İdam çözüm değil kadına bakış sorunlu

YARGI MENSUPLARI TARTIŞTI: ‘Oğullarımız önce insanlık öğrenmeli’

Hâkim Murat Kopal: İdam cezası geri gelmeli. Hatta ağırlaştırılmış idam diye bir şey olmalı. Öyle asılıp da kurtulmamalı hemen. Suçu işleyen uzuvları kesilerek kan kaybından bağıra bağıra ölmesi gerekir böylelerinin.
Cumhuriyet Savcısı Kemal Yalçın: İdam gelmeli, hem de bir an önce.
Hâkim Önder Topal: Bizim ceza ve infaz mevzuatı caniler için ödülden başka bir şey değil.
Hâkim Özlem Yılmaz: Bu tarz eylemlerin azalmasını sağlar mı bilmiyorum ama idam olmasa bile böylelerinin bir daha güneşi görme ihtimali ve ümidi olmamalı.
Avukat Ergün Vardar: İdam cezalarını her zaman savundum. İdam cezaları bir tarafta dursun, uygularsın ya da uygulamazsın.
Hâkim Mehmet Çamur: Böyle bir yaratığın aldığı her nefes dünyadaki tüm canlıların bir nefesini eksiltiyor.
Hâkim Erol Akyürek: Bu olay sosyolojiktir. Kadına karşı toplumun bakış açısının bir yansımasıdır. Evliliğin anlamını bile kavrayamayacak kız çocukları evlilik adı altında toplumsal törenlerle ve toplum onayıyla cinsel istismara maruz kalmaktadır. Kadın ülkemizde geleneksel anlayışa göre eşya olarak görülmektedir. Toplum kadını eve hapsetmeye çalışmakta sosyal yaşam içinde yer alan kadınlaraysa çarpık bir anlayışla bakmaktadır. Bu vahşetleri kanunlardaki cezaları artırarak önleyemeyiz. Toplumsal geri kalmışlığımızı sorgulayarak ve bu toplumu çağdaş sosyal normları içselleştiren bir topluma dönüştürerek önleyebiliriz. Bu ülkede tecavüze uğrayıp öldürülen kadınlardan dolayı sadece bunlar ya da şunlar değil hepimiz toplum olarak suçluyuz.
Hâkim Aydın Başar: Sapık, vahşi bir adam idam cezası korkusuyla yaptığından vazgeçmez.
Hâkim Salim Balık: Öncelikle eğitim gelmeli, ahlak gelmeli, insani değerler gelmeli ve en önemlisi bunlar gelmediğinde kendisini sorumlu hissedecek insanlar yönetime gelmeli.
Hâkim Sevgi Övüç: Öncelikle kızlarımıza nasıl giyinmesi gerektiğini değil, oğullarımıza nasıl insan olması gerektiğini öğretmeliyiz.

ANLAYIŞ SORGULanıyor:‘Saldırgan kültür canlandı’

Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı (Koç Üniversitesi İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi): Vahşice bir olay. Sebepleri ciddiyetle incelemek gerekiyor. Gittikçe muhafazakârlaşan bir ortamın bunda etkisi var. İslam’daki insancıl yaklaşım, sevgi yaklaşımı göz önüne alınmıyor. Kadının başına gelenden kadın sorumludur, tahrik etmiştir gibi bir bakış açısı hâkim. Bu da kadın erkek ilişkilerinin cinselliğe indirgenmesinden kaynaklanıyor. Hâlbuki kadın-erkek ilişkisi insan ilişkisidir.
Prof. Dr. Ali Akay (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı): Muhafazakâr ve tabandan gelen şiddet dolu ve savaşkan, saldırgan kültür canlandı. AKP son dönem politikalarında muhafazakâr ve hoyrat davranış biçimlerini politikasına yerleştirmiş duruyor. Başörtülü veya kapalı veya başörtüsüz ve açık ayrımı değil, kadınların ve erkeklerin birlikte şiddete karşı girişecekleri bir medeniyet mücadelesi şart olmuş vaziyette.
Avukat Canan Arın (Mor Çatı Kadın Sığınma Evi kurucusu): Kadına yönelik şiddeti etkileyen en önemli unsur siyasi söylemlerdir. Türkiye’deki kadın erkek eşitliğini yok etmeye çalıştıkça bu ve benzeri ölümler sürecek. Bunların müsebbibi Tayyip Erdoğan ve hükümetidir.

CEZA HUKUKÇULARI KARŞI ÇIKTI: ‘İdamı getirmek geriye dönüş olur’

Eski İstanbul Barosu Başkanı Turgut Kazan: Toplumun vicdanını isyan ettiren bir suç işlendiği zaman ille de idam cezasını yeniden tartışmak doğru bir yöntem değildir. Biliyorsunuz bir tarihte KCK’lılar için, PKK’lılar için o günkü Başbakan ve AKP bu tartışmayı başlatmıştı. İdam cezası bir kere zaten o istenmeyen, o toplum vicdanını yaralayan suçların işlenmesini önleyebilseydi idam cezası varken bu suçlar işlenmezdi. Oysa bu suçlar, idam cezası kalkmış olduğu için artmış değil. Türkiye’de ne yazık ki benzer insanlık dışı sayılan suçlar hep işlenmiştir, işlenmektedir. O yüzden idam cezasını getirdiğinizde belli suçların önleneceğini sanmak ceza infaz hukuku bilimine aykırıdır. Hele hadım etmek olacak şey değildir. Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası olabildiğince ağır bir cezadır.
Prof. Dr. Köksal Bayraktar: İdam cezasının yeniden konulması, çok basit bir deyimle geriye dönmektir. Hem insan hakları yönünden hem de toplumun çağdaşlığı yönünden uygun bir davranış değildir.”
Prof. Dr. Hakan Hakeri: Bu minibüs şoförü ölüm cezası olsa bunu yapmayacak mıydı? Onu mu düşündü yaparken, hayır. Dolayısıyla çok da bir işe yaramayacağını düşünmekteyim.

‘Erkek anlayışı kutsar’

Ankara Barosu’ndan avukat Sertaç Ekinci: Özgecan Aslan’ın katilleri hakkında tepki gösterirken tam da Özgecan’ın katline neden olan erkek devlet anlayışını kutsayan idam, kısasa kısas ve linç söylemleri ironiktir. Sorun köküne kadar politikken bunu basit bir intikam seviyesine çeken anlayışa karşı dikkat edilmesi gerekir.

Cezalarını bulsunlar

Anne Songül Aslan, adaletin yerini bulmasını istediğini belirterek, acılarının çok büyük olduğunu söyledi. Başka ailelerin canının acımamasını isteyen Aslan, bir gazetecinin, “Zanlıların idam edilmesini istiyor musunuz?” sorusu üzerine, “Evet, istiyorum. Gereken cezayı bulsunlar, bu katliamı yapanlar idam edilsin” dedi.
Öte yandan, 20 yaşındaki genç kızın Çağ Üniversitesi’nden arkadaşlarının ziyareti sırasında Aslan ailesi duygu dolu anlar yaşadı. Anne Aslan, kızının arkadaşlarına sarılarak, teşekkür etti.

Dünyada cezasına artırım var

Cinsel taciz ve saldırı kapsamında değerlendirilen tecavüz suçunun karşılık bulduğu ceza, ülkeden ülkeye değişiyor. Mısır’da eğer kurban kaçırılmış ya da öldürülmüşse tecavüz ölüm cezasıyla son bulabiliyor. Küba’da tecavüze başka suçlar eşlik etmiş ve kurban hayatını kaybetmişse idam cezası veriliyor. Guyana, Bangladeş, Çin, İran, Irak, Kuzey Kore, Kuveyt, Pakistan, Suudi Arabistan, Sri Lanka, Suriye, Tayland, Birleşik Arap Emirlikleri, Vietnam tecavüz suçunun idamla cezalandırılabildiği ülkeler. Hindistan ve Tacikistan’da tecavüze eşlik eden başka suçlar varsa idam cezası verilebiliyor. Sudan ve Afganistan, son zamanlarda cinsel suçlarla yargılanan zanlılara idam cezası veren ülkelerden.
ABD’de eyaletten eyalete yasalar farklılık gösterirken tek başına tecavüz, idam cezasına yeterli değil; ancak cinayet işlendiği takdirde idam cezası verilebiliyor. Fransa’da tecavüz suçu en çok 15 yıl hapis cezasıyla karşılık buluyor. Eğer kurban 15 yaşın altındaysa verilen hapis cezası en çok 20 yıl, tecavüze bir şekilde işkence veya herhangi bir zulüm eşlik etmişse bu sefer zanlıya ömür boyu hapis cezası verilebiliyor. Rusya’da kurbanın yaşına göre verilen cezalarda farklılık görülüyor. 12 yaşından küçük olan kurbanlar için daha büyük bir ceza verilirken 16 yaşından küçük olanlar için de ağırlaştırılmış cezalar öngörülüyor.
İngiltere’de ise Adalet Bakanlığı’nın 2010 yılına dair yaptığı araştırmada tecavüzden mahkumiyet giymiş kişilerin ortalama 8 yıldan fazla hapis yattığı ortaya çıktı. Bu sürenin cinayet için verilen cezalardan daha büyük olduğu belirtildi. 984 tecavüz zanlısından 134’ünün dört yıl ya da daha az hapis cezası aldığı, sadece bir kişinin 12 aydan daha az hapis cezası aldığı belirlendi.
( DIŞ HABERLER SERVİSİ )