Bayram tatilini geride bırakılan günlere bakıldığında nispeten sakin geçiren Türkiye’yi yine hareketli günler bekliyor.
Cumhur-başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ABD seyahatinin Suriye odaklı olası sonuçları, Fırat Kalkanı harekâtının sürmesi, FETÖ ve PKK’ya yönelik devam eden soruşturmalar, hazırlıkları süren kanun hükmünde kararnameler (KHK), muhalefetin kararnamelere yönelik açacağını duyurduğu davalar.
Özellikle KHK’lara yönelik iktidar ve muhalefet arasındaki görüş ayrılıkları da giderek derinleşiyor.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, bayram öncesinde OHAL kapsamında çıkan KHK’larla, yürütülen bazı uygulamaların darbe dönemi uygulamalarını aratmadığını belirterek, “İlk kararname dışındaki tüm KHK’ları Anayasa Mahkemesi’ne taşıyacağız” demişti.
Kılıçdaroğlu, KHK’larla yaşanan mağduriyetlerin çok arttığını, konuyu Başbakan Binali Yıldırım’la da ele almak istediklerini de söylemişti.
Bu görüşmenin önümüzdeki hafta gerçekleşmesi bekleniyor.
Görüşmede Kılıçdaroğlu’nun KHK’larla işten çıkartılanlardan bir bölümünün haksız yere suçlandığını belirterek Başbakan’a liste sunması bekleniyor.
Hükümetin tavrı, KHK’lara yönelik açılacak davaların da kapsamını belirleyecek.
Muhalefetten gelen bu eleştirilere karşılık Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak’ın, “KHK’lar için Anayasa Mahkemesi yolu kapalı. Çünkü Anayasa Mahkemesi’nin bakacağı işler Anayasamızda belli” görüşlerini bu köşeden aktarmıştık.
Kaynak’ın bu açıklamalarına CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in verdiği yanıtlar dünkü gazetelere yansıdı.
Özel, KHK’ları Anayasa Mahkemesi’ne taşıma gerekçelerini şöyle açıkladı:
“Anayasa Mahkemesi’nin 3 kararı var. 1990, 1991 ve 2003 tarihli kararları. O kararlar; OHAL KHK’leri, OHAL ilan ediliş gerekçesi, süre ve uygulandığı bölge açısından denetlenir’ diyor. Memuriyetten, okuldan atmalar var. Kayyum atanan belediyelerden 4’ü FETÖ, diğerleri başka örgütler. Oysa OHAL’in konusu FETÖ. AYM’nin bu 3 kararı doğrultusunda başvuruyu yapacağız. Genel Başkanımız tekrar görüşecek, anlatacağız. Mağduriyetleri, yetki aşımından kaynaklı uyarılarımızı dikkate alırsanız o zaman AYM’ye gitmeye gerek kalmaz.”
İlk 5 madde
Başbakan Yardımcısı Kaynak, dün Kilis yolundayken arayarak, önceki açıklamalarına verilen bu yanıtı değerlendirdi.
Kaynak, “CHP’liler ilk KHK’ya taraftardı, ‘bu KHK’yı götürmeyeceğiz, diğer 7 KHK’yı Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz’ diyorlar. Taraftar olduklarını söyledikleri 667 sayılı ilk KHK, şimdi itiraz ettikleri uygulamaların tamamını içeriyor. Bütün uygulamalar ve sonraki KHK’lar bu ilk KHK’ya dayanıyor” dedi.
Kaynak, 667 sayılı KHK’nın ilk 5 maddesindeki düzenlemelere dikkati çekerek, şu açıklamaları yaptı:
KHK’nın 1. maddesinde, “Kararnamenin amacı darbe teşebbüsü ve terörle mücadele çerçevesinde alınması zaruri olan tedbirler ile bunlara ilişkin usul ve esasları belirlemektir” deniliyor.
KHK’nın 2. maddesinde, “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı belirlenen” ifadesi kullanılıyor.
KHK’nın 3 ve 4. maddesinde kapsam açıklanırken, “Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen” ifadesine yer veriliyor.
Yurtdışına çıkış yasaklarının düzenlendiği 5. maddede, “Milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen yapı, oluşum veya gruplara ya da terör örgütlerine üyeliği veya iltisakı ya da bunlarla irtibatı nedeniyle haklarında idari işlem tesis edilenler ile aynı gerekçeyle haklarında suç soruşturması veya kovuşturması yürütülenler” kapsamı çiziliyor.
Kaynak, CHP’nin karşı çıkmadığı ilk kararnamedeki kapsamı bu şekilde özetledikten sonra, “Biz darbe teşebbüsünün ardından FETÖ ile ilgili tedbirler aldık. Ancak Türkiye’nin çok yoğun bir terör problemiyle uğraştığı gerçeği söz konusu. Bu nedenle bilinçli olarak diğer terör örgütlerini de özellikle kararname kapsamına aldık” ifadelerini kullandı.
Anayasa izin vermiyor
Kaynak, CHP’nin eleştirilerine, “Ana muhalefet partisinin FETÖ dışındaki terör örgütlerine dokunulmamasını istediğini düşünmek istemem. ‘FETÖ dışındakilere hiçbir şey yapmayın’ diye düşündüklerini aklıma getirmek istemem” yanıtını verdi.
Başbakan Yardımcısı Kaynak, sözlerine şöyle devam etti:
“Buradaki hassasiyetimiz elbette belli, yanlış her şey düzeltilecek. Ancak biz ilk KHK’ya dayanarak bu işlemlerin tamamını yaptık, yapıyoruz. Belki tartışılacak noktaları olabilir. Örneğin, belediyelere kayyum atanması belki tartışılabilir ama o belediyeler de yine ya PKK terör örgütünün eylemlerini destekleyen ya FETÖ bağlantılı olanlar. O nedenle bizim en başta OHAL kapsamında yaptığımız düzenlemelerin çerçevesinden bir sapma yok.”
Kaynak, KHK’ların iptali için Anayasa Mahkemesi’ne dava açılamayacağı tezinde de ısrarlı.
Anayasa Mahkemesi’nin görev ve yetkilerini düzenleyen Anayasa’nın 148. maddesinin KHK’ları denetim kapsamı dışında bıraktığını söylüyor.
CHP’nin Anayasa’nın 15. maddesinde yer alan “OHAL söz konusu olsa da kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî varlığının bütünlüğüne dokunulamaz; kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz; suç ve cezalar geçmişe yürütülemez; suçluluğu mahkeme kararıyla saptanıncaya kadar kimse suçlu sayılamaz” ifadesine dayanarak dava açmayı deneyeceğini ancak bu düzenlemenin KHK ile yapılan işlemleri engellemediğini savunuyor.
Mağduriyetlerin düzeltilmesinde kararlı olduklarını vurgulayan Kaynak, “Zaten biz OHAL kararı alırken, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin belli maddelerini Fransa gibi askıya aldık. Ancak sözleşmenin temel değerleri bizim için de hâlâ sonuna kadar geçerlidir” dedi.
Bayramdan sonra KHK odaklı tartışmalar daha da alevlenecek gibi gözüküyor.