09.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Ferit ZENGİN - İstanbul
Suudi Arabistan yönetimini eleştiren yazılar yazan Washington Post gazetesi yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı ile ilgili endişe sürüyor. Bir buçuk yıldır ABD’de ikamet eden ve sık sık Türkiye’ye gelen Kaşıkçı, 2 Ekim Salı günü İstanbul’daki Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na evlilik işlemlerini yaptırmak amacıyla saat 13.12’de giriş yaptı. Binaya girerken de yanında bulunan ve konsolosluk binasına girişine izin verilmeyen nişanlısı Hatice Cengiz’e “Eğer 1-2 saat içerisinde çıkmazsam Türk Arap Derneği yetkilileriyle AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay’a bilgi ver” dedi. Ancak bir haftadır konsolosluğa girişinden itibaren Kaşıkçı’ya ulaşılamaması üzerine nişanlısı Cengiz, suç duyurusunda bulundu. Savcılık, MİT ve Emniyet tarafından başlatılan soruşturmada ise yeni bilgilere ulaşıldı.
Bir günde iki sır uçak
Kaşıkçı’nın bu iki tercihi gizemini korurken, konsolosluğa gideceği gün, içlerinde 15 Suudi yetkilinin olduğu bir grubun, iki farklı uçakla İstanbul’a gelip, aynı günün ertesinde ülkelerine geri döndükleri de tespit edildi. Bu tespitin yanı sıra Kaşıkçı’nın kaybolduğu gün Atatürk Havalimanı’na Suudi Arabistan’dan gelen HZ-SK1 ve HZ-SK2 kuyruk tescilli iki uçağın birer saat arayla Atatürk Havalimanı Genel Havacılık Terminali’ne iniş yapıp yine birer saat arayla Suudi Arabistan’a dönmek üzere İstanbul’dan ayrıldığı öğrenildi.
Konsolosluk binasının etrafındaki güvenlik ve MOBESE kameralarının yanı sıra Atatürk ve Sabiha Gökçen Havalimanı’ndaki kameraları da incelemeye alan polis ekipleri, önemli bir durumu daha tespit etti. Görüntülerde konsolosluktan aynı gün 6 aracın çıktığı görülüyor. Aralarında lüks marka bir minibüsün de bulunduğu araçların camlarının siyah film kaplı olması nedeniyle içerisindekilerin belirlenemediği ancak yapılan takipte ikili gruplar halinde konsolosluk yerleşkesinden çıkıp farklı yönlere giden araçlardan 2’sinin konsolosun evine gittiği belirlendi. Diğer 4 araçtan 2’sinin ise kısa sürece tekrar konsolosluk yerleşkesine döndüğü, takipten kurtulan son 2 aracın da akşam saatlerinde Suudi Arabistan İstanbul Konsolosluğu’na döndüğü öğrenildi.
Öte yandan polisin, konsolosluk binasına girişi kameralarda net görülen ancak çıkışı görülmeyen Kaşıkçı’nın, nikâh işlemlerine neden bir buçuk yıldır yaşadığı ABD’de değil de Türkiye’de başladığı ve konsolosluk binasına girerken neden yanına cep telefonu almadığı soruları üzerinde de durduğu belirtildi.
BÜYÜKELÇİ DIŞİŞLERİ’NE ÇAĞRILDI
‘Soruşturmada iş birliği yapalım’
Türkiye, Suudi Arabistan yönetimine öldürüldüğü ve parçalanarak kaçırıldığı iddia edilen kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’yla ilgili soruşturmada tam işbirliği içinde olunması çağrısında bulundu. Dışişleri Bakan Yardımcısı Sedat Önal, dün Suudi Arabistan’ın Ankara Büyükelçisi Velid bin Abdulkerim El-Hireyci’yi bakanlığa davet etti. Kaynaklar; görüşmede, El-Hireyci’ye kayıp Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’ya ilişkin soruşturma sürecinde “tam bir iş birliği içinde olunması” mesajının iletildiğini dile getirdi. Suudi Büyükelçi El-Hireyci, Kaşıkçı’nın durumuna ilişkin geçen hafta çarşamba günü de Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmıştı. ANKARA Milliyet
Basın Konseyi’nden açıklama
Basın Konseyi Cemal Kaşıkçı’nın akıbeti ile ilgili Suudi Arabistan yetkililerinin acilen tatmin edici bir açıklama yapmasını beklediklerini bildirdi. Suudi Arabistan yönetiminin açıklamasına rağmen, Kaşıkçı’nın öldürüldükten sonra cesedinin binadan çıkartıldığına dair iddiaların olduğu aktarılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
“Başkonsolosluk binalarına giriş-çıkışları gösteren görsel kayıtların eksiksiz olarak mevcut olup olmadığını soruyoruz. Şüphesiz ki var olması gereken bu kayıtların bir bütün olarak Türk makamlarının incelemesine sunulmasından sonra gerçeğin kamuoyuyla paylaşılmasını talep ediyoruz. Cemal Kaşıkçı’nın akıbeti netliğe kavuşturulmalı.”
‘Babamın meselesini siyasallaştırmayın’
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın oğlu Salah Kaşıkçı, babasının Suudi Arabistan Başkonsolosluğu’na girdikten sonra kaybolmasıyla ilgili konuştu. Oğul Kaşıkçı ‘yabancı tarafların babasının kaybolmasını siyasallaştırma girişimlerini kınadı, bunların kabul edilemez olduğunu söyledi.
Suudi Arabistan’a ait “El Arabiya” televizyonuna konuşan oğul Kaşıkçı, “Sorun şu ki bir Suudi vatandaşı kayıp. Durumu açıklığa kavuşturmak için Suudi yetkililerle işbirliği içindeyiz” dedi, babasının ortadan kaybolmasını “kişisel bir mesele, siyasi çerçeveden uzak” olarak niteledi. Ailenin güvenilir bilgiler peşinde olduğunu vurgulayan Salah Kaşıkçı, babasıyla en son Washington’dayken iletişim kurduğunu ve babasının Türkiye’ye gittiğinden haberi olmadığını söyledi. Salah Kaşıkçı, ailesinin Suudi Arabistan’ın yürüttüğü resmi soruşturmaya destek verdiğinin de altını çizdi.
DÜNYADAN TEPKİLER
Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürüldüğü iddalarıyla ilgili ABD Başkanı Donald Trump, “Cemal Kaşıkçı’nın kayıp olduğu haberleriyle ilgili endişe duyuyorum” derken, ABD’li senatörlerden Riyad yönetimine sert tepki verildi. Birleşmiş Milletler (BM) ve Avrupa’dan da ‘Endişeliyiz’ mesajları geldi.
Kaşıkçı’nın çalıştığı Washington Post gazetesinde adı açıklanmayan kaynaklara dayandırılan haberde, olası cinayetin, ABD yönetiminde de rahatsızlık yarattığı yorumu yapıldı. ABD’li Senatör Marco Rubio ise yaptığı açıklamada, “Eğer bu doğruysa ABD ve tüm uygar dünya çok sert bir yanıt vermeli” dedi. Senatör Lindsey Graham ise, “Eğer iddialarda herhangi bir hakikat payı varsa, bu durumun ABD-Suudi ilişkilerine yıkıcı etki yapacağı, hem ekonomik hem de diğer açılardan ağır bir bedelinin olacağı konusunda hemfikiriz” diye konuştu.
İngiliz ‘Times’ gazetesindeki bir haberde ise, ABD merkezli bir analistin, Kaşıkçı’nın bu hafta diğer muhaliflerle birlikte Washington’da bir konuşma yapmaya hazırlandığını söylediği belirtildi. Haberde, “Bazılarının, Suudi Arabistan’ın Müslüman Kardeşler’i desteklemekle itham ettiği Katar’la ilişkisi var. Kaşıkçı da Müslüman Kardeşler’i desteklemişti” deniyor.
‘Olay aydınlatılmalı’
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in, Kaşıkçı’nın durumunu yakından takip ettiğini belirterek, “Genel Sekreter, Kaşıkçı’nın kaybolmasından son derece endişe duyuyor” dedi. Almanya Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Christofer Burger de, “Kaşıkçı’nın kaderi konusunda endişeliyiz” derken, Fransa Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Agnes Von Der Mühll de, “Olayın bir an önce açıklığa kavuşmasını arzu ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Washington Post’tan yaptırım çağrısı
Suudi gazeteci Cemil Kaşıkçı’nın yazdığı “Washington Post”, Suudi Veliaht’tan hesap vermesini, Türkiye’den kanıtları sunup tam teşekküllü soruşturma yürütmesini, ABD’nin Riyad’a yaptırım uygulamasını talep etti. Gazetedeki başyazıda, Kaşıkçı’nın Washington Post’taki köşesinde bir yılı aşkın süredir Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın giderek otoriterleşen davranışlarına dikkat çektiği belirtildi.
‘ABD çaba göstermeli’
Gazete, Kaçıkçı’nın konsolosluğa gittiği gün İstanbul’a gelip konsoloslukta hazır bulunan 15 Suudi’nin gazetecinin cesedini parçalayarak dışarı çıkardıkları iddiasını hatırlatarak “Suudi Arabistan derhal yanıtlamalı: Kimdir bu 15 Suudi yetkili? Konsolosluğun içinde tam olarak ne olmuştur? Hazırlık yapılarak Reuters muhabirlerine konsolosluğun ‘gezdirilmesi’, Kaşıkçı’nın akıbetiyle ilgili endişeleri yatıştırmıyor” denildi. Gazete, kendi hükümetine de şu eleştirileri getirdi: “ABD artık Kaşıkçı’nın kaybolmasına dair tüm olguları belirlemek için çok güçlü ve organize çaba göstermeli. Suudi Veliaht Prensi tam işbirliğine yanaşmazsa ilk adım olarak ABD Kongresi Suudi kraliyetiyle tüm askeri işbirliğini akıya almalı. Öldürüldüğü haberleri doğru çıkarsa tutulan yasa cinayeti işleyenlerin ve emri verenlerin hesap vermesinin eşlik etmesi gerekir” denildi.