Biliyorum.. Kırk katır mı kırk
satır mı gibi bir soru oldu..
Biliyorum.. Terör örgütleri kıyaslanmaz..
Biliyorum.. Terör örgütü terör örgütüdür, yumuşağı, serti, iyisi kötüsü olmaz..
Ama yine de kıyaslanabilir..
Hadi soruyu şöyle soralım.. Hangisi daha kapalı.. Hangisi daha bilinmezlerle dolu.. Hangisi daha gizemli..
***
Şöyle bi bakalım..
PKK da bombalı saldırılar düzenliyor, IŞİD de..
PKK araçlara bomba yükleyip patlatıyor..
IŞİD bombayı araca değil insana yüklüyor.. Canlı bomba kullanıyor..
Biri yerli..
Öteki yerli/yabancı karışık.. Bazen tamamen yerli (Suruç bombacısı).. Bazen tamamen yabancı (Sultanahmet bombacısı) .. Bazen hem yerli hem yabancı (Ankara Gar bombacıları)..
***
PKK yerli dedik..
Militanların kim oldukları isim isim biliniyor; kamplarının nerede olduğundan nasıl eğitim aldıklarına.. Şehir örgütlenmelerinden kırsaldaki yapılanmalarına kadar..
Her şey açık, ortada..
Aslında PKK yarı şeffaf örgüt..
Bilinmeyeni yok gibi.. Mesela uyuyan hücresi yok.. (TAK eylemleri uyuyan hücre sayılır mı; emin değilim)
Bilinmeyeni yok ama, 33 yıl oldu, hâlâ başa çıkılamadı.. Beli kırılıyor ama yeniden doğruluyor..
Çünkü..
PKK müthiş bir insan kaynağının üzerine oturuyor.. Dağa çıkmanın önü arkası kesilmiyor..
15 yaşını bulan gözünü
dağa çeviriyor..
***
IŞİD bizim için yarı yerli, yarı yabancı.. Tamamen kapalı örgüt.. Merkezleri Suriye ama Irak’ta da Libya’da da güçlüler..
Kaç ülkeden, kaç aktif militanı var; bilinmiyor..
Kaç uyuyan hücresi var; belli değil..
Her hücre kaç kişi?
O uyuyan hücreler hangi ülkelerde?
Türkiye örgütlenmesi nasıl? Kim koordine ediyor?
Soru işareti çok..
***
Havalimanı katliamını üzerine çok kafa yormamız gerekiyor..
Üç terörist var.. Biri Dağıstan uyruklu Rus.. İkincisi Özbek.. Üçüncüsü Kırgız..
Üçü buluştu, İstanbul’a gelip kendilerini patlattılar..
Neden?
İşte bu neden veya niye sorusunun cevabı kilidin anahtarı..
‘Abartmayalım’mış!
Muhalefet iki gündür terör konusunu Meclis’e taşımak istiyor.. Terörü konuşmak istiyor, tartışmak istiyor ama iktidar partisi kabul etmiyor..
Önceki akşam muhalefetin terör saldırıları araştırılsın önerisi iktidar partisi oylarıyla reddedildi..
Son yedi ayda terör konusunda verilen ve reddedilen 22. önergeymiş..
Dün İçişleri Bakanı Meclis’te konuştu..
Muhalefet biz de konuşalım dedi ama Meclis Başkanvekili izin vermedi..
Hır gür, bağırış çağırış; sonuç yok..
CHP’nin terör konulu genel görüşme talebi de reddedildi tabii..
***
Memleket son yedi ayda terörün her yüzünü gördü, en şiddetlisini yaşadı..
Memleket yedi aydır terörle yatıyor, terörle kalkıyor..
Memleketin psikolojisi bozuldu, insanlar panik atak hastası oldu,
paranoyak oldu..
Memleketin Meclis’i, daha doğrusu, memleketin iktidar partisi hâlâ bu konuyu konuşmuyor..
Konuşmaya değer görmüyor..
***
Niyeymiş?
Efendim, abartmamak lazımmış!
Neyi?
Biz değil, terör abarttı..
Yedi ayda 17 bombalı saldırı düzenlendi; 300’den fazla insan öldü..
Güneydoğu’da 11 ilçede kent savaşı yaşandı.. 600’e yakın güvenlik görevlisi şehit düştü.. 8 bine yakın PKK militanı öldürüldü veya yakalandı..
11 ilçenin yarısı yerle bir oldu.. Suriye’ye benzedi.. .
***
İktidar partisi hâlâ abartmayalım diyor..
Sormak lazım, Meclis’in terörü ciddiye alması için.. Genel görüşme açıp konuşması için.. Memleketin önemli sorunu sayması için..
Kaç kişinin ölmesi lazım?
Yüksek yargıdan bi ses bi sestir..
Türkiye havaalanı saldırısıyla meşgulken, Meclis, yüksek yargıya neşter vuran yasayı ele aldı..
Kabul etti tabii..Yasayla, Yargıtay’la Danıştay sıfırlanıyor ..
Üyelerin üyelikleri düşüyor..
Başkan, başkanvekili, başsavcı, başsavcı vekili hariç..
Onlar koltuklarını koruyor..
Bu sebeple olacak; sıfırlama yasasına tepki göstermediler.. Ağızlarını açmadılar..
Suspus oldular..
***
Onlar susuyor da peki ya öteki Yargıtay, Danıştay üyeleri..
Onlar neden susuyor?
Şundan: 516 üyeli Yargıtay 300 üyeye inecek.. Sonra kademeli olarak 200’e..
300’e girme yarışı var..
Ne olur ne olmaz!..
***
195 üyeli Danıştay ilk aşamada 116 üyeye inecek, sonra 95’e düşecek..
Orada da koltuğu kaptırmama yarışı/telaşı var..
Onlar da bu sebeple suskun!.
***
Bu durumu eleştirmiştim.. Yakışık olmadığını söylemiştim.. Geçenlerde Yargıtay’dan bi ses duydum..
Bi ses bile yüreğime su serpti..
Barolar Birliği’nin sempozyumuna katılan Yargıtay üyesi Mustafa Ateş; ‘Efendisi olan bir hâkim olmak istemiyorum. ‘Özgürlük vazgeçebilmektir’ diyor ünlü bir düşünür. Ben de efendisi olan bir hâkim olmaktansa vazgeçebilmeyi göze alıyorum’ demiş..
Ne diyelim..
Bi ses bi sestir..