Liste uzun.Neredeyse yılın her bir ayına karanlık bir olay denk geliyor.
Her biri ayrı ayrı mücadele gerektiren saldırılar.
Gelen şehit haberleri, can kayıpları.
Türkiye Cumhuriyeti için kara bir yıl oldu 2016…
Tarihe böyle geçecek ve böyle anılacak.
93 yıllık tarihi boyunca Türkiye’nin doğrudan varlığına kast edilen başka bir yıl yaşanmadı.
15 Temmuz’da yaşadığımız şok uzun yıllar belleklerden silinmeyecek.
“İnanılmaz ama gerçek” dedirtecek olaylar yaşadık.
Cumhurbaşkanı’nın canına kastedildi…
Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı yönetmiş Gazi Meclis bombalandı…
Cumhurbaşkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Ankara Emniyet Müdürlüğü, Özel Harekât’a bombalar yağdı…
Uçaklar, helikopterler, tanklar, makineli tüfekler halkın üzerine ateş açtı.
FETÖ kanlı bir askeri darbeyle Türkiye Cumhuriyeti devletini ele geçirmeye çalıştı.
Şehitler vermeyi göze alarak, tankların önüne yatarak, kurşunlara göğüs gererek halk bu darbeyi püskürttü.
Türkiye, FETÖ gerçeğiyle kanlı bir biçimde yüz yüze geldi.
PKK, bir yıl boyunca Güneydoğu’yu silahla işgal etmeye kalkıştı. Hendekler kazdı, barikatlar kurdu, bombalar patlattı.
Türkiye kanlı girişimlerin hepsinin üstesinden geldi.
Üç örgütle mücadele
Güvenlik güçleri, FETÖ, DAEŞ ve PKK ile amansız bir mücadele verirken, halk devletine, demokrasisine, ülkesine sahip çıktı.
Suriye’deki savaşı Türkiye’ye taşımak için arka arkaya yapılan saldırılarda, bombalı eylemlerde yüzlerce vatandaşımız yaşamını yitirdi, yüzlerce asker, polis şehit oldu.
Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonuyla savunmasını Suriye topraklarına taşımak zorunda kaldı.
Türkiye, 2017’ye de varlığına kast eden bu üç terör örgütüne karşı mücadeleyle giriyor.
Bir varlık-yokluk savaşı veriyor…
2017’ye girerken umut veren işaretler de yok değil.
Suriye’de Türkiye’nin de katkısıyla sağlanan ateşkes ve Astana’da kurulacak barış masası, savaşın sona ermesi ve kalıcı barışın sağlanması yolunda önemli adımlar.
2016’da yaşadıklarımıza karşın 2017’den umudu kesmemek gerekiyor.
2016’da yapılan tüm saldırılara karşı ayakta kalan Türkiye, birlik ve beraberliğini en üst düzeye çıkararak yeni yıla sarkan bütün bu güçlüklerin üstesinden gelebilir.
Unutulmamalı ki 2016’nın neredeyse her anında saldırılar vardı ama buna karşılık o saldırılara boyun eğmeyen, ayakta kalan bir Türkiye de vardı.
15 Temmuz’da olduğu gibi.
Tankıyla, uçağıyla, tüfeğiyle darbeciler vardı ama onların karşısında bir araya gelmiş iktidarı, muhalefetiyle halk vardı.
Ne kadar çok üzüldüysek, o kadar da ayakta durmanın yolunu ve yöntemini öğrendik.
Geride bıraktığımız yılın özlenecek bir yanı yok.
Hemen herkesin de bu konuda duygusu ortak.
En gerçekçi ve kapsayıcı dilek hepimiz için yeni yılın eskisine benzememesi.
Mutlu anılar biriktirebileceğimiz ve bitmesini değil, bitmemesini isteyeceğimiz bir yıl geçirmek dileğiyle.