Kültür SanatEfsane İstanbul’da

Efsane İstanbul’da

25.01.2008 - 00:00 | Son Güncellenme:

Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi, dünyanın en sıradışı fotoğrafçılarından biri olan ve 'fotoğrafın yaşayan efsanesi’ olarak tanımlanan Josef Koudelka’yı ağırlıyor

Efsane İstanbul’da

Yasemin Bay

Josef Koudelka’nın bugüne kadar çekmiş olduğu tüm fotoğraflardan örnekler içeren retrospektifinin basın toplantısı dün Pera Müzesi’nde yapıldı. Toplantıya Koudelka’nın yanı sıra Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kültür ve Sanat İşletmesi Genel Müdürü Özalp Birol, sergi danışmanı Coşar Kulaksız ve Magnum Türkiye Temsilcisi Hasan Şenyüksel katıldılar.
Farklı bir fotoğrafçı Koudelka. Yıllardır ülkesi Çek Cumhuriyeti’nden ayrı yaşıyor. “Hayatınızı yapmak istediğiniz şeylere göre yönlendirmelisiniz” diyen Koudelka için bir gezgin demek hiç de yanlış olmaz. Yılın büyük  çoğunluğunu gezerek ve fotoğraf çekerek geçiriyor. Üstelik otelde kalmayı değil de sırtındaki uyku tulumunu tercih ediyor genellikle. Özgürlüğüne çok düşkün, onun için önemli olan fotoğraf çekebilmek. Pera Müzesi’ndeki retrospektifi de Türkiye’deki ilk ve son sergisi. Çünkü usta fotoğrafçı bu retrospektifin ardından son sergisini Atina’da açmayı planlıyor.
Koudelka, çığır açan fotoğraflara imza atmış bir isim. 300 fotoğrafın yer aldığı sergi, Pera Müzesi’nin üç katına yayılıyor ve 6 bölüm altında toplanıyor. Retrospektif, “Başlangıçlar” serisiyle açılıyor. Koudelka’nın 23 yaşındayken gerçekleştirdiği ilk sergisinden, nadir ve özgün fotoğraf baskıları yer alıyor bu bölümde. Ardından Koudelka’nın en önemli çalışmalarından biri olan  “Çingeneler”e geçiyoruz. 1962 - 1970 yılları arasında Çekoslovakya ve Romanya’da çekmiş olduğu bu serideki fotoğraflar sadece Çingenelerin 'bohem’ dünyasını tüm çarpıcılığıyla sunuyor.
Koudelka’nın ününe ün katan ve tüm dünyada artık klasikler arasına giren “İşgal” serisi de sergide önemli bir yer kaplıyor. 1968’de Rusların Çekoslovakya’yı işgal ettiği dönemde çektiği fotoğrafları sayesinde dünya Koudelka’yı tanımıştı.  Sanatçının bu serideki fotoğrafları yıllarca 'isimsiz Çek fotoğrafçı’ imzası ile yayınlanmış hatta 1969’da “Robert Capa Altın Madalyası” ile ödüllendirilmişti. Bu fotoğraflar, dünya üzerindeki tüm silahlı işgallere karşı, silahsız olanın güçlü olduğunu simgeleyen anıtsal fotoğraflar. Serginin son bölümü ise Koudelka’nın “Kaos” adlı çalışmasına ayrılmış.  “Kaos”, uygarlığın yarattığı felaket ve yıkımı, kusursuz ve ustaca kullanılmış panoramik fotoğraf estetiğiyle gözler önüne seriyor.
Sergi 13 Nisan’a kadar izlenebilir. (0212) 334 99 00
Koudelka ile yapılmış ayrıntılı röportajı Milliyet Sanat dergisinin şubat sayısında okuyabilirsiniz.

'Josef’i atmalıyız!’

Koudelka özgürce fotoğraf çekebilmenin önemini vurguladığı basın toplantısında şöyle dedi:  “Magnum, fotoğraflarımı basında ve kitaplarda 'kullanılması’ için satıyor, oradan para kazanıyorum. Ya da sergilerden. Başkalarının seçtiği konularda da fotoğraf çekmedim hiç. Benimle ilgili fotoğraflar çektim ve bu da benim devam etmemi sağladı. Fotoğraf konuyu, konu ise fotoğraf çekeni yaratır. Bildiğim dünyayı yansıtmaya çalışıyorum. 15 yıl önce New York’taki Magnum bürosunun müdürü 'Josef’i atmalıyız çünkü para kazandırmıyor. Fakat kendisini satmadığı için de en değerlimiz o’ demişti. Benim için önemli olan özgürlüğüm.”