Kuzgun Acar’ın “Kuş”u, Sabancı Müzesi’nde sergileniyor. Abdülahet Kuzgun Çetin Acar (1928, İstanbul - 1976, İstanbul), demir, çivi, tel ve ahşap gibi malzemelerle gerçekleştirdiği yapıtlarıyla tanınan bir heykeltıraştır. Türkiye’de çağdaş heykel sanatının öncülerindendir. İstanbul’daki Manifaturacılar Çarşısı’nın ‘sembolü’ olarak ısmarlanan ve Acar’ın yaptığı demir ‘Kuş’un renkli bir hikâyesi var.
Menderes, İstanbul’un imarına el attığında, Sultanhamam’daki manifaturacılara bir çarşı yapılmasını istedi. 1100 manifaturacı bir kooperatif kurdu. Belediye Saraçhane’de 45 dönüm yer tahsis etti. Proje için 1957’de yarışma açıldı. Çarşının, Mimar Doğan Tekeli ve arkadaşlarının projesine dayalı olarak inşa ettirilmesi kararlaştırıldı. 1961’de temeli atılan çarşı 6 yılda tamamlandı.
Manifaturacılar Çarşısı
Bundan sonrasını Doğan Tekeli’den aktaracağım: (Doğan Tekeli, Mimarlık Zor Sanat, Yapı Kredi Yayınları, 2012, sayfa 161-183)
“Türkiye’de bir defada inşa edilen en büyük yapıda plastik sanatlardan örnekler olmasını istiyordum. Çarşıya bir amblem ve İstanbul’u simgeleyen, heykeller, panolar yerleştirmek için yola çıktım. Sekiz sanat eseri için yer belirledim. Jüri amblem için Kuzgun Acar’ı, taş bir bas-relief için Ali Teoman Germaner’i, su öğesi için Yavuz Görey’i, seramik pano için Füreya Koral’ı, mozaik panolar için Bedri Rahmi Eyüboğlu, Eren Eyüboğlu ve Nedim Günsur’u seçti.
Pazarlık aşamasında hayli sıkıntı çekildi. Kooperatif yönetimi Acar’ın istediği 100 bin lirayı fazla bulmuştu. Kendisini çağırıp saf saf sordular:
“Üstat, sanatınıza bir şey demiyoruz, onu anlamayız, ama acaba eserin size gerçek maliyeti ne olabilir? Bize bir fikir verebilir misiniz?”
Kuzgun Acar, hesap yaptı ve özetledi:
“Bin kilo özel çelik kullanacağım. Kaynak, işçilik, nakliye muhtemel masraflar 19.000 lira tutuyor” dedi. Bulabildiği en yüksek rakamla bile tuzağa düşmüştü. Manifaturacılar “İyi ya” dediler, “Biz de sanatınız için 19.000 lira net para ödeyelim, 38.000 TL’ye bize bu işi yapın.”
Acar şaşırdı, bir şey diyemedi ve işi kabul etti. 15 gün sonra şantiyeden aradılar. “Eser geldi ama çok küçük. Tarttırdım. 250 kilo geliyor!” dedi.
Gerçekten eser, yarışmada kabul ettiğimiz esere göre çok küçülmüştü. Acar, işine kimsenin karışamayacağını söylüyordu. Ben de eserin onun ama eserin konulacağı duvarın benim olduğunu, bu boyuyla duvar üzerinde cılız kalacağını anlatmaya çalıştım. İş tatlıya bağlandı. Acar ‘Kuş’u büyütmeyi kabul etti. Yeniden çalıştı, bu defa 450 kilo gelen eser yerine konabildi.”
Kuş yok oluyordu
İşte, Sabancı Müzesi’nde sergilenen ‘Kuş’ bu kuş. İyi de Kuş’un müzede işi ne?
İstanbul Manifaturacılar Çarşısı’na manifaturacılar taşınmadı. Plakçılar Çarşısı diye anıldı. Binaların mimari görünümleri bozuldu.
Ünlü sanatçıların eserleri kayboldu. Çarşının sembolü Kuş perişan hale düştü.
2013’te Faruk Pekin’in Onursal Başkanı olduğu “Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı”, ‘Kuş’u eski halline getirmek için yola çıktı. Faruk Pekin, “Çözüm: Kültür Turizmi” (İletişim, 2011, 350 s. 22.50 TL) adıyla yayımlanan kitabında, ”Alışveriş merkezlerinin sayısı 500’e yaklaştı. Bunların hiçbirinde sanat eseri yok. 40 yıl önce yapılan İMÇ’yi, ünlü sanatçıların 9 eseri süslüyor” der.
Vakıf, İMÇ yönetimi ve Fatih Belediyesi’nin desteğiyle restorasyonu tamamlanan Kuş, Manifaturacılar Çarşısı’ndaki eski yerine konulmadan bir süre Sabancı Müzesi’nde sergileniyor.