Anayasalar bir ülkede iktidarların yetkilerini sınırlamak, vatandaşların haklarını güvenceye almak için mümkün olan en geniş katılımla yapılır. Şu sırada Ankara’da dört partiden ikisinin birkaç temsilcisi anayasa yapıyor. Partiler ve kamuoyu tartışmaların dışında kalıyor.
Taslağın kesinleşmeye yakın en kritik maddesi cumhurbaşkanına kararname çıkarma yetkisidir.
Cumhurbaşkanı buna göre anayasaya aykırı kanun gücünde kararname dahi çıkartabilecektir.
AKP’nin 2012’de Meclis’e verdiği teklifte kararnamelerin Anayasa Mahkemesi’nce denetlenmesi öngörülüyordu.
Yine böyle bir mekanizma kurulabilir. Ancak sonucu değiştirmez.
Çünkü kararname Anayasa Mahkemesi’ne Meclis tarafından gönderilecektir. Meclis’te çoğunluk çok büyük ihtimalle iktidar partisinde olacağı için Meclis kolay kolay kararnameleri Anayasa Mahkemesi’ne göndermez.
Kaldı ki Anayasa Mahkemesi’nin üyelerinin de yarısı (veya biraz daha azı) cumhurbaşkanı tarafından, geri kalanı iktidarın çoğunlukta olacağı Meclis tarafından seçilecektir ki...
Bu durumda Anayasa Mahkemesi’nin başkanlık kararnamesini bozması düşünülemez.
Başkanlık sisteminin patentini elinde bulunduran ABD’de başkanın kanun gücünde kararname çıkarma yetkisi bulunmuyor.
Sızan haberler yeni anayasada başkana sınırsız yetki tanınacağını gösterirken CHP’nin milletvekilleri ve başkanıyla bu konuyu halka anlatmak için bir çabaya girmemesi dikkati çekiyor.
Beton Elmas...
Hattat Holding’in Maslak’ta “Diamond of İstanbul” yani “İstanbul’un Elması” adlı bir gökdelen inşaatı vardır. Önünden geçen ana yola tecavüz eder. İmara aykırıdır. Yıllardır mühürlenir, tekrar inşaat başlatılır, tekrar mühürlenir... Böyle ilerler. Mehmet Hattat bu gökdeleni bitirmek için yıllardır akla gelen bütün yolları denemiştir.
Son olarak 2014’te İBB’den Mehmet Hattat’a kentin çeşitli yerlerinde 18 ayrı parseli satın alması ve Büyükşehir’e hediye etmesi koşuluyla avan proje izni verileceği bildirilir. Bu parsellerden üçü Başkan Kadir Topbaş’ın Kumburgaz’daki villasının bitişiğindedir.
Amaç bu parsellere inşaat yapılmasını önlemektir.
Arsalar alınır, karşılığında avan proje kabul edilir, ancak kısa süre içinde avan projenin 18 arsa karşılığı kotarıldığı basına sızar. Yapılan pazarlığı CHP’nin cengâver belediyecisi Hüseyin Sağ yakalamıştır. Birkaç ay geçer. Bu defa İstanbul Belediyesi projeyi durdurma eğilimine girer. Birileri İstanbul Elması’na taş koymuştur. Derken Mehmet Hattat da bir hamle yapar, 18 parselin İBB tarafından kendisine zorla aldırıldığını geçen hafta kamuoyuna duyurur.
İBB’den Hattat’a arsaları geri alabileceği bildirilir. Ancak bu arada büyük bir cinlik yapılmış, Kumburgaz’daki üç parsel dini tesis alanına dönüştürülmüştür. Yani Hattat dahil kimse bu alana inşaat yapamayacaktır.
Hattat isyanlarda... İBB Başkanı susuyor...
TAKSİ
Nigar Ayyıldız İstanbul taksicileri ile ilgili geniş kapsamlı bir anket çalışması yapmış.
Çalışma 39 ilçede 391 taksici üzerinde uygulanmış... İşte bazı veriler:
? İstanbul’daki taksicilerin %40.9’u lise mezunu.
? İstanbul’daki taksicilerin %15.4’ü taksiciliğe tekstil işinden gelme.
? İstanbul’daki taksicilerin %58.3’ü ekonomik durumunu orta olarak nitelendiriyor.
? İstanbul’daki taksicilerin %62.7’si sigara içiyor.
? İstanbul’daki taksicilerin %91’i az düzeyde İngilizce; %30.3’ü az düzeyde Arapça biliyor.
? İstanbul’daki taksicilerin %41.9’u taksiciliği mecburiyetten yapıyor
Bizim şikâyetimiz... Bazı vicdansız taksicilerin turist avcılığı yaparak turistleri adeta soyması. Üstelik bunların yakalanması hiç de zor değil.
Ülkemizde
178 bin
Suriyeli bebek doğmuş!
Yüksek doğum oranına
bakılırsa Türkiye’ye gelenler,
“Savaşma seviş” diyenler...
Akif Kökçe
KILIÇ
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu din adamları ile yaptığı toplantıda:
- Bazı çevreler bizi dinsiz göstermeye çalışıyor, inanmayın, diyor...
Kemal Bey kendilerinin şöyle veya böyle gösterilmesine çok önem veriyor... Kendini anlatacak yerde savunma hattında kalıyor...
Oysa bugün ülkede olup bitenler sorunun CHP’nin dindar olup olmaması değil Anayasa’daki laiklik ilkesinin uygulanmaması olduğunu gösteriyor.
Birileri başarısızlıklarını din istismarı arkasına saklayarak puan toplama çabasında.
Kemal Bey türbanı ana okuluna kadar indirdi, dindar görünmek için her çabayı gösterdi.
Ama kendini karalanmaktan kurtaramadı.
Dindar görünmek yerine ülkedeki uçsuz bucaksız din istismarını sergilese daha iyi olmaz mı?