Gökkafes derken muazzam bir yapının kurnazlıklarla, plan değişiklikleriyle, hatta idari yetki alanı oyunlarıyla yapıldığı, yasal olmadığı tartışılıyor.Bu köşeye göz atanlar bilir, yıllar önceden başlayarak hep "devri sabık" yaratma gereğinden söz ettim durdum.Kusurların üzerine "şal" örtülmemeli. Politikacılar "Sen beni görme, ben de seni görmeyeyim" çıkar paylaşımı yapmamalı. Geçmiş icraat kurcalanabilmeli. İşte bugün Gökkafes için de aynı şey gerekiyor. Dosya açılmalı haklı, haksız ne varsa, ne yapılmışsa ortaya dökülmeli. Gökkafesin yasalara uygunluğu ortaya çıkarsa, kimsenin sözü kalmaz. Ama bu ispatlanamazsa, "şeriatın kestiği parmak acımaz"...Gökkafes olayı bir milat olmalı.Özellikle İstanbul şehrini yiyen, kemiren, gelmiş geçmiş tüm hukuksuzlukların gün ışığına çıkarılması bakımından bir milat.* * * İSTANBULun bazı kamburları var.Bugün şehrin nüfusu nereden başlıyor belli değil. Çünkü İstanbulun sınırları belli değil. Önüne gelen yeni yeni mahalleler, semtler yaratıyor.Planlı, programlı bir şehirleşmede, altyapısı hazırlanmayan yerleri iskâna açmak, keyfi genişlemeye imkân sağlamak mümkün müdür?* * * SİYASET de İstanbulun kamburlarından biri. Yeşil alanların, politik nedenlerle talanına göz yumuldu. Kanunlar çıkarılarak da yağma pek çok kez meşrulaştırıldı.Rüşvetle bütünleşen bürokrasi de bu yozlaşmada rol oynadı.Biblo gibi mimarlık şaheseri yapılarıyla, yeşilliği, çiçeği, heykelleri, çeşmeleri, fıskıyeleri, havuzları, meydanları, ışıklandırması, temizliği ve rengârenk kaldırımıyla bir İstanbul var mı?Yok.* * * "KENTE ait olma duygusunun ve kentlilik bilincinin" pekiştirilememesi, geliştirilememesi de İstanbulun kamburlarından biri oldu.Bu büyük kentin sahiplerinin ortak bir vizyon ve felsefede nasıl buluşturulacağı problemiyle karşı karşıya kalındı.* * * İSTANBULu İstanbul yapan özelliklerin korunması, estetiğin ön plana çıkarılması, kamburlarından kurtarılmasıyla mümkündür.Bunun için de her şeyden önce, "devri sabık yaratmak", geçmişle hesaplaşmak gerekiyor. İSTANBUL yine önemli bir yolsuzluk iddiasıyla gündemde. Siz unutun Ramazan çadırlarındaki insan manzaralarını. Siz bakmayın bedava bir ekmeği kapmak için birbirlerini ezen insanlarımıza...Türkiyede iyi şeyler de oluyor!Örneğin, Leventte bir lokantada özel mantarlı bir tabak makarna 120 milyon liradan kapış kapış gidiyor.Afiyet olsun... EKMEK VE PASTA! G.O.R.A. Gazetedeki başlık şöyle: "G.O.R.A." rekor kırdı. Ne rekoru? İlk üç günde, izleyici rekoru. Kırar, G.O.R.A. daha çok rekor kırar. Film henüz görülmeden aylar önce başlayan methedici yayın G.O.R.A.yı seyirci rekoruna da, kazanç rekoruna da aday haline getirmişti.Ben "Görmeden ahkâm kesmem" diye yazdım ve salı günü gittim, gördüm.Hayal kırıklığına uğradım. Aylarca methedilen film bu olamazdı. Hele birkaç basit espri hiç oturmamıştı.Aslında Cem Yılmazı sahnede severim demiştim. Aynı şeyi tekrarlayacağım.Ama onun 8 - 10 sağlam esprisi için bu kadar zahmete ne hacet. Yani G.O.R.A. bir damla bal için bir çuval keçiboynuzu çiğnemeye benziyor.Genellikle sıkıldım. Gülen, kahkaha atan yok muydu? Vardı. Ama tahmin ederim seyircinin bir kısmı zaten şartlanmıştı. G.O.R.A.ya "güleceğim" diye gelmişti.Gidip görün, bakalım siz ne diyeceksiniz. Bal ve keçiboynuzu TÜRKİYE Türkiye, Savunma Sanayiini on yıldır geliştiremiyor.Buna son vermek için yeni bir atılım söz konusu. Geç de olsa dört dev ve öncü şirketin birleştirilmesine karar verildi.Bakan Hilmi Güler de 2012de ilk nükleer santralların devreye alınacağını açıkladı.Bölgemiz nükleer çember içinde sayılabilir. En yakınımıza bakın. Tahran, uranyumu zenginleştirme programını askıya almaya zorla razı olsa da, lider Hamaneyin "Nükleer bombanız yoksa Müslüman sayılmazsınız" sözü unutulmamalı.Rusya da dün yeni bir atom bombası geliştirdiğini açıkladı.Böyle bir coğrafyada, hele AB üyeliği de gerçekleşmezse Türkiye korumasız kalacak demektir.Daha birkaç yıl önce, Apo gerginliği sırasında Suriyenin kaç tane tankı olduğuna dair yaptığımız hesapları unutmayalım.Bu nedenle Türkiye nükleer güç konusunda da ne yapabileceğini gecikmeden tartışmalı.Türkiye, ABye hem girecekmiş hem giremeyecekmiş gibi ikili hazırlık içinde olmalı. dheper@milliyet.com.tr Güçlü olmak zorunda