başarısını oldukça etkileyen etkenlerdendir. Bu sebep dolayısıyla daha kaliteli spermleri tercih edebilmek adına yeni teknikler geliştirilmeye çalışır, tıpkı IMSI yönteminde olduğu gibi. Sperm kalitesini belirleyen en önemli etkenlerden bir başkası da embriyoloji uzmanının (embriyolog) ne kadar deneyimli olduğudur. Mikroenjeksiyon yani ICSI yönteminde döllenme ve hamilelik oranları normal tüp bebek yöntemine göre biraz daha artmaktadır. Fakat tekrar başarı elde edilmesi için etken sebeplerden olan anne adayının yaşı ve yumurtalık kapasitesinin ne olduğudur.Yaşa göre farklılaşmakla birlikte döllenme şansı çoğunlukla %50-80 arasında seyretmektedir. Ancak bu döllenmelerin hepsi, hamilelikle sonuçlanmayabilir. Mikroenjeksiyon yönteminin maliyeti, tüp bebek merkezlerine veya uygulanan kliniklere göre değişse de klasik tüp bebek yönteminin maliyetlerinden genel olarak çok da farklı değildir.Mikroenjeksiyon nasıl uygulanır?
Hangi hastalar mikroenjeksiyon (ICSI) yöntemi için uygun olabilir?
- Sperm şeklinde, morfolojisinde gelişmiş aşamada yani %95'ten fazla bozukluğu bulunan hastalar
- İnfertilite nedenlerinden biri olan antisperm-antikorlar düşünülen kişiler
- Daha önce klasik tüp bebek yöntemi ile başarılı olamayan kişiler
- Preimplantasyon genetik tanı (PGD) uygulanacak hastalar
- Sebebi bilinemeyen kısırlık problemi yaşayan kişilerMikroenjeksiyon yöntemi sayesinde döllenme kesinlikle gerçekleşir mi?
Mikroenjeksiyon yöntemi uygulananlarda hamilelik ihtimali ne kadardır?
Mikroenjeksiyon yöntemi maliyeti: