Çocukken başlayan ve yaşam tarzı haline gelen alışkanlıklar, ilerleyen yıllarda bakış açımızı da genişletip, vizyon sahibi olmamızı sağlar. Kitaplar hayatımızda her daim çok büyük bir yere sahiptir. Bu nedenle de kitap blog yazarlarını merakla ve heyecanla takip ederiz. Çünkü bir gün bir kitap hayatımızı değiştirebilir.
Kitap keşfine çıktığımda Ayşım Okudan’ın adresine denk geldim. Öyle farklı kitaplar paylaşılıyor ki, daha önce duymadığım yazarlarla yeni ufuklara yolculuğa çıkartıyor. Beğendiğim blog yazarları ile sizleri de tanıştırmak istediğim için Ayşım Okudan ile görüştüm. Hazırsanız kitaplarla ilgili sohbete başlıyoruz.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
İşletme ve Halkla İlişkiler mezunuyum. Bir süre bankacılık sektöründe çalıştım. Ancak edebiyata ve hobilerime olan tutkumun mutluluğumun anahtarı olduğunu hissettiğim an aktif çalışma hayatımı sonlandırdım. Tamamen kendimi ve tüm enerjimi edebiyata, müziğe, resme ve el işlerine verdim.
İki kitap çıkardım: Genel itibariyle şarkı sözlerimi kitaplaştırdığım 'Siyahın Neşesi' 2006 yılında çıktı. Şiir ve kısa hikayelerim de 'Ayışığı Kedisi' kitabımda 2012 yılında bir araya geldi.
Eşimle kişisel sosyal sorumluluk projeleri yürütüyoruz: Şarkı sözü yazıyorum. Eşim Fazıl da beste, vokal ve düzenlemelerini yapıp sokak hayvanları yararına projelendiriyor. Bodrum'da yaşayan müzisyenler de projelerimize gönüllü destek veriyorlar ve parçalarımıza enstrümanlarıyla eşlik edip ruh katıyorlar. Ben el işleri yapıyorum ve sadece mama karşılığı gönderiyorum. Hobilerimizi faydalı hale getirmenin mutluluğunu yaşıyoruz.
Kitap sevginiz nasıl oluştu?
Sanırım kitap sevgisi DNA'ma kodlanmış olarak doğdum. Ailemin anlattığına göre, henüz 3-4 yaşlarındayken çuval dolusu kitabım varmış. Bana bir ya da iki kez okurlarmış ve ben pür dikkat takip edermişim. Sonrasında kitabı alıp kendimce anlatıp tam da sayfaların çevrilmesi gereken yerlerde çevirirmişim. Kitap, defter ve kalem çocukluğumdan beri neredeyse bir uzvum gibi.
Yaşım ilerledikçe okumaya olan ilgim aynı tutkuyla devam etti. Liseye giderken İnce Memed serisini sabaha kadar okuyup okula bir iki saatlik uykuyla gittiğimi hatırlarım. Öyle bir etkilenmiştim ki bendeki iki cildini iki günde uykusuz kalarak bitirmiştim. Üniversite staj dönemimde öğle tatillerinde kitaba acıkmış bir halde okuyordum. En etkili Anna Karenina kalmış aklımda. Bu iki örneği hatırlamayı ve paylaşmayı çok seviyorum.
Bu zamana kadar kaç kitap okudunuz?
Son yıllarda Vikitap'ı kullanıyorum ama sağlıklı bir sonuç alabilmem için eskiden okuduklarımın hepsini hatırlamam lazım. Üzgünüm tam ve doğru bir rakam verebilmem mümkün değil.
Kitap okuma alışkanlığı oluşması için neler önerirsiniz?
Okuma zevkinin pekişmesi için ilgi alanına göre kitapların seçilmesi etkili olacaktır. Okumanın keyfine vardıkça okuyucu farklı türleri de okumak isteyecek; bir merak, heyecan ve istek uyanacaktır. Zorlamanın aksi tesir ettiğini düşünüyorum. Okumanın bir zorunluluktan öte ruhsal, zihinsel doyum ve mutluluk olduğunu hissettirmek lazım. Bu sebeple doğru kitapları seçmenin alışkanlık aşamasında püf noktası olduğunu düşünüyorum.
Sizce kitap seçimi neye göre yapılmalı?
Kimi zaman sevdiğiniz bir yazarı takip edersiniz kimi zaman çok methini duyduğunuz bir kitabın peşinden gidersiniz. Bazen kapak tasarımının çekiciliği, bazen arka kapak yazısının etkileyiciliği kitabı almanızda belirleyici olur.
Ben kitap seçerken kendimi özgür bırakıyorum. Her ne kadar uzayıp giden bir alınacaklar listem varsa da anlık seçimler yapabiliyorum. Şöyle ki; kitapçıya gidersiniz ve hiç bilmediğiniz bir kitapla yollarınız kesişir. O anda o kitabı alıp okumanız gerektiğine inanırsınız. Birçok yazarı bu şekilde keşfedip çok etkilendiğim olmuştur. İnternette ilk üyeliğim Antoloji isminde bir edebiyat-şiir sitesineydi. O zamanlar sitenin kitap yorum bölümüne girer, inceler ve kendime listeler oluştururdum.
Blog yazmanızdaki neden nedir?
Beş seneyi aşkın bir süredir blogum var. İlk hedefim paylaşmaktı; okuduklarımı, el işlerimi, yaptığımız şarkıları, çektiğimiz fotoğrafları, çizimlerimi vs... Ve bunun getirisi, ortak beğenilere veya hobilere sahip olduğumuz kişilerle fikir alışverişinde bulunmak ve güzel dostluklar kurmaktı. Nitekim blog dünyasından birçok değerli arkadaşım oldu. Genelde okumayı sevenler yazmayı da seviyor. Blog yazmanın tadı da bir başka. Kişiyi disipline sokuyor. Sizi okuyanların olduğunu bilmek biraz yazmaya da özen göstermenizi ve düzenli yayın yapmanızı sağlıyor. Özen, düzen, süreklilik ve samimiyet önemli.
Esra Öz