İçeride, sınır hattında ve sınır ötesinde sıcak gelişmelerin yaşandığı bir bayram geçiriyoruz.
Bayramın birinci günü Van’daki PKK saldırısı ile iki yıl aradan sonra kardeşiyle görüştürülen Abdullah Öcalan’ın verdiği mesajın yankıları sürüyor. Fırat Kalkanı’na iişkin gelişmelerin ve OHAL yasasına dayanılarak çıkarılan kanun hükmünde kararnamelere ilişkin tartışmanın bayram sonrasında alevleneceği anlaşılıyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, uzlaşma ile çıkan ilk KHK dışındakileri iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacaklarını, Atatürkçü memurların işten atıldıklarını, KHK’ların dayandığı bir çok uygulamanın darbe dönemlerini hatırlattığını, mağduriyetleri Başbakan Binali Yıldırım ile görüşeceklerini söyledi.
Bayramlaşma vesilesiyle görüştüğüm Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’a bu sıcak gelişmelere ilişkin değerlendirmelerini sordum.
‘Atatürk keşke direnseymiş’Kaynak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ve kuvvet komutanları, diğer askeri ve sivil yetkililerle bayram sabahı Suriye sınırındaki Karkamış’taydı. Sınır hattındaki Soylu Üs Bölgesi Komutanlığı’nda ‘Fırat Kalkanı’ harekâtına katılan askerleri ziyaret ettiler.
Sınır hattındaki izlenimlerini sorduğum Kaynak, “İlginç izlenimlerle döndük. Öyle bir sınır ki, Genelkurmay Başkanı’na ‘Keşke Gazi Atatürk Hatay’da direndiği gibi burada da direnseydi’ dedim. Cerablus ve Karkamış aslında bütün. Aradan bir tek köprü geçiyor. Fırat’ın karşısında bir köy. Makineli tüfek mesafesinde. Atatürk keşke Hatay gibi orada direnseymiş” dedi.
‘Moralleri gayet yüksek’Kaynak’a göre hem sınır hattındaki hem de genel olarak askerlerin morali giderek yükseliyor. Kaynak şunları söyledi:
“Hain unsurlardan temizlendikçe asker de kendini buluyor. Hem askerin moralini iyi gördük hem halk çok umutlu. Komuta kademesinin moralini de çok iyi gördüm. Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarıyla hep beraberdik. Moralleri gayet yüksek. 15 Temmuz travmasını atlatmış görünüyorlar. Ama mücadele devam edecek. Çünkü 40 yıllık bir olaydan söz ediyoruz.”
‘KHK’lara AYM yolu kapalı’Başbakan Yardımcısı Kaynak, CHP lideri Kılıçdaroğlu’nun KHK’ları iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne götürecekleri yolundaki açıklamalarına ise şu yanıtı verdi: “KHK’lar için Anayasa Mahkemesi yolu kapalı. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin bakacağı işler anayasamızda belli. Kanunları götürebilirler ve Meclis İçtüzüğü’nü götürebilirler. Bir de Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı var. O da kanun iptalinde değil. Dolayısıyla KHK’ları Anayasa Mahkemesi’ne götüremezler. Anayasa bu yolu kapatmış. bununla ilgili Anayasa Mahkemesi’nin aldığı örnek bir karar da var. Ama bizim şöyle bir yaklaşımımız var: Zaten KHK’ları Meclis’e sunduk. Meclis’te bunlar kanunlaşırken düzeltilebilir ya da tamamen bazı maddeleri kaldırılabilir. Meclis iradesi esastır. Düzeltilecekler varsa bunun yolu o zaman açılır. Bir kısım KHK’larla yaptığımız işler başlayıp biten işlerdi. Hükmü o gün uygulanan ve biten KHK’lardı. Başbakan ile bir araya geleceklerini söylemiş. Aslında yüz yüze gelseler bunlar hangi amaçla yapılıyor tekrar konuşulur.”
‘Öcalan liderliğini pekiştirmek istiyor’Kaynak’a Öcalan’ın kardeşi aracılığıyla gönderdiği mesajın hükümet tarafından nasıl okunduğu ve “yeniden çözüm süreci” konusundaki tartışmaları da sordum. Şunları söyledi:
“Öcalan’ınki çok kısa bir mesaj. Mesajını HDP’nin iyi okuyamadığını görüyorum. ‘Devlet iki görevli göndersin. Muhatap devlet olsun. Ve biz bu işi 6-8 ayda çözelim’ diyor. HDP bunu ‘yeniden çözüm masası kurulsun, siyasi aktörler HDP tarafından belirlensin, İmralı heyeti yeniden gitmeye başlasın’ gibi alıyor. Öcalan’ın mesajının doğru algılandığını zannetmiyorum. Kendilerini değil devleti muhatap almak istiyor Öcalan. Öcalan, ‘Devletle görüşeyim’ istiyor. Devlet her zaman görüşmelerini yapabilir. Zaten yapıyor. ‘6 ayda çözeriz’ lafını ise kendi liderliğini pekiştirmek için söylüyor. Kendisinin muhatap alınması demek, Kürt siyasetinde kendi liderliğini pekiştirmesi demektir. Geçmişte çözüm sürecindeki görüşmelerinde mesajlarını hatırlayın. Devlete bir çok şey dayatan bir bakıştı.”
‘Çözüm masası yok’Hükümetimiz kararını çoktan verdi. Bizim bu süreçte muhatabımız millet. Biz bir yandan bölgede çok başarılı terörle mücadele operasyonu yaparken Çukurca örneğinde olduğu gibi, bir yandan da kalkınma hamlesi. 73 milyar gibi büyük bir rakam ve büyük kısmı 3 yılda bitecek. Yeniden çözüm masası kurmak hükümetin gündeminde kesinlikle yok. Çözüm masasıyla prim yapan parti sonra hendek siyasetine dönmüştü. Aynı hataya bir daha düşülmez.”
‘PKK operasyonuna kadar şikâyetler minimizeydi’Kaynak’ın bir numaralı görev alanı insan hakları konuları. KHK’lar yoluyla uygulanan on binlerce görevden alma kararının yarattığı mağduriyetler konusunda duyarlı. Muhalefetin ve çeşitli çevrelerin bu konudaki eleştirilerine ilişkin olarak da şunları söyledi:
“Zaten CHP’den bir kısım arkadaşlarımızla; Grup Başkanvekili, Parti Meclisi üyesi görüşüyorum. Kendileri bir komisyon kurmuşlar o mekanizma işliyor. Bakın, mesela ben, Kahramanmaraş’ta, önceki gün CHP ve MHP il teşkilatlarını da ziyaret ettim. Vali yardımcısı akrabasıymış Kılıçdaroğlu’nun. Alevi, Tuncelili bir arkadaş. Ben de inanıyorum masumiyetine. Göreve iade edildi. Bir yarbay tutuklandı. Alevi dedesinin oğluymuş. Yine o cenahtan bilgi geldi. Tahliye olmuş, tutuklanmıştı. Biz de hata yapabiliriz. Türkiye geneli için de aynısı söz konusu. Yanlışlar düzeltilecek. PKK’lılara yönelik son operasyonlara kadar o kadar aşırı şikayet yoktu. Şikayetler minimizeydi.”
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “at izi, it izine karıştı”; Başbakan Binali Yıldırım’ın da “asla masumlara yönelik bir şey yapılmayacak” dediğini hatırlatan Kaynak, “Ama hata yapabileceğimizi öngördüğümüz için de bunu düzeltme mekanizması geliştiriyoruz” dedi.
‘Valilikler dosya hazırlıyor’Kaynak, “Mekanizma ne zaman işlemeye başlayacak?” soruma ise, “Örneğin ben konuştum Kahramanmaş Valiliği’yle. ‘Siz şimdiden talepleri alın, inceletin, dosyalar hazır olsun’ dedim. Çünkü bir hakkın en kısa sürede iadesi çok önemli. Her ilde bu hazırlık yapılıyor” yanıtını verdi.
Kaynak, Kılıçdaroğlu’nun, son KHK ile 12 binden fazla öğretmenin açığa alındığını hatırlatarak, “Bu kadar öğretmeni PKK’lı diye atmak anlaşılır gibi değil. Atatürkçü, cumhuriyetçi kamu görevlileri atılıyor” iddiasını ise şöyle yanıtladı:
“Atatürk ve Atatürkçülük ortak değeridir Türkiye’nin. Cumhuriyet ve bayrak nasıl ortak değeriyse. Asla doğru değil. Benim tespitim; PKK ile özdeşleşmiş olan sendika geçmişinde belli bir ideolojik görüşe dayanmıyordu. Belli mezhebe dayalı insanlar da oraya üye olmuşlardı. Bu şikayet bu yönüyle haklı olabilir. Mezhebi itibarıyla oraya yakın hissetmiş ve oraya üye olmuştur memur ama Atatürkçüdür, Kemalisttir, CHP’lidir. Buna hiçbir şey yok. Bunun gibi düzeltme talepleri ben de aldım. İnceleteceğiz. Somut, objektif bir nedene dayanmayan hiçbir kul hakkına girmeyiz. 15 Temmuz’dan bu yana kılı kırk yararak çalışıyoruz.”